Haberi Yapay Zeka ile Özetinden Okuyun. Neden Habokado?
Geç Boşalma Dosyası
Erkeklerin cinsel sorunlarının başında erken boşalma geliyor, bunu hepimiz biliyoruz. Ama sık rastlanmasa da bir başka önemli sorun da "geç boşalma". Bazılarınız, "Geç boşalma sorun olur mu hiç?" dediniz biliyorum ama bu sorunu yaşayanlar beni anladı bile. Geç boşalma; boşalmanın hiç olmaması (mastürbasyon, uyku ve cinsel birleşme sırasında), kısmen boşalmanın oluşması (mastürbasyonda oluşan ancak cinsel birleşme sırasında oluşmayan) ya da oldukça uzun süren bir uyarılma sonunda oluşan boşalma şeklinde görülebiliyor. Hatta bazı erkeklerde geç boşalmanın tüm türlerine rastlamak mümkün. Ve maalesef daha önce aldatılmış ya da hayatındaki önemli bir kadın tarafından terk edilmiş erkeklerde de bu soruna rastlamak mümkün.
22 Aralık 2024 07:00
Vizesiz Kar Ve Kayak Destinasyonları
Balkanların saklı kalmış kış cennetlerinden biri olarak BOSNA-HERSEK Dinar Alpleri'ndeki Jahorina ve Bjelašnica Dağı'ndan adını alan kayak merkezlerinde Ekim ile Mayıs ayları arasında kayak yapabilirsiniz. Her iki merkezde de 1.300 ila 2.000 metre rakımında mavi, siyah ve kırmızı gibi farklı zorluk derecelerine sahip heyecan verici harika kayak pistleri var. 26 kayak asansörü ve 75 kilometre uzunluğunda kayak pistine sahip olan dağda kros ve alpin kayak pistleri de var. Ülkede Kolaşin 1600 ve Kolaşin 1450 adında iki harika kayak tesisi var.
22 Aralık 2024 07:00
Kaliteli Uykunun Şifreleri
Uyku, sağlığımızın korunması ve yaşam kalitesinin artırılması için vazgeçilmez bir süreçtir. Uyku, sadece dinlenme değil, aynı zamanda fiziksel ve zihinsel sağlığımızı yenilediğimiz bir süreçtir. Kaliteli uyku, sabah dinlenmiş, enerjik ve zihinsel olarak yenilenmiş uyanmayı sağlayan uyku türüdür. Kaliteli bir uykunun temel özellikleri şunlardır: Kesintisiz Uyku: Uyku sırasında sık sık uyanmamak. Yeterli Süre: Bireyin yaşına ve ihtiyacına göre genellikle 7-9 saat arası uyumak. Kalitesiz Uykunun Sağlık Üzerindeki Etkileri: Kalitesiz uyku, hem kısa hem de uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilir: Fiziksel Etkiler: Bağışıklık sisteminin zayıflaması. Çözüm: Yatmadan 2 saat önce ekran kullanımını bırakın. Çözüm: Akşam yemeklerini yatmadan en az 3 saat önce bitirin. Çözüm: Odanızı yatmadan önce havalandırın ve sıcaklığı 18-20°C arasında tutun. Nöralterapi: Otonom sinir sistemini dengeleyerek uyku kalitesini artırır. Vital Besinler ve Fitoterapi: Melatonin: Doğal uyku düzenleyicidir. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri: Omega-3 yağ asitleri ve triptofan içeren gıdaları tüketin (örneğin balık, ceviz, hindi eti). Sonuç: Uyku, fiziksel ve zihinsel sağlığımızın korunması için asla ihmal edilmemesi gereken bir süreçtir.
