Haberi Yapay Zeka ile Özetinden Okuyun. Neden Habokado?
Yeni Yıl Ödevi
Süreci daha da hızlandırmak ve Net Sıfır dünyaya geçişin kalan yüzde 30'unu yerine getirmek için 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine ulaşmamız gerekiyor. Enerji geçişi, düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş ve daha yeşil enerjiye sahip olmak çok önemlidir ve bu nedenle enerji verimliliği çok önemlidir. Ancak, şimdi "Yeterlilik" i tartışmaya başlama zamanıdır. Enerji tüketiminin yüzde 60'ı boşa harcanan enerji olarak tespit edilmiş. Bu nedenle, en büyük enerji kaynağı, enerji verimliliği olarak savunuluyor. Yeşil hidrojen üretiminin kaynağı yenilenebilir elektriktir ve Türkiye bu konuda çok avantajlı doğya sahip. Gerek yeşil hidrojen gerekse türevleri hem cari açık hem de enerji arz güvenliğinde destek olacaktır. Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği H2DER, yılın son Yönetim Kurulu toplantısında 2025 beklentilerini, bu yönde dile getirdi. Özel Yeşil Hidrojen Üretim Endüstri Bölgeleri ilan edilmeli Off Grid (Şebeke dışı) elektrik (GES ve RES) üretimi yeşil hidrojen üretimine yönlendirilebilmeli. Yenilenebilir enerji üretimimiz artarken, hidrojen kullanım alanlar da gelişecektir. 2025 ve 2026 yılları için yüzde 1, 2027 için yüzde 2, 2028 için yüzde 3, 2029 için yüzde 4 ve 2030 için yüzde 5 oranlarında jet yakıtına SAF karışımı (SAF: Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı) kullanmak zorundadır. Hidrojen, net sıfır için sağlayacağı fayda kadar istihdam da yaratacak. Enerji sektörü bugün dünya çapında 67 milyon kişiye istihdam sağlıyor (Küresel istihdamın yüzde 2'sinden fazlası). Yeşil hidrojen, temiz enerji dünyasının güçlü ürünü; dikkatle, özenle, hızla geliştirmeliyiz. Çünkü yeşil hidrojen gelecektir! Şenol hoca, "evsahibiyim, it de gelse karşılarım" gibi daha da yakışıksız sözlerle açıklama yapıyor, "çok terbyesizsin" diyor. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Fair Play Komisyonu, 2023 Türkiye Fair Play Ödülleri sahipleriyle buluştu. TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener, Fair Play'i "kişinin vicdanının sesini duyması" olarak tanımlıyor. En büyük ödül ise, Fair Play ödüllerini kazananlar ile birlikte yaşamak.
24 Aralık 2024 03:00
Medya Adaleti Ve İslamcı Terörizm Algısı
Asırlar öncesinden 21. yüzyıl günümüz çağına kadar dünyanın farklı farklı coğrafyalarında genellikle Müslüman halklar, mazlum ve mağdur edildiler. Bu sıfatın hakkını veren er kişiler "bizden zarar gelmez" diyerek hatta beyaz bayrak çekerek işgal altında komşusundan bir yudum su almaya dahi gidemedi, gidenler vuruldu... Yine Suriye devriminden örnek verelim; Esed Baas Rejimi tarafından 2 milyon 600 küsur bin insan katledildi. Almanya'da Saksonya-Anhalt eyaletinin Magdeburg kentinde 20 Aralık'ta Noel pazarına araçla yapılan saldırıda 5 kişi yaşamını yitirdi, 200'den fazla kişi yaralandı. Yirmi yıldır Almanya'da yaşayan Taleb Abdu'l Muhsin'İslamcı terörist' diye servis edildi. Saldırganın Almanya'nın aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisine sempati duyan psikiyatri ve psikoterapi uzmanı Suudlu ve Şii kökenli bir Ateist olduğu da çok geçmeden anlaşıldı. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, gazetecilere yaptığı açıklamada, şüphelinin "İslamofobik" görüşlere sahip olduğunun "açıkça görüldüğünü" söyledi. Medyanın "İslamcı terörizm" diye ifade ettiği ve her katili, her soysuzu, Müslüman kisvesiyle servis ettiği bir çağın içindeyiz. Çileyi, işkenceyi, tacizi, tecavüzü, ölümü defaaetle yaşayan Müslümanlara bu zulümleri yapanlar "savaşçı" olarak nitelendirilirken; terörle hiç alakası olmayanlar terör etiketi ile damgalandı.
