×Uygulama Logosu

Habokado - Akıllı Haber Özeti

Özetleri Okuyun ve Dinleyin

Haberi Yapay Zeka ile Özetinden Okuyun. Neden Habokado?

Mehmet Coşkundeniz

Bazı Aşklar Eski Olduğu İçin Güzeldir

22 Aralık 2024 07:00

Belki lise aşkımız, belki üniversitenin ilk günlerinde flört edip sonra yollarımızın ayrıldığı, belki mahallede, iş yerinde tanışıp kısa da olsa dolu dizgin aşk yaşadığımız eski sevgililer, flörtler... "Hala birlikte olsaydık ilişkimiz nasıl olurdu acaba?" diye düşündürür insana. Aynı evde bir süre de olsa yaşadığımız, evlenme planları yaptığımız, birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız, ayrıldığımızda salya sümük ağlayıp günlerce evden çıkmadığımız, "Ben artık iflah olmam" diye arkadaşlarımızı darladığımız o sevgili şimdi yanımızda olsa yine aynı coşku içimizde olur muydu? "Her sevgilimde onu arıyorum, ondan bir parça bulmaya çalışıyorum. O benim eksik yanım ve bunu nasıl tamamlayacağımı da bilmiyorum. Aslında biliyorum da cesaret edemiyorum" dedi Berrin. 7-8 yıl önce birlikte olduğu ama iş koşulları nedeniyle ayrıldığı eski sevgilisinden söz ediyordu. "Hiçbir şey aynı kalmaz Berrin. İlişkilerimizi güzel yapan şey, tam zamanında ve tam yerinde yaşanmasıdır. 8 yıl önceki duygular şu an aynı yoğunlukta değildir inan bana. Hem onun için hem de senin için... Senin duygularının canlı kalmasını sağlayan şey, sevgilinin o zamanki hali. Özlediğin ve yeniden birlikte olmak istediğin kişi 8 yıl önceki kişi. Oysa şimdi başka biri var. Sen de başka birisin. Hem duygusal hem düşünsel hem de fiziksel anlamda değiştiniz. Bunu kabul etmelisin..." "Ne yani hiç mi örneği yok bunun? Hiç kimse mi eski sevgilisiyle yeniden deneyip mutlu olmadı?" "Olmaz mı, elbette var. Çok zorlu bir süreçten geçtikten sonra devam edebildiklerini sana garanti ederim. Belki o eski aşkı bulma girişimiyle başladılar yeniden ilişkiye. Sonra baktılar ki ne o eski aşk var ne de eski kendileri... O zaman bir karar vermeleri gerekiyordu ya o an kesip bitirecekler ya da bu yeni iki kişinin eskisini değil de yeni bir aşkı yürütebileceğini kanıtlayacaklar..." "Kimden söz ediyorsun?" "Kim olduğu önemli değil Berrin, mesele bu açmazın nasıl sonuçlanacağı. Sen eski aşkını bulamadığında onunla yeniden, yeni bir şey yaratma enerjisine sahip misin? Diyelim ki sen sahipsin, peki ya o?" "Bunu hiç düşünmemiştim. Ben eskisi gibi olabileceğimizi sanıyordum hep." "Olamazsınız Berrin, bu eşyanın tabiatına aykırı. Dünyada her şey değişir, yıpranır ya da yenilenir. Duygularımız bundan istisna değildir. Bunu onunla ilk buluştuğunda anlarsın zaten." "Bırakayım böyle mi kalsın?" "Sana ille de şunu yap diyemem. Ama bil ki eski aşkların güzelliği eski olmalarından kaynaklanır. Anılarımız bizim parçamızdır, ne kadar çok mutlu anımız varsa o kadar şanslıyızdır. O mutlu anıları canlandırmaya çalışmak adına, belki de sonsuza kadar bozma riskini almak doğru mu?" Berrin yanımdan ayrılırken düşünceliydi.