22 Aralık 2024 07:00
Makron'un Bahtsızlığı
Beş yıl kadar önce yanan ve ciddi hasar gören Paris'teki Notre Dame Katedrali nihayet onarıldı ve Makron'un vizyonuna uygun şekilde bir şova dönüşen açılış seromonisinde tüm dünya liderleri boy gösterdi! Ulusal televizyon tarafından canlı yayınlanan açılışa, Amerika Birleşik Devletlerinin yeni seçilen Başkanı Donald Trump başta olmak üzere kırkın üzerinde devlet başkanı katıldı ve Makron ile beraber Paris Piskoposu Laurent Ulrich"n mihmandarlığında Notre Dame'ın yeni halini görme fırsatını yakaladılar. 15 Nisan 2019'da çıkan yangın sonrası, restorasyon için halktan ve kurumlardan bir milyar euro kısa sürede bağış olarak toplanmış,yüzü aşkın uzman şirketten onarım için davet alınmış, restorasyonu yapacak firma seçildikten sonra 861 yıllık ikonik yapının tamamını korumak amacı ile dev bir özel şemsiye oluşturularak kuleler, duvarlar ve tonozlar olası hasarlar için güvenceye alınmış,gerekli sanatçı ve zenaatçılar için ki içlerinde klasik marangozlardan profesyonel dağcılara kadar bir çok meslek grubunun organize ve seferber edildiği beş koca yıl süren çalışma ile de bu muazzam yapının hasarları yok edilebilmiş. 1160 yılında, dönemin piskoposu Maurice de Sully tarafından, var olan kilise Avrupa Kralları için çok mutevazı bulununca yıktırılarak yenisi yapılması planlanmış,inşaat çalışmalarına 1163 yılında başlanmış, Kral VII. Louis ve Papa Alexander III'de temel atma törenine katılmıştır. Makron, sadece Notre Dame'ın hızla restore edilmesi ve dünyaya servisi ile değil, bu yıl içinde Paris'in dünya vitrinde bir ay boyunca kalmasını sağlayan olimpiyatlarla da gündemdeki yerini korumayı bilmişti. Olimpiyatlar öncesi, tıpkı 19. yüzyılda Baron Haussmann tarafından şehrin 17 yıl boyunca şantiye haline getirilmesi ile gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmaları gibi, Parislilere yaka silkeletse de 2024 yaz olimpiyatlarını Paris'in alt yapısını elden geçirmek için layıkı ile kullandı. Üstüne, 2024 Paris Yaz Olimpiyatları ile 206 ülkeden gelen 10500 sporcu için, kentlerinin alt ve üst yapısını yenileyerek, tüm şehri hafızalara kazınacak parıltılı bir sahne haline getirmeyi başardılar. Halihazırda, Makron'un görev süresi 2027 yılına kadar sürüyor, ancak bu mümkün gözükmüyor.
22 Aralık 2024 06:50
Bilişim Sözcüklerini Türkçeye Kazandıran Prof. Aydın Köksal… 'Computer'i 'Bilgisayar' Yapan Hoca
Geçen yüzyılın bu en popüler, en çok kullanılan sözcüklerinin mucidi; Türkiye'nin ilk elektronik mühendislerinden, Türkiye Bilişim Derneği'nin (TBD) kurucusu ve onursal başkanı Prof. Dr. Aydın Köksal ile buluştuk. Prof. Aydın Köksal, Türkiye'nin ilk elektronik mühendislerinden, Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nün kurucusu ve bugün 'bilgisayar' sözcüğü de dahil olmak üzere 2 bin 500'ü aşkın bilişim terimini Türkçeye kazandırmış, UYAP gibi bugün kullandığımız bilişim sistemlerimize imza atmış bir bilim insanı. Aydın Köksal 1985'te kurduğu Bilişim AŞ'nin yönetim kurulu başkanı. Tek eksiği motoru; "Onu da büyüyünce yaparım!" diye belleğe atıyor. Kendisinden dinleyelim: "Annem kazak örerken ilmik sayısını bulabilmek için beni ölçerdi. Örgü sistemi bana ilham verdi. Dikdörtgenin kenarlarının uzunluğunu toplayabilirsiniz ama bir yüzeyi hesaplamak için çarpma yapmak gerektiğini