24 Aralık 2024 03:00
Mafya Kültürünün Romantize Edilmesi
Gelin, bu iki dizinin neden bu kadar popüler olduğunu ve onların toplumsal etkilerini derinlemesine inceleyelim: Kurtlar Vadisi'nin Popülaritesi Kurtlar Vadisi, 2003 yılında yayınlanmaya başladığı günden bu yana Türk televizyonlarında en çok izlenen dizilerden biri oldu. Kurtlar Vadisi ve Gençler Üzerindeki Etkileri Kurtlar Vadisi özellikle 2000'lerin başında büyük bir popülerlik kazandı ve gençler üzerinde büyük bir etkisi oldu. Bu karakterler, gençler arasında "erkeklik" ve "güç" tanımlarını yeniden şekillendirmiş olabilir. Ahlaki Çelişkiler: Polat Alemdar gibi karakterlerin, hem kötü hem de iyi yönleri olan bir yapıya sahip olması, genç izleyicilerde "doğru" ve "yanlış" kavramlarının bulanıklaşmasına neden olabilir. Mafya Kültürünün Romantize Edilmesi: Kurtlar Vadisi, yeraltı dünyasını bazen romantize ederek sunmuş ve bu da bazı gençlerde, "mafya" ve "suç" dünyasına yönelik ilgiyi artırmış olabilir. Mafya liderleri, bir tür "kahraman" gibi gösterildikleri için, bazen bu tür şiddetli ve yasa dışı dünyalar daha cazip hale gelebilir. Aşk-ı Memnu'nun Popülaritesi Aşk-ı Memnu, Halit Refig'in 1975 yapımı aynı isimli romanından uyarlanan, 2008-2010 yılları arasında yayınlanan ve büyük bir izleyici kitlesi tarafından takip edilen bir diziydi. Bu dizinin bu kadar popüler olmasının sebepleri: Çarpık İlişkiler ve Yasak Aşk: Aşk-ı Memnu, yasak aşk teması etrafında döner ve izleyicilere adeta bir "yasak ilişkiler dünyası" sunar. Yasak aşk, özellikle genç izleyicilerin ilgisini çekerken, bu tür ilişkilerin "aşk" adı altında masumlaştırılması, dizinin popülerliğini artırdı. Bu unsurlar, diziyi sadece bir "aşk hikayesi" olmaktan çıkarıp, aynı zamanda bir tür "fantazi dünyası" haline getirdi. Ancak, bu tür dizilerdeki çarpık ilişkilerin popüler olmasının tek nedeni sadece bunların "yasak" olması değil. Yasak aşklar, izleyiciye bir tür "yasaklanmış meyve" duygusu sunar, bu da dizinin izlenme oranlarını artırır.
24 Aralık 2024 03:00
Konkordato 2024'te Hız Kesmedi
Bu artış Kasım 2024'te zirve yaptı ve 11 ayda konkordato ilan eden eden şirket sayısı 1504'e ulaştı. Bu da bize, 2019 yılındaki toplam 1387 konkordato başvurusunun gerçekleştiği yılın önüne geçerek 2024 yılı için en fazla konkordato ilan edilen yıl olma özelliği kazandırdı. 2019 yılında pandeminin etkisiyle o yıl konkordato talep eden şirket sayısı 1387 iken 2024 yılı Kasım ayı itibariyle 1504 şirket konkordato talebinde bulundu. Konkordato Takip sitesinin verilerine göre, 2023 yılında 519 şirket için Geçici Mühlet Kararı verilirken 2024 yılı Kasım ayında 152 şirket için Geçici Mühlet Kararı verildi. 1.504 şirketin konkordato talep ettiği; 612 şirketin ise "konkordato" talebine ilişkin herhangi bir ödeme güçlüğü ve finansal bir gereksinimi yokken sırf borçtan kurtulmak için konkordato talebinde bulunduğunu belirtelim. 