Işınsu Kestelli

Tüsiad'dan Önemli Çağrı

22 Aralık 2024 07:00

"TÜSİAD olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini demokratik gelişmişlik, kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez bir unsuru olarak ele alıyoruz. Kadınların kamu, siyaset, yerel yönetimler, akademi, sivil toplum örgütleri ve iş dünyasında karar alıcı pozisyonlarda daha çok yer alması ve eşit söz hakkına sahip olmasının, kurumsal yapıların güçlenmesi ve toplumsal dönüşümün hızlanmasında çok yönlü fayda yarattığına inanıyoruz" diye başlayan açıklamada, Türkiye'de halka açık şirketlerde yönetim kurullarındaki kadın üye oranının yıllar içinde çok yavaş bir artışla yüzde 18.61 düzeyinde seyrettiği, 2023 yılı verileriyle yönetim kurulu tamamen erkeklerden oluşan 179 şirket bulunduğu vurgulandı. Yönetim kurullarındaki kadın üye oranını iki yıl içinde yüzde 25'e, beş yıl içinde ise yüzde 33'e taşıma hedefinin yinelendiği açıklamada, yönetim kurulları tamamen erkeklerden oluşan şirketlerin, kadın üyeleri yönetim kurullarına dahil etmesinin öncelikli bir konu olarak belirlendiği ifade edildi. Çağrıda ayrıca, tüm TÜSİAD üyeleri, temsil ettikleri şirketlerde "yönetimde kadın oranının artırılması" hedefinin öncüsü olmaya ve toplumsal farkındalığın da artmasına katkı sağlamaya davet edildi. Milyarderler Liginde ABD'nin ardından gelen ülkeler ve milyarder sayıları şöyle sıralanıyor: Çin 304, Almanya 170, Hindistan 131, İngiltere 122, Rusya 118, İsviçre 116, Hong Kong 107, İtalya 74, Fransa 72, Suudi Arabistan 68, Kanada 61, Singapur 58, Brezilya 55, Birleşik Arap Emirlikleri 48. En çok milyardere sahip şehirlere gelince... Diğer kentler ve milyarder sayıları ise şöyle sıralanıyor: Londra 78, Moskova 77, Los Angeles 62, Beijing (Pekin) 60, Singapur 58, Shenzhen 41, Mumbai 40, Dubai 39, Paris, Sao Paulo ve İstanbul 34, Hangzhou 33. Dünya Milyarderler Ligi'nin en üst kademesinde yer alan seçkin 18 ismin kişisel servetleri 50 milyar dolar barajının üzerinde.

Hakan Çelik

Türkiye'de Demografi Alarm Verecek Düzeyde

22 Aralık 2024 07:00

Geçtiğimiz yıl 25 Kasım'da yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, kadına yönelik şiddetle mücadelemizi, en üst düzeyde bir devlet politikası olarak yürüttüğümüzün en somut göstergesidir. 81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile üyelerine yönelik şiddet vakalarının da olduğu 60 binin üzerinde davayı takip ediyoruz. Dünya genelinde sözleşmeyi imzalayan ülkelere baktığımızda, İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayan 45 ülkeden 26'sının sözleşmeye çekince koyduğunu görüyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sunan "ALO 183 Şiddetle Mücadele Hattı"mızı daha da etkili hale getirecek önemli bir adım atıyoruz. Son dönemde giderek büyük bir sorun halini alan sosyal medya bağımlılığını "dijital eroin" olarak adlandıran uzmanlar var. Dünya genelinde ortalama 2,32 olan doğurganlık hızı, Türkiye'de 1,51 düzeyinde. Cumhurbaşkanımızın vizyonu ile hayata geçirilen Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projemizi Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 5 ilimizde pilot olarak başlatmıştık. Proje kapsamında, bugüne kadar 5 bin 350 çiftimize 802 milyon lira kredi ödemesi gerçekleştirerek kurdukları yeni yuvalarına katkıda bulunduk. Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde yürütülen Gönül Elçileri Projesi ile bugün 10 bin 374 çocuğumuz koruyucu ailelerinin yanında hayatlarına güvenle devam ediyor.