anladım. Sokaktaki dükkânların sıralamasına bakıp matematik problemlerini kolayca çözmeme yol açan yöntemler bulurdum." Öğrenimine Galatasaray Lisesi'nde devam ediyor. Köksal: "Dört bin yıllık Hititçe tabletleri okuyan Muazzez İlmiye Çığ'dan, antik çağdan bize kalan şu Sümer özdeyişini öğrendim: 'Madem biliyorsun, neden öğretmiyorsun'" diyor. Yanıtı: "Türkiye bilişim/yazılımda bugün ileri bir ülke. UYAP projemiz 2009'da Avrupa'da ödüllendirildi. Üçüncü dünya savaşı bir yazılım savaşı olacak. Tabii yazılımı içine koyacak uçağınızın da olması gerekiyor. TUSAŞ'ta, Havelsan'da, Aselsan'da ve özel yazılım evlerimizde çok önemli birikime sahibiz." Bugün Türkiye'de bilişim kesiminde çalışanların sayısı 850 bine ulaştı. Köksal, muazzam gelişmelerin kendisini hiç şaşırtmadığını söylüyor: "Yapay zekâ dahil bugünkü gelişmeleri 1960'lı yıllardan beri bekliyorduk. Ben 26 yaşındayken bütün dünyaya telefon edilebiliyordu. Hatlar, geçen yüzyılda okyanus altından döşendi. Atatürk gittiği her yere telgraf teli çektiriyordu. Atatürk'ün telgrafı bugünkü interneti kullanır gibi kullandığı söylenir. Nitekim, bilgisayarla ilk karşılaşmamızdan sonra çok geçmeden uzaydan yayın yapılacağını biliyordum. Artık bütün bilgisayarlarımız, cep telefonlarımız küresel ölçekte çevrimiçi ortamda birbirine bağlı. Bu, uygarlığın yeni bir aşaması. Adı bilişim toplumu." Bilişim çağının yeni bir dili de var: Emojiler. Aydın Hoca buna mesafeli: "Karmaşık yaşamları bir imgeye indirgeyemezsiniz. Duygular ancak derin anlatımlarla aktarılabilir. Kedi de isteklerini miyavlayarak dile getirir ama ses telleri olmadığından konuşamaz. Konuşma ve gülümseme yeteneği olmasa insanlık uygarlık kuramazdı. Türümüz Homo Sapiens de evrime uğruyor; 'Homo sapiens sapiens'e dönüşüyoruz; yani 'bildiğini bilen' insan..." Köksal, 'computer' üzerinde çalışırken 2 bin 500'ü aşkın yeni sözcüğü içeren bir 'Bilişim Terimleri Sözlüğü' oluşturuyor: "Bilimi kendi dilimizde öğrenmek önemli. Bu yıl, 'sayısal bilgisayar' sözcüğünü dilimizde kullanmaya başlayışımızın 58. yılı. 'Yazılım' kavramının adını da 1966'da kendi anadilinde koyan ilk ulus biz olduk."
22 Aralık 2024 06:29
Piyasalar Tcmb Toplantısını Bekliyor
Herkes 26 Aralık'taki yılın son TCMB toplantısını ve faiz kararını bekliyor. 20 Ocak'ta Trump'ın göreve başlamasıyla ABD-Türkiye ilişkilerinin nasıl şekilleneceği ve Suriye konusunun yabancıların Türkiye'ye yatırım açısından bir değişime neden olup olmayacağı veya ne ölçüde olacağı yakından takip edilecek. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirim beklentilerine Suriye kaynaklı gelişmelerin de eklenmesiyle sert yükseliş gösteren BIST100 Endeksi, gelen satışlarla tekrar 10.000 seviyesinin altına çekildi. Biraz da Suriye konusunda "bekle gör" moduna geçilmesi katkı yaptı. Bu meyanda borsada işlem hacminin tekrar 100 milyar TL barajının altına çekilmesi ve ilginin azalmasıyla "Çıkamayan borsa düşer" izlenimi öne çıktı. Kasım enflasyonu beklentilerin ve yüzde 2'nin üzerinde gelince, faiz indiriminde 250 baz puanlık hedef yerini 150'ye bıraktı. TCMB ve Fed arasında yüzde 50 ile yüzde 4.50 gibi ciddi bir faiz farkı var. 13 Aralık ile biten haftada; TCMB brüt rezervleri bir önceki haftaya göre 4 milyar dolarlık artışla 163.5 milyar dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. 