2024 yılını kapattığımız Aralık ayının son günlerinde şirketlerin konkordato sürecine girmeleri ve talepte bulunmaları hem ekonominin daralması hem de finansal sıkışıklık nedeniyle 2019 yılındaki en yüksek sayıyı geçerek 2024 yılında 1504 şirket ile zirve yapmış oldu. Geçmiş yılları incelediğimizde "konkordato" taleplerinin çoğunlukla Küçük Orta Büyüklükteki İşletme (KOBİ) ölçekli işletmelerden geldiğini görüyoruz. Ancak, son 2 yıldır "konkordato" taleplerinin büyük şirketler ve AVM'lerden geldiğini belirtmiştik. 2024 yılı kapanırken konkordato talep eden şirketler borsada da etkisini gösterdi. Şirketin, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı açıklamaya göre alacaklılar tarafından başlatılacak haciz işlemleri sebebiyle, üretim faaliyetlerinin aksamaması için 19 Ağustos 2024'te piyasalar kapandıktan sonra konkordato başvurusunda bulunduğunu ve mahkemenin 3 ay süreli konkordato kararı verdiğini bildirmişti. HYPERLINK "https://muratkiziloz.com.tr/makul-guvence-raporu-kgkkayik-dahil/" "_self"Makul Güvence Raporu HYPERLINK "https://muratkiziloz.com.tr/konkordato/" "_self"konkordato ilanı için borçlunun mahkemeye sunması zorunlu olan rapordur.
24 Aralık 2024 03:00
Çift Terapisinde Erkeklerin Direnci: "Ben Değil, O Sorunlu" Algısı
Çift terapilerinde sıklıkla karşılaşılan bir durum, erkeklerin terapiye gelirken "Benim bir sorunum yok, esas sorun onda" diyerek hem kendilerini hem de ilişkiyi iyileştirme sorumluluğundan kaçmalarıdır. Bu tutum, sadece bireysel bir savunma mekanizması değil, aynı zamanda toplumun erkeklere yüklediği "her zaman güçlü ve doğru olmalısın" mesajının bir yansımasıdır. Ancak bu direnç, ilişkideki sorunların çözülmesini zorlaştırır ve genellikle daha büyük sorunlara yol açar. Erkeklerin direnç mekanizması: "Sorun Bende Değil" Bir erkek danışanım, terapiye eşinin ısrarıyla katıldığında, ilk seansta şöyle demişti: "Ben buraya onun sorunlarını dinlemeye geldim. Çünkü benim bir problemim yok." Bu yaklaşım, aslında sorunun özünden kaçınmanın tipik bir örneğiydi. Aristoteles, "Orta yol erdemdir" der. Filozoflardan ilham: Değişim cesaret ister Erkek danışanlarıma sıkça hatırlattığım bir düşünce var: Nietzsche, "Kendi iblislerinle yüzleşmeden büyüyemezsin" der. Çözüm: Suçlamadan anlamak Terapilerde erkeklere şu soruyu sormayı seviyorum: "Bu ilişkiyi onarmak senin için ne kadar önemli?" Çoğu zaman bu sorunun ardından gelen sessizlik, onların aslında ilişkiye ne kadar değer verdiğini fark etmelerine yardımcı oluyor. Erkeklerin, suçlama yerine çözüm üretmeye odaklanmaları için birkaç temel önerim: 1.Suçlamayı bırakıp empati yapmak: Her iki tarafın da hata yapabileceğini kabul etmek önemlidir. 2.Duygusal açılımı öğrenmek: Erkekler genellikle duygularını bastırır. 3.Terapinin amacını anlamak: Çift terapisi, taraflardan birini suçlamak için değil, ilişkiyi onarmak için bir fırsattır.
