×Uygulama Logosu

Habokado - Akıllı Haber Özeti

Özetleri Okuyun ve Dinleyin

Haberi Yapay Zeka ile Özetinden Okuyun. Neden Habokado?

Taha Akyol

Mehmet Akif'i Anmak

27 Aralık 2024 00:01

Milli şairimiz ve büyük karakter insanı Mehmet Akif'in doğumunun 151'inci, vefatının 88'inci yıldönümündeyiz. (20 Temmuz 1936) Büyük Âkif vatanına döneli bir ay olmuş, hasta yatağında yatıyordu. " Ey mülevves istibdat " hitabıyla zihinlere yerleşen şiirinde " şevket-meab efendimizin bendeleri "ni eleştirir. İstibdat, bugünkü terimle otoriter rejimlerin yetiştirdiği insan tipinin en veciz tanımını Âkif yapmıştır: Âkif'in "zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem" diye başlayan şiiri birçok kimsenin ezberindedir. Âkif, hayatını da böyle yaşamış, gördüğü çok farklı devirlerin hiç birinde "gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövmeye" tenezzül etmemiştir. Halide Edip, Âkif'in "çiğnerim çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım" mısraını çok sevdiğini, en beğendiği mısraının bu olduğunu yazmıştır. Mehmet Akif'in hicranlı Mısır yıllarındaki arkadaşlarından İsmail Ezherli şöyle diyor: " Mehmet Âkif Bey İslam dinine bu gibi hurafelerin girmesine cahil müstebitlerin sebep olduğu inancındaydı." Şiirlerinde de bunu işleyen Akif'in şu haykırışını hiç unutmamak lazım: Sanıyorlar kafa kesmekle, beyin ezmekle Fikr-i hürriyet ölür. Cevabı açık değil mi Âkif'in bu beytinde. Abdülhamid rejimine "istibdat" dediği için Âkif'i karalayan tarihçi müsveddeleri vardır. Büyük sanat insanı, büyük vatansever, büyük karakter örneği Mehmet Âkif'i rahmetle, tazimle anıyorum.

Mehmet Ocaktan

Sabreden Fakirler Zenginlerden Önce Cennete Girecek…

27 Aralık 2024 00:01

Günlerce süren asgari ücret komedisinin ardından iktidarın 2025 yılı için çalışanlara reva gördüğü ücret 22 bin 104 lira. TÜRK-İŞ'in verilere göre Kasım 2024 itibarıyla 4 kişilik bir aile için açlık sınırı (yalnızca gıda harcamasını kapsıyor) 20.562 lira, yoksulluk sınırı (gıda dışı normal harcamalar dâhil) 66.976 lira, bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti de 26.712 lira olarak hesaplanmış bulunuyor. Babacan: Fukaranın ahını alarak ekonomiyi abat edemezsiniz Dervişoğlu: "Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez! Davutoğlu: Asgari ücretliye bunu layık görmek gerçek anlamıyla zulümdür. Aslında boşuna feryat ediyoruz, çünkü ufukta henüz bir seçim gözükmüyor. Dolayısıyla böylesine bir sefalet ücretiyle evine ekmek götüremeyen, çocuğuna harçlık veremeyen, ev kirasını ödeyemeyen çalışanların payına şimdilik sabır düşüyor. Muhtemelen 2025 yılı boyunca bakanlar, milletvekilleri konuşmalarında ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın imamları hutbelerde bol bol 'sabır' tavsiyesinde bulunacaklardır. Bu konuda iktidara katkı olması açısından, İslami kaynaklarda yoksulluğun faziletlerini anlatan ve onları cennetle müjdeleyen bilgileri aktarmak istiyorum. Türkiye Diyanet Vakfı'nın İslam Ansiklopedisi'nde yer alan bilgi şöyle: "Resûl-i Ekrem o günün güç şartları içinde yoksulluk sıkıntısı çekenlere sabır ve metanet tavsiye etmiş, iffetli ve onurlu yoksulları âhirette nâil olacakları üstün nimetlerin müjdeleriyle sevindirmiştir. Bu hadislerde fakirlerin zenginlerden önce cennete gireceği, cennet ehlinin çoğunu dünyada fakirlik sıkıntısı çekenlerin oluşturacağı haber verilmiştir." (Müsned, III, 224; IV, 443; Buhârî, "Bedʾü'l-ḫalḳ", 8, "Riḳāʿ", 16, 51; Müslim, "Ẕikir", 94.) Kim bilir belki de iktidar haklıdır! Bu imtihan dünyasında açlık sınırının altında maaş alan insanlarımızın sabrını arttırarak cennete erken girmelerini garanti altına almak istiyordur… Muhtemelen şu hadise göre amel ederek zammı bu kadar düşük tutmuş olabilirler: "Fakirler, cennete zenginlerden beş yüz sene önce girerler." (Tirmizi, Zühd 37) Evet artık biliyoruz ki milyonlarca çalışana açlık sınırının altında bir maaşı uygun gören iktidarımız, aslında fakirleri çok seviyor! Dahası, onların sadece bu dünyadaki mutluluklarını değil, öbür dünyadaki mutluluklarını da düşündüğü için bu kadar az maaş veriyor… Ama fakirleri sadece iktidar değil, tuzu kuru zenginler ve profesörler de çok seviyor! Mesela bir televizyon kanalında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Oytun Erbaş adlı bir bilim insanımız şunları söylüyor: "Üç yüz metrekare evim olsun, daha şu olsun, şunu yiyeyim, bunu yapayım.