13 Aralık haftasında, hafta kur korumalı mevduatta (KKM) düşüş sürdü ve 1.7 trilyon TL'nin altına çekildi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç'in "Son bir sene içinde resmi enflasyon ile sepet kur artışı arasında yaklaşık 35 puanlık bir fark oluştu. Bu büyüklükteki bir makası değil Türkiye, hiçbir ülke sanayicisi hazmedemez, yönetemez" açıklaması bu noktada kayda değer. Son açıklanan ödemeler dengesi tablosuna göre; ocak-ekim döneminde cari açık 7.6 milyar dolara gerilerken yabancı yatırımcıların tahvil bonoda 36.1 milyar dolarlık alım, hisse senetlerinde 2.6 milyar dolarlık satış yaptıkları görülüyor. Destekler 9.630-9.570 ve 9.400-9.250 seviyelerinde bulunuyor. Sonraki dirençler ise 10.160 ve 10.250 seviyelerinde bulunuyor. DIŞ piyasalar 18 Aralık'taki Fed toplantısı ve faiz kararını fiyatlıyor. Fed beklendiği üzere faiz oranını 25 baz puan indirerek yüzde 4.50 seviyesine çekti. Toplantı metni ve Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları ise oldukça "şahin" bulundu. Fed üyeleri, 2025 yılı için 4 yerine 2 faiz indirimi beklerken 50 baz puanlık düşüşe işaret ettiler. Powell, ekonominin iyi durumda olduğu, enflasyondaki düşüşün belirsizlikler içerdiğinden bahisle "nötr faize daha yakın olduklarını, önümüzdeki dönemde faiz indirimi konusunda dikkatli ve ihtiyatlı olacaklarını" söyledi. ABD 10 yıllık tahvil faiz oranı yüzde 4.53, dolar endeksi 107.62, Euro/dolar paritesi 1.0429, altının ons fiyatı 2.622, brent petrol 72.64 seviyelerinden haftayı kapattı. Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları piyasa dengelerini değiştirirken "ABD nezle olursa" diye başlayan sözü tekrardan hatırlattı. Euro'daki zayıflama ve Euro Bölgesi ekonomisindeki durgunluk, o bölgeye önemli ticareti olan Türkiye ekonomisi açısından tahmin edileceği üzere iyi bir haber olmayacak.
22 Aralık 2024 06:29
Evrimde Son Nokta: Homo Ekranyus
ABD'de saygın bir kuruluşun yayımladığı rapora göre 13-17 yaş arası gençlerin yüzde 73'ü zamanının çoğunu YouTube'da geçiriyor. ABD'li saygın ve bağımsız merkez Pew Research Center geçen hafta ergenlik çağındaki gençlerin sosyal medya ve teknoloji tercihlerine dair geniş kapsamlı bir rapor yayımladı. 2024 verilerini içeren rapora göre 13-17 yaşındaki gençlerin yüzde 96'sı her gün internet kullanıyor. Bu yıl itibariyle 'neredeyse hiç durmadan' internet kullanan gençlerin sayısı yüzde 46'ya ulaşmış. 10 sene önceye göre yüzde 24 artış kaydedilmiş. 13-17 yaş aralığının ilk tercihi YouTube. Gençlerin yüzde 73'ü zamanının çoğunu artık televizyonun yerini alan YouTube'da geçiriyor. Neredeyse tüm gün YouTube'a takılanların oranıysa yüzde 15. İkinci sırada TikTok var. Gençlerin yüzde 57'si her gün TikTok'a en az bir kez giriyor, tüm gününü geçirenlerin oranıysa yüzde 16 seviyesinde. Listenin devamında yüzde 50 / yüzde 12 ile Instagram, yüzde 48 / yüzde13 ile Snapchat ve yüzde 20 / yüzde 3 oranıyla Facebook var. Aralarındaki fark büyük değil, yüzde 10'u geçmiyor. Son 10 yılda yüzde 25 artan veriler, gençlerin şu ya da bu şekilde sanal dünyayı gerçek dünyaya tercih etmeye başladığını gösteriyor. İki yıl önce biliminsanları, teknoloji kullanan insanın 1.000 yıl sonra fizyolojisinin nasıl evrim geçireceğini simüle ederek 'Mindy' adında bir karakter ortaya çıkarmıştı.