24 Aralık 2024 03:00
Suriye Perspektifi
60 yıla aşkın dikta yönetiminin devrilmesinden sonra Suriye'de yeni bir dönem başlamıştır. Asıl sorumluluk Suriyeli grupların ve halklarının olacaktır. Bu kritik süreçte yapılması gereken ise başta komşu ülkeler olmak üzere uluslararası aktörler Suriye'nin yaralarını sarmak ve yardımcı olmak durumundadır. Gözü dönmüş Gazze celladı Netanyahu'nun talimatı ile İsrail ordusunun bir taraftan Golan Tepeleri'ni aşan işgali, diğer taraftan Suriye'nin hayatî önemdeki kritik noktalara yaptığı füze saldırıları tarihe bir utanç vesikası olarak geçecektir. Her halde ABD'nin müstakbel başkanı Trump'ın "Ortadoğu'yu cehenneme çeviririm" dediği bu olsa gerek. ABD ise bu vahşeti İsrail'in meşru müdafaası olarak görebiliyor. Almanya'nın; "İsrail in bu işgalini kabul etmeyeceğini" açıklaması ve İngiltere'nin "Bu işgali tanımıyoruz" demesinin ötesinde Siyonist işgalini durduracak bir adım atılmış değildir. Sahi insanlık gerçekten öldü mü? Bu trajedi karşısında birileri çıkıp "kazananlar ve kaybedenler" diye listeler yapabiliyor. Artık yeni bir Suriye var. Yeni dönemde kimseyi dışlamadan geçici bir Suriye yönetiminin oluşturulması gelecekte barış, huzur ve istikrar içerisinde varlığını sürdürecek Suriye için hayatî önemdedir. Suriye'nin Irak, Libya ve Afganistan gibi olmaması için komşu ülkeler ve uluslararası aktörlerin Suriye yönetimi ile birlikte çalışması lâzım. Kurulacak geçici hükümetin tarihî sorumluluğu kadar onuru da büyük olacaktır.
24 Aralık 2024 02:12
Kuvvet-şiddet Bumerangı
GÜNÜN TARİHİ 24 Aralık 1979 Eski zamanda güç-kuvvet üstünlüğü sayesinde ileri gidilebiliyordu, fetih yahut işgal noktasında netice alınabiliyordu. Yirmi yıl (1955-75) kadar devam eden Vietnam Savaşı bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Tarihte hiç esirlik-kölelik yaşamamış, sömürgeciliği hiç tatmamış olan Afganistan halkı, 1979 yılı sonlarında (24 Aralık'tan itibaren) koca Rus ordusunun işgaline mâzur kaldı. O tarihte, dünyanın ikinci süper gücü sayılan Sovyet Rusya'nın her tarafa korku salan Kızıl Ordusu, on sene müddetle Afganistan'da oluk oluk kan akıttı. Dünyanın en fakir bölgesinde, üstelik en iptidaî silâhlarla düşmana mukabele eden Afgan mücahitleri, dünya çapında şöhret kazanan Kızıl Ordunun hem prestijini kırdı, hem de "demir perde" ülkelerinde yıllardır yürürlükte olan komünist rejimlerin çöküşünü hızlandırmış oldu. Bütün kuvvetiyle yüklendiği halde küçücük Afganistan'ı teslim alamayan koca Sovyet Rusyası, bu hadiseden sonra adım adım gerileme yaşayarak mukadder sona doğru eğilip bükülmeye, dahası kendi içinde kanlı çatışmalara doğru sürüklenmeye başladı. Netice itibariyle, son seksen yıllık tarih süreci içinde yaşanan çatışmaların hemen hiçbirinde toplumların "kök sınırlar"ı değişmedi.
24 Aralık 2024 01:07
Tiyatroda "Devlet Ana" Deneyimi
Uzun bir aradan sonra tiyatro seyretmeye dönmeye karar verdiğimde, Devlet Tiyatroları'nın programına göz atarken dikkatimi çeken oyun "Devlet Ana" oldu. Oyun, Kemal Tahir'in ölümsüz eseri Devlet Ana'nın Osman Özkan rejisiyle sahneye taşınmış bir uyarlamasıydı. Devlet Ana, bizleri Anadolu'nun yurt tutulma sürecinin sancılı dönemlerine, 1290 yılına taşıyor. Oyunun öne çıkan yanı, Kemal Tahir'in romanının ötesine geçerek, Osmanlı'nın doğuş hikâyesine eleştirisel ve derinlikli bir bakış sunmasıydı. 60 kişilik oyuncu kadrosuyla öne çıkan oyunun sahne düzeni, dans ve bale koreografileri, canlı müzikleri adeta epik bir sinema filmi izliyormuş hissi uyandırdı. Devlet Ana, Osmanlı'nın salt Sünni bir çizgide ilerleyen bir devlet olmadığını; aksine, Türkmen aşiretlerinin göçer ve Alevi kültürlerinin de etkisiyle şekillendiğini vurgulayan bir anlayışla sahneye taşınmış. Ve iyi ki tiyatro var!