Ekrem Sarısu

Malulen Emekli Olmanız Mümkün

22 Aralık 2024 07:00

CEM CEVAP: İlk defa 5510 sayılı Kanuna tabi 4/c sigortalısı memurlar malulen emekli olmak için; 10 yıl sigortalılık süresi (sürekli başkasının bakımına muhtaç olanlarda 10 yıllık süre aranmıyor), 1800 gün prim ve en az yüzde 60 oranında işgücü kaybı şartlarına tabi bulunuyor. Malulen emekli olmak için Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurursanız, raporunuzu ve tıbbi eklerini inceleyecek olan SGK Sağlık Kurulu malul olduğunuza karar verirse malulen emekli olabilirsiniz. SORU: 2 Nisan 1966 doğumluyum. Birol GÜNGÖR CEVAP: Yaş haddinden emekli olmak için; 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ve 60 yaş şartlarına tabisiniz. 3600 günden fazla priminiz olduğundan bundan sonra prim ödemeseniz de, 60 yaşınızı dolduracağınız 2 Nisan 2026'da emekli olabilirsiniz. SORU: Sigortalı işe girişim 5 Nisan 1996 olup SSK'ya 2310 gün prim ödedim. RAHİME CEVAP: Şayet doğuştan veya ilk defa sigortalı olduğunuz tarihte malul derecesinde (yüzde 60) hastalığınız veya engelliliğiniz yoksa 10 yıldan fazla sigortalılık süreniz, 2310 gün priminiz ve yüzde 62 engel oranınızla malulen emekli olmanız lazım. Ancak sorunuzdan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulu'nun rapor oranınızı yüzde 60'ın altında düşürdüğü anlaşılıyor. Şayet sigorta başlangıç tarihiniz 8 Eylül 1999'dan sonraki bir tarih ise 1950 gün daha prim ödeyerek priminizi 4500 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz (25 yıl sigortalılık süresi, 4500 gün prim ödeme ve 60 yaş şartlarına tabi olarak).

Filtreleme Haberleri

Doç. Dr. Gökçen Erdoğan

Geç Boşalma Dosyası

Erkeklerin cinsel sorunlarının başında erken boşalma geliyor, bunu hepimiz biliyoruz. Ama sık rastlanmasa da bir başka önemli sorun da "geç boşalma". Bazılarınız, "Geç boşalma sorun olur mu hiç?" dediniz biliyorum ama bu sorunu yaşayanlar beni anladı bile. Geç boşalma; boşalmanın hiç olmaması (mastürbasyon, uyku ve cinsel birleşme sırasında), kısmen boşalmanın oluşması (mastürbasyonda oluşan ancak cinsel birleşme sırasında oluşmayan) ya da oldukça uzun süren bir uyarılma sonunda oluşan boşalma şeklinde görülebiliyor. Hatta bazı erkeklerde geç boşalmanın tüm türlerine rastlamak mümkün. Ve maalesef daha önce aldatılmış ya da hayatındaki önemli bir kadın tarafından terk edilmiş erkeklerde de bu soruna rastlamak mümkün.

22 Aralık 2024 07:00

Bekir Saçar

Vizesiz Kar Ve Kayak Destinasyonları

Balkanların saklı kalmış kış cennetlerinden biri olarak BOSNA-HERSEK Dinar Alpleri'ndeki Jahorina ve Bjelašnica Dağı'ndan adını alan kayak merkezlerinde Ekim ile Mayıs ayları arasında kayak yapabilirsiniz. Her iki merkezde de 1.300 ila 2.000 metre rakımında mavi, siyah ve kırmızı gibi farklı zorluk derecelerine sahip heyecan verici harika kayak pistleri var. 26 kayak asansörü ve 75 kilometre uzunluğunda kayak pistine sahip olan dağda kros ve alpin kayak pistleri de var. Ülkede Kolaşin 1600 ve Kolaşin 1450 adında iki harika kayak tesisi var.

22 Aralık 2024 07:00

Dr. Hüseyin Nazlıkul, M.d. Phd.

Kaliteli Uykunun Şifreleri

Uyku, sağlığımızın korunması ve yaşam kalitesinin artırılması için vazgeçilmez bir süreçtir. Uyku, sadece dinlenme değil, aynı zamanda fiziksel ve zihinsel sağlığımızı yenilediğimiz bir süreçtir. Kaliteli uyku, sabah dinlenmiş, enerjik ve zihinsel olarak yenilenmiş uyanmayı sağlayan uyku türüdür. Kaliteli bir uykunun temel özellikleri şunlardır: Kesintisiz Uyku: Uyku sırasında sık sık uyanmamak. Yeterli Süre: Bireyin yaşına ve ihtiyacına göre genellikle 7-9 saat arası uyumak. Kalitesiz Uykunun Sağlık Üzerindeki Etkileri: Kalitesiz uyku, hem kısa hem de uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilir: Fiziksel Etkiler: Bağışıklık sisteminin zayıflaması. Çözüm: Yatmadan 2 saat önce ekran kullanımını bırakın. Çözüm: Akşam yemeklerini yatmadan en az 3 saat önce bitirin. Çözüm: Odanızı yatmadan önce havalandırın ve sıcaklığı 18-20°C arasında tutun. Nöralterapi: Otonom sinir sistemini dengeleyerek uyku kalitesini artırır. Vital Besinler ve Fitoterapi: Melatonin: Doğal uyku düzenleyicidir. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri: Omega-3 yağ asitleri ve triptofan içeren gıdaları tüketin (örneğin balık, ceviz, hindi eti). Sonuç: Uyku, fiziksel ve zihinsel sağlığımızın korunması için asla ihmal edilmemesi gereken bir süreçtir.