22 Aralık 2024 06:29
Kritik Sorular
Oysa Suriye hiçbir zaman bir " vatan " olmadı. Ortadoğu tarihinin, ta " Ebla " ve " Mari Krallığı " gibi dönemlerden itibaren, parlak yerleri oldu. Ama o zamanlarda bile Suriye demek ya güneyden Firavunlar İmparatorluğu'nun, ya Hititlerin, ya da Asurlular gibi kuvvetlerin egemenliği demekti. Suriye, denizlere Fenikeliler gibi açılamadı; karalarda ticaret yaptı. İki dönem var ki Suriye, her şeye rağmen barış içinde yaşadı: Klasik Roma dönemi ve Rönesans'tan itibaren Osmanlı İmparatorluğu. Son asırda, Osmanlı ricali kadar Fransız döneminde de küçümsenmeyecek kadar devlet adamı, toplumu sürükleyen şahsiyetler yetiştirdi; Bereketzâdelerden Suphi Bey, cumhurbaşkanının kızı Zehra Halefoğlu ve Şükri el-Kuvvetli gibi... Şükri el-Kuvvetli'nin savaş sonrası Fransızlarla kurduğu Harb Okulu'nun askerî darbelerin kaynağı olduğu söylenir. Sınırların içinde yaşayan Suriye Nusayrileri tabii ki Arapça konuşuyor. Liderler Mişel Eflak'ın Baas Arap milliyetçiliğine çok bağlı görünse de aslında sadece kendilerine bağlılar. Ortadoğu'nun en eski kavimlerinden Aramiler ve Nabatiler gibi topluluklara dayanan bir Suriye halkı var. Bir de Suriye'nin kuzeyi var ki onun klasik medeniyetlerle ilişkisi, Ekrem Akurgal Hoca'nın birçok dile çevrildikten yıllar sonra Türkçeye kazandırılan " Doğu ve Batı - Mezopotamya: Yunan Sanatının Kaynağı " kitabında örnekleriyle anlatılıyor. İkincisi, güney sınırlarımızın güvenliğini korumak zorundayız. Hani şu son arazi rejiminden dolayı her önüne gelene sattığımız, bu arada İsrail şirketlerinin bile aldığı sulanan topraklarımızdan söz ediyoruz. ABD orduları, artık uzun zamandır İkinci Dünya Savaşı'ndaki " savaşçılarına " sahip değil. Emevi Meydanı'nda toplanan Suriye halkı, ülkenin özgürlüğü ve 'yeni Suriye' için temenniler içeren sloganlar attı. Bazı cürümlerin unutulmaz olduğunu herkesin bilmesi gerekir. " Hürriyet " kelimesi üzerinde çok durmuş. Ursula von der Leyen gibi boş politikacı tiplerinden değil. Göç sorununun nasıl üzerimize yığıldığı ve vaat edilen paralar kitapta açıkça anlatılıyor. Ancak vaat edilen 3 milyar Euro'nun ne kadarının ödendiği belirtilmemiş. Türk devlet yapısının ve devlet adamlarının uzun uzun değerlendirildiği bir bölüm de bulunmuyor. Ameliyat ağır olmadı ama önemliydi. Tabii ki bu tür bir "ev ortamını" Allah bizden uzak tutsun.