24 Aralık 2024 01:01
Suriye İnsaf Bekliyor
14 yıldır ABD, Rusya, İran ve onların vekâlet orduları olan satılık örgütlerin işgali altındayken ses vermeyenler, birden bire dört koldan harekete geçtiler. Dışarıdan olanlara ses çıkarmayanlar, 14 yıldır ülkelerini savunan Suriyeli mücahitlere söylemediğini bırakmıyorlar. Sol tayfa, "Cihatçı" diyor. Yıllarca "kahrolsun Emperyalizm" diye slogan atanların, emperyalizmin manivelasına dönüşmelerini üzülerek izliyoruz. Evet, doğrudur; Suriyeli Direnişçilerin zaferinden (şuan için) İsrail de yararlanmaya kalkıyor olabilir. Ama uzlaştırmak yerine, "Şii Hilali" hayali uğruna Esed'in yanında durup zulmüne ortak oldu. İran, bu 30 yılda Irak'ta, Yemen'de Suriye'de silahını Müslümanlara değil de Amerika ve İsrail'e çevirseydi durum daha farklı olurdu. İran, tüm gücünü, parasını, planlarını Şii Hilali denen bir ütopya için değil de mezhep ayırmaksızın Müslümanların vahdeti için kullansaydı; bugün giden sadece Esed değil İsrail Amerika ve diğer emperyalistler olurdu. İran ve Hizbullah uzaktan göstermelik silah göstermek, slogan atmak yerine fiilen İsrail'e Amerika'ya saldırsaydı öyle inanıyorum ki Suriyeli Direnişçiler bile yanlarında olurdu. (Küçük tasarruflarla isimsiz bir mesajdan alıntı) Suriyeli Direnişçiler, HTŞ önderliğinde Suriye'de YPG bölgesi hariç Suriye'de kontrolü ele geçirdi.
24 Aralık 2024 00:58
Pkk Ve Dem Parti Abdullah Öcalan'ı Dinleyecek Mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli PKK'yı bitirmek için yıllardır birlikte mücadele ediyorlar. Cumhur ittifakı, PKK'yı 2028 seçimlerine kadar tamamen bitirmeyi hedefliyor. Erdoğan ve Bahçeli'nin bu stratejik hedeflerinden biri de hem PKK'nın hem Abdullah Öcalan'ın etkisini sıfırlamak. PKK eğer Abdullah Öcalan'ı dinleyip silah bırakırsa, Abdullah Öcalan ev hapsine çıkar ve Türkiye PKK belasından şimdilik kurtulur. PKK eğer Abdullah Öcalan'ı dinlemezse; hem PKK hem Abdullah Öcalan biter. Türkiye PKK'yı Irak ve Suriye'den tamamen çıkararak Kandil'e hapseder ve Kandil'de PKK'yı tamamen bitirir. * Öcalan DEM görüşmesi hem Abdullah Öcalan'ın hem DEM Parti'nin bütün Kürtler üzerindeki etkisini artırma riski de var. Önemli olan PKK üst yönetimidir. Ancak PKK ile Öcalan arasında postacılık yapabilir. * Normal şartlar altında PKK üst yönetimi Abdullah Öcalan'ı dinlemez silah da bırakmaz. Çünkü PKK'nın üst yönetimi PKK yöneticileri değil, PKK'yı kullanan ABD (CIA), İsrail (Mossad), … PKK'nın arkasındaki güçler hem İsrail'in güvenliği hem Türkiye'nin güçlenmesini engellemek için, özellikle Türkiye Kürtlerini büyük Kürt isyanına teşvik edebilirler. CHP'liler hala kalkmış "Kürt sorunu vardır" diyor. Bu gidişle PKK'lılar PKK'yı bırakacak ama CHP bırakmayacak. Yeni Suriye ABD ile İsrail arasında. Bütün Kemalistleri Kuran-ı Kerim'i öğrenmeye, Namaz kılmaya ve her Cuma akşamları Atatürk'e dua etmeye çağırıyorum. Madem Atatürk'ü seviyorsunuz, Kuran'ı Kerim'i öğrenin, her Cuma akşamı Namaz kılıp, Kuran-ı Kerim okuyarak, Atatürk için ALLAH'a DUA edin.
24 Aralık 2024 00:56