22 Aralık 2024 07:00

Zeki Hozer

Makron'un Bahtsızlığı

Beş yıl kadar önce yanan ve ciddi hasar gören Paris'teki Notre Dame Katedrali nihayet onarıldı ve Makron'un vizyonuna uygun şekilde bir şova dönüşen açılış seromonisinde tüm dünya liderleri boy gösterdi! Ulusal televizyon tarafından canlı yayınlanan açılışa, Amerika Birleşik Devletlerinin yeni seçilen Başkanı Donald Trump başta olmak üzere kırkın üzerinde devlet başkanı katıldı ve Makron ile beraber Paris Piskoposu Laurent Ulrich"n mihmandarlığında Notre Dame'ın yeni halini görme fırsatını yakaladılar. 15 Nisan 2019'da çıkan yangın sonrası, restorasyon için halktan ve kurumlardan bir milyar euro kısa sürede bağış olarak toplanmış,yüzü aşkın uzman şirketten onarım için davet alınmış, restorasyonu yapacak firma seçildikten sonra 861 yıllık ikonik yapının tamamını korumak amacı ile dev bir özel şemsiye oluşturularak kuleler, duvarlar ve tonozlar olası hasarlar için güvenceye alınmış,gerekli sanatçı ve zenaatçılar için ki içlerinde klasik marangozlardan profesyonel dağcılara kadar bir çok meslek grubunun organize ve seferber edildiği beş koca yıl süren çalışma ile de bu muazzam yapının hasarları yok edilebilmiş. 1160 yılında, dönemin piskoposu Maurice de Sully tarafından, var olan kilise Avrupa Kralları için çok mutevazı bulununca yıktırılarak yenisi yapılması planlanmış,inşaat çalışmalarına 1163 yılında başlanmış, Kral VII. Louis ve Papa Alexander III'de temel atma törenine katılmıştır. Makron, sadece Notre Dame'ın hızla restore edilmesi ve dünyaya servisi ile değil, bu yıl içinde Paris'in dünya vitrinde bir ay boyunca kalmasını sağlayan olimpiyatlarla da gündemdeki yerini korumayı bilmişti. Olimpiyatlar öncesi, tıpkı 19. yüzyılda Baron Haussmann tarafından şehrin 17 yıl boyunca şantiye haline getirilmesi ile gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmaları gibi, Parislilere yaka silkeletse de 2024 yaz olimpiyatlarını Paris'in alt yapısını elden geçirmek için layıkı ile kullandı. Üstüne, 2024 Paris Yaz Olimpiyatları ile 206 ülkeden gelen 10500 sporcu için, kentlerinin alt ve üst yapısını yenileyerek, tüm şehri hafızalara kazınacak parıltılı bir sahne haline getirmeyi başardılar. Halihazırda, Makron'un görev süresi 2027 yılına kadar sürüyor, ancak bu mümkün gözükmüyor.

22 Aralık 2024 06:50

Zeynep Bilgehan

Bilişim Sözcüklerini Türkçeye Kazandıran Prof. Aydın Köksal… 'Computer'i 'Bilgisayar' Yapan Hoca