22 Aralık 2024 06:29
Bu Kez Bir Fenomen Masada Kaldı... Her Estetik Güvenli Mi
28 yaşında, iki çocuk annesi, gencecik bir kadın... Son 5 yılda 31 İngiliz kadın, Türkiye'de geçirdiği- çoğunluğu popo kaldırma ameliyatı- estetik ameliyatlar yüzünden hayatını kaybetti. "Gelin Evi" programı ile tanınan sosyal medya fenomeni Neşe Özkan, 18 Aralık'ta V. Estetik firması aracılığı ile ulaştığı Plastik Estetik Cerrah Operatör Doktor M.A. ile Gaziosmanpaşa'daki Özel B. Hastanesi'nde, 135 bin liraya, karın gerdirme ve meme küçültme operasyonu olmak için anlaşıyor. Neşe Özkan'ın eşi İskender Özkan ise şu çağrıyı yaptı: "Eşim bu firmayı sosyal medyadan buldu. Yaklaşık 200-300 bin liralık bir ameliyatı 135 bin liraya yapabileceklerini söyleyince sevindi. Ben de destek oldum. Ameliyatın hangi hastanede olacağı bilgisi ameliyattan önceki gün söylendi. Ameliyat sabahı ise bazı tetkikleri yapıldı, EKG gibi bazı tetkikleri ise yapılmadı. Eşim; kalbinde delik olduğu, bu sebeple ameliyat olduğu bilgisini anestezi uzmanına verdi. 'Ameliyatın üzerinden çok geçmiş' gibi bir cevap aldı. Kendisine verilen, 'Başıma bir şey gelirse hastane sorumlu değildir' yazısını ise imzalamadı. Kasıtlı yapıldı demiyorum ama yanlış işlem, yetkisiz, bilgisiz insanlar, yetersiz ekipman sebebi ile öldürüldüğünü düşünüyorum. Hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum." Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Yazar'ı aradım. Nasıl bir tişört alırken 2-3 mağaza geziyorsunuz, yapılacak en ufak bir işlem için bile 2-3 hastane gezmeli, fiyat karşılaştırması yapmalı, en az 2-3 farklı uzmandan görüş almalısınız.
22 Aralık 2024 06:29
Hayallerini Toprağa Eken Kadınlar
Televizyon kanalları arasında bir başlık dikkatimi çekiyor: " Hayallerinin peşinde koşan kadınların başarı öyküleri... " İzlemeye başladım. Bir baktım ki; TRT1, Türkiye'nin değişik bölgelerinde devlet desteğiyle organik tarıma başlayıp başarılı olan kadın girişimcileri anlatıyor. 70'i aşkın bölüm var. Kadın ve girişim. Kadın ve toprak. Kadın ve yaratıcılık. Ve hayvanlarıyla, bitkileriyle harika bir çiftlik kurup organik tarıma marka olarak devam ediyor. Bugün 12 kadın girişimciyle tezgâhlarda ipek dokunuyor. 3 yıl okuduktan sonra gözünü güzel sanatlara dikiyor. Çok ilginçtir ki, uluslararası ilişkiler bölümünde " Bu çocuk okumaz, tembel " denilen Demet Hanım, güzel sanatlar bölümünde şeref öğrencisi oluyor. Buradan sonrasını şöyle anlatıyor: " Baktım zehirli ilaçlar, toprağa verilen kimyasallar yüzünden toprak ölüyor. Canlılar ölüyor. Üretilen sebze meyve bir şekilde zehir barındırıyor. Karar verdim. Önce zehirleri, kimyasalları attım. Hastalanmış toprağı iyileştirmek için kolları sıvadık. İlk solucanı gördüğümde nasıl mutlu oldum. Zamanla toprak kendine geldi; kuşlar, arılar, solucanlar, tavşanlar, çakallar arttı. Böylece başladık organik tarıma. İl tarım müdürlüğü traktör ve mazot için bize destek verdi. Böylece büyüdük. " Demet Atınç bugün zeytin, zeytinyağı, narenciye üretiyor ve önemli bir marka haline gelmiş durumda. Benim gördüğüm 70 bölümde neredeyse 100 kadın. Mardin Midyat'ta kurduğu kooperatifle elişi sanatını dünyaya gösteren Kübra Şaşmaz... Ve daha nice başarılı kadınlar. Hayallerini toprağa ekip organik ve doğal hayatı başlatan kadınlar. Keşke organik ve sağlıklı hayatlar için tarımda bir " kadın devrimi " yapabilsek.
22 Aralık 2024 06:29