Geçen yüzyılın bu en popüler, en çok kullanılan sözcüklerinin mucidi; Türkiye'nin ilk elektronik mühendislerinden, Türkiye Bilişim Derneği'nin (TBD) kurucusu ve onursal başkanı Prof. Dr. Aydın Köksal ile buluştuk. Prof. Aydın Köksal, Türkiye'nin ilk elektronik mühendislerinden, Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nün kurucusu ve bugün 'bilgisayar' sözcüğü de dahil olmak üzere 2 bin 500'ü aşkın bilişim terimini Türkçeye kazandırmış, UYAP gibi bugün kullandığımız bilişim sistemlerimize imza atmış bir bilim insanı. Aydın Köksal 1985'te kurduğu Bilişim AŞ'nin yönetim kurulu başkanı. Tek eksiği motoru; "Onu da büyüyünce yaparım!" diye belleğe atıyor. Kendisinden dinleyelim: "Annem kazak örerken ilmik sayısını bulabilmek için beni ölçerdi. Örgü sistemi bana ilham verdi. Dikdörtgenin kenarlarının uzunluğunu toplayabilirsiniz ama bir yüzeyi hesaplamak için çarpma yapmak gerektiğini anladım. Sokaktaki dükkânların sıralamasına bakıp matematik problemlerini kolayca çözmeme yol açan yöntemler bulurdum." Öğrenimine Galatasaray Lisesi'nde devam ediyor. Köksal: "Dört bin yıllık Hititçe tabletleri okuyan Muazzez İlmiye Çığ'dan, antik çağdan bize kalan şu Sümer özdeyişini öğrendim: 'Madem biliyorsun, neden öğretmiyorsun'" diyor. Yanıtı: "Türkiye bilişim/yazılımda bugün ileri bir ülke. UYAP projemiz 2009'da Avrupa'da ödüllendirildi. Üçüncü dünya savaşı bir yazılım savaşı olacak. Tabii yazılımı içine koyacak uçağınızın da olması gerekiyor. TUSAŞ'ta, Havelsan'da, Aselsan'da ve özel yazılım evlerimizde çok önemli birikime sahibiz." Bugün Türkiye'de bilişim kesiminde çalışanların sayısı 850 bine ulaştı. Köksal, muazzam gelişmelerin kendisini hiç şaşırtmadığını söylüyor: "Yapay zekâ dahil bugünkü gelişmeleri 1960'lı yıllardan beri bekliyorduk. Ben 26 yaşındayken bütün dünyaya telefon edilebiliyordu. Hatlar, geçen yüzyılda okyanus altından döşendi. Atatürk gittiği her yere telgraf teli çektiriyordu. Atatürk'ün telgrafı bugünkü interneti kullanır gibi kullandığı söylenir. Nitekim, bilgisayarla ilk karşılaşmamızdan sonra çok geçmeden uzaydan yayın yapılacağını biliyordum. Artık bütün bilgisayarlarımız, cep telefonlarımız küresel ölçekte çevrimiçi ortamda birbirine bağlı. Bu, uygarlığın yeni bir aşaması. Adı bilişim toplumu." Bilişim çağının yeni bir dili de var: Emojiler. Aydın Hoca buna mesafeli: "Karmaşık yaşamları bir imgeye indirgeyemezsiniz. Duygular ancak derin anlatımlarla aktarılabilir. Kedi de isteklerini miyavlayarak dile getirir ama ses telleri olmadığından konuşamaz. Konuşma ve gülümseme yeteneği olmasa insanlık uygarlık kuramazdı. Türümüz Homo Sapiens de evrime uğruyor; 'Homo sapiens sapiens'e dönüşüyoruz; yani 'bildiğini bilen' insan..." Köksal, 'computer' üzerinde çalışırken 2 bin 500'ü aşkın yeni sözcüğü içeren bir 'Bilişim Terimleri Sözlüğü' oluşturuyor: "Bilimi kendi dilimizde öğrenmek önemli. Bu yıl, 'sayısal bilgisayar' sözcüğünü dilimizde kullanmaya başlayışımızın 58. yılı. 'Yazılım' kavramının adını da 1966'da kendi anadilinde koyan ilk ulus biz olduk."

22 Aralık 2024 06:29

Zeynel Balcı

Piyasalar Tcmb Toplantısını Bekliyor

Herkes 26 Aralık'taki yılın son TCMB toplantısını ve faiz kararını bekliyor. 20 Ocak'ta Trump'ın göreve başlamasıyla ABD-Türkiye ilişkilerinin nasıl şekilleneceği ve Suriye konusunun yabancıların Türkiye'ye yatırım açısından bir değişime neden olup olmayacağı veya ne ölçüde olacağı yakından takip edilecek. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirim beklentilerine Suriye kaynaklı gelişmelerin de eklenmesiyle sert yükseliş gösteren BIST100 Endeksi, gelen satışlarla tekrar 10.000 seviyesinin altına çekildi. Biraz da Suriye konusunda "bekle gör" moduna geçilmesi katkı yaptı. Bu meyanda borsada işlem hacminin tekrar 100 milyar TL barajının altına çekilmesi ve ilginin azalmasıyla "Çıkamayan borsa düşer" izlenimi öne çıktı. Kasım enflasyonu beklentilerin ve yüzde 2'nin üzerinde gelince, faiz indiriminde 250 baz puanlık hedef yerini 150'ye bıraktı. TCMB ve Fed arasında yüzde 50 ile yüzde 4.50 gibi ciddi bir faiz farkı var. 13 Aralık ile biten haftada; TCMB brüt rezervleri bir önceki haftaya göre 4 milyar dolarlık artışla 163.5 milyar dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. 13 Aralık haftasında, hafta kur korumalı mevduatta (KKM) düşüş sürdü ve 1.7 trilyon TL'nin altına çekildi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç'in "Son bir sene içinde resmi enflasyon ile sepet kur artışı arasında yaklaşık 35 puanlık bir fark oluştu. Bu büyüklükteki bir makası değil Türkiye, hiçbir ülke sanayicisi hazmedemez, yönetemez" açıklaması bu noktada kayda değer. Son açıklanan ödemeler dengesi tablosuna göre; ocak-ekim döneminde cari açık 7.6 milyar dolara gerilerken yabancı yatırımcıların tahvil bonoda 36.1 milyar dolarlık alım, hisse senetlerinde 2.6 milyar dolarlık satış yaptıkları görülüyor. Destekler 9.630-9.570 ve 9.400-9.250 seviyelerinde bulunuyor. Sonraki dirençler ise 10.160 ve 10.250 seviyelerinde bulunuyor. DIŞ piyasalar 18 Aralık'taki Fed toplantısı ve faiz kararını fiyatlıyor. Fed beklendiği üzere faiz oranını 25 baz puan indirerek yüzde 4.50 seviyesine çekti. Toplantı metni ve Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları ise oldukça "şahin" bulundu. Fed üyeleri, 2025 yılı için 4 yerine 2 faiz indirimi beklerken 50 baz puanlık düşüşe işaret ettiler. Powell, ekonominin iyi durumda olduğu, enflasyondaki düşüşün belirsizlikler içerdiğinden bahisle "nötr faize daha yakın olduklarını, önümüzdeki dönemde faiz indirimi konusunda dikkatli ve ihtiyatlı olacaklarını" söyledi. ABD 10 yıllık tahvil faiz oranı yüzde 4.53, dolar endeksi 107.62, Euro/dolar paritesi 1.0429, altının ons fiyatı 2.622, brent petrol 72.64 seviyelerinden haftayı kapattı. Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları piyasa dengelerini değiştirirken "ABD nezle olursa" diye başlayan sözü tekrardan hatırlattı. Euro'daki zayıflama ve Euro Bölgesi ekonomisindeki durgunluk, o bölgeye önemli ticareti olan Türkiye ekonomisi açısından tahmin edileceği üzere iyi bir haber olmayacak.

22 Aralık 2024 06:29

Umut Fırat Eroğlu

Evrimde Son Nokta: Homo Ekranyus

ABD'de saygın bir kuruluşun yayımladığı rapora göre 13-17 yaş arası gençlerin yüzde 73'ü zamanının çoğunu YouTube'da geçiriyor. ABD'li saygın ve bağımsız merkez Pew Research Center geçen hafta ergenlik çağındaki gençlerin sosyal medya ve teknoloji tercihlerine dair geniş kapsamlı bir rapor yayımladı. 2024 verilerini içeren rapora göre 13-17 yaşındaki gençlerin yüzde 96'sı her gün internet kullanıyor. Bu yıl itibariyle 'neredeyse hiç durmadan' internet kullanan gençlerin sayısı yüzde 46'ya ulaşmış. 10 sene önceye göre yüzde 24 artış kaydedilmiş. 13-17 yaş aralığının ilk tercihi YouTube. Gençlerin yüzde 73'ü zamanının çoğunu artık televizyonun yerini alan YouTube'da geçiriyor. Neredeyse tüm gün YouTube'a takılanların oranıysa yüzde 15. İkinci sırada TikTok var. Gençlerin yüzde 57'si her gün TikTok'a en az bir kez giriyor, tüm gününü geçirenlerin oranıysa yüzde 16 seviyesinde. Listenin devamında yüzde 50 / yüzde 12 ile Instagram, yüzde 48 / yüzde13 ile Snapchat ve yüzde 20 / yüzde 3 oranıyla Facebook var. Aralarındaki fark büyük değil, yüzde 10'u geçmiyor. Son 10 yılda yüzde 25 artan veriler, gençlerin şu ya da bu şekilde sanal dünyayı gerçek dünyaya tercih etmeye başladığını gösteriyor. İki yıl önce biliminsanları, teknoloji kullanan insanın 1.000 yıl sonra fizyolojisinin nasıl evrim geçireceğini simüle ederek 'Mindy' adında bir karakter ortaya çıkarmıştı.

22 Aralık 2024 06:29

İlber Ortaylı

Kritik Sorular

Oysa Suriye hiçbir zaman bir " vatan " olmadı. Ortadoğu tarihinin, ta " Ebla " ve " Mari Krallığı " gibi dönemlerden itibaren, parlak yerleri oldu. Ama o zamanlarda bile Suriye demek ya güneyden Firavunlar İmparatorluğu'nun, ya Hititlerin, ya da Asurlular gibi kuvvetlerin egemenliği demekti. Suriye, denizlere Fenikeliler gibi açılamadı; karalarda ticaret yaptı. İki dönem var ki Suriye, her şeye rağmen barış içinde yaşadı: Klasik Roma dönemi ve Rönesans'tan itibaren Osmanlı İmparatorluğu. Son asırda, Osmanlı ricali kadar Fransız döneminde de küçümsenmeyecek kadar devlet adamı, toplumu sürükleyen şahsiyetler yetiştirdi; Bereketzâdelerden Suphi Bey, cumhurbaşkanının kızı Zehra Halefoğlu ve Şükri el-Kuvvetli gibi... Şükri el-Kuvvetli'nin savaş sonrası Fransızlarla kurduğu Harb Okulu'nun askerî darbelerin kaynağı olduğu söylenir. Sınırların içinde yaşayan Suriye Nusayrileri tabii ki Arapça konuşuyor. Liderler Mişel Eflak'ın Baas Arap milliyetçiliğine çok bağlı görünse de aslında sadece kendilerine bağlılar. Ortadoğu'nun en eski kavimlerinden Aramiler ve Nabatiler gibi topluluklara dayanan bir Suriye halkı var. Bir de Suriye'nin kuzeyi var ki onun klasik medeniyetlerle ilişkisi, Ekrem Akurgal Hoca'nın birçok dile çevrildikten yıllar sonra Türkçeye kazandırılan " Doğu ve Batı - Mezopotamya: Yunan Sanatının Kaynağı " kitabında örnekleriyle anlatılıyor. İkincisi, güney sınırlarımızın güvenliğini korumak zorundayız. Hani şu son arazi rejiminden dolayı her önüne gelene sattığımız, bu arada İsrail şirketlerinin bile aldığı sulanan topraklarımızdan söz ediyoruz. ABD orduları, artık uzun zamandır İkinci Dünya Savaşı'ndaki " savaşçılarına " sahip değil. Emevi Meydanı'nda toplanan Suriye halkı, ülkenin özgürlüğü ve 'yeni Suriye' için temenniler içeren sloganlar attı. Bazı cürümlerin unutulmaz olduğunu herkesin bilmesi gerekir. " Hürriyet " kelimesi üzerinde çok durmuş. Ursula von der Leyen gibi boş politikacı tiplerinden değil. Göç sorununun nasıl üzerimize yığıldığı ve vaat edilen paralar kitapta açıkça anlatılıyor. Ancak vaat edilen 3 milyar Euro'nun ne kadarının ödendiği belirtilmemiş. Türk devlet yapısının ve devlet adamlarının uzun uzun değerlendirildiği bir bölüm de bulunmuyor. Ameliyat ağır olmadı ama önemliydi. Tabii ki bu tür bir "ev ortamını" Allah bizden uzak tutsun.

22 Aralık 2024 06:29

Fulya Soybaş

Bu Kez Bir Fenomen Masada Kaldı... Her Estetik Güvenli Mi

28 yaşında, iki çocuk annesi, gencecik bir kadın... Son 5 yılda 31 İngiliz kadın, Türkiye'de geçirdiği- çoğunluğu popo kaldırma ameliyatı- estetik ameliyatlar yüzünden hayatını kaybetti. "Gelin Evi" programı ile tanınan sosyal medya fenomeni Neşe Özkan, 18 Aralık'ta V. Estetik firması aracılığı ile ulaştığı Plastik Estetik Cerrah Operatör Doktor M.A. ile Gaziosmanpaşa'daki Özel B. Hastanesi'nde, 135 bin liraya, karın gerdirme ve meme küçültme operasyonu olmak için anlaşıyor. Neşe Özkan'ın eşi İskender Özkan ise şu çağrıyı yaptı: "Eşim bu firmayı sosyal medyadan buldu. Yaklaşık 200-300 bin liralık bir ameliyatı 135 bin liraya yapabileceklerini söyleyince sevindi. Ben de destek oldum. Ameliyatın hangi hastanede olacağı bilgisi ameliyattan önceki gün söylendi. Ameliyat sabahı ise bazı tetkikleri yapıldı, EKG gibi bazı tetkikleri ise yapılmadı. Eşim; kalbinde delik olduğu, bu sebeple ameliyat olduğu bilgisini anestezi uzmanına verdi. 'Ameliyatın üzerinden çok geçmiş' gibi bir cevap aldı. Kendisine verilen, 'Başıma bir şey gelirse hastane sorumlu değildir' yazısını ise imzalamadı. Kasıtlı yapıldı demiyorum ama yanlış işlem, yetkisiz, bilgisiz insanlar, yetersiz ekipman sebebi ile öldürüldüğünü düşünüyorum. Hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum." Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Yazar'ı aradım. Nasıl bir tişört alırken 2-3 mağaza geziyorsunuz, yapılacak en ufak bir işlem için bile 2-3 hastane gezmeli, fiyat karşılaştırması yapmalı, en az 2-3 farklı uzmandan görüş almalısınız.

22 Aralık 2024 06:29

Fatih Çekirge

Hayallerini Toprağa Eken Kadınlar

Televizyon kanalları arasında bir başlık dikkatimi çekiyor: " Hayallerinin peşinde koşan kadınların başarı öyküleri... " İzlemeye başladım. Bir baktım ki; TRT1, Türkiye'nin değişik bölgelerinde devlet desteğiyle organik tarıma başlayıp başarılı olan kadın girişimcileri anlatıyor. 70'i aşkın bölüm var. Kadın ve girişim. Kadın ve toprak. Kadın ve yaratıcılık. Ve hayvanlarıyla, bitkileriyle harika bir çiftlik kurup organik tarıma marka olarak devam ediyor. Bugün 12 kadın girişimciyle tezgâhlarda ipek dokunuyor. 3 yıl okuduktan sonra gözünü güzel sanatlara dikiyor. Çok ilginçtir ki, uluslararası ilişkiler bölümünde " Bu çocuk okumaz, tembel " denilen Demet Hanım, güzel sanatlar bölümünde şeref öğrencisi oluyor. Buradan sonrasını şöyle anlatıyor: " Baktım zehirli ilaçlar, toprağa verilen kimyasallar yüzünden toprak ölüyor. Canlılar ölüyor. Üretilen sebze meyve bir şekilde zehir barındırıyor. Karar verdim. Önce zehirleri, kimyasalları attım. Hastalanmış toprağı iyileştirmek için kolları sıvadık. İlk solucanı gördüğümde nasıl mutlu oldum. Zamanla toprak kendine geldi; kuşlar, arılar, solucanlar, tavşanlar, çakallar arttı. Böylece başladık organik tarıma. İl tarım müdürlüğü traktör ve mazot için bize destek verdi. Böylece büyüdük. " Demet Atınç bugün zeytin, zeytinyağı, narenciye üretiyor ve önemli bir marka haline gelmiş durumda. Benim gördüğüm 70 bölümde neredeyse 100 kadın. Mardin Midyat'ta kurduğu kooperatifle elişi sanatını dünyaya gösteren Kübra Şaşmaz... Ve daha nice başarılı kadınlar. Hayallerini toprağa ekip organik ve doğal hayatı başlatan kadınlar. Keşke organik ve sağlıklı hayatlar için tarımda bir " kadın devrimi " yapabilsek.

22 Aralık 2024 06:29

İletişim Formu

captcha

Kişisel verilerinizi işlemekte ve kanunlarda öngörülen teknik ve idari tedbirleri alarak bu verilerinizin korunması için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz. İşlenen kişisel verilerinize ilişkin bilgilere aydınlatma metnini ziyaret ederek ulaşabilirsiniz.