Köşe Yazarı

Gençliğin Sâhiplendiği Cenâze

27 Aralık 2024 00:01

Seksen sekiz yıl evvel Türkiye, 28 Birincikânûn 1936 târihli Cumhuriyet Gazetesi'nin birinci sayfasında yer alan şu haberle İstiklâl Marşı şâirinin vefâtını öğrendi: "Mehmed Âkif'i kaybettik. Büyük şâir, dün akşam vefât etti." Haberin, iç sayfadaki devâmı şöyleydi: "Mehmed Âkif'in cenâzesi, bugün Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'ndan kaldırılacak; namazı, öğleyin Beyazıd Câmii'inde kılındıktan sonra Edirnekapı'daki makberesine defnedilecektir." Ertesi gün aynı gazetede, "Mehmed Âkif'in cenâzesi merâsimle kaldırıldı. Gençlik, büyük şâirin tabutunu eller üstünde taşıdı. Her sene Âkif için ihtifâl yapılacak; mezarı gençlik tarafından yaptırılacak." haberi vardı. İç sayfada ise hakkında güzel bir yazı kaleme alınmıştı: "Hayır aziz ölü, hayır! Seni, herkes ve her zaman anacak; adın, târihte olduğu gibi yüreklerde de yaşayacaktır." Peyâmi Safâ'nın, sonraki gün yayınlanan yazısındaki bir paragrafı hayli sitemkârdı: "Tesâdüfle îzâh olunamayacak kadar muayyen, tek bir sebepden ileri geliyormuş gibi sâbit bir kader, vatan şâirlerimizin hepsini ya sürgünlerde yâhud zarûret, hüsran ve muhitin tüyler ürpertici tasasızlığı içinde öldürdü. Mehmed Âkif de bu korkunç ananeden kurtulmuş değildir. Son defa Mısır'dan İstanbul'a geldiği zaman, Fransızların Marseyyez'ini yazan Rouget de Lile'in yüzüncü yıldönümüydü. Sosyalist, komünist, nasyonaist, ruvayalist bütün Fransa onun mezarına diz çöküyordu; bütün Fransa yüz sene sonra Marseyyez şâirini ve bestekârını anarken, Türkiye on sene içinde istiklâl şâirini unutmuştu. Âkıbeti göz önünde olan hastalığında bir Mısırlıdan başka ona tek bir Türk'ün yardım eli uzanmadı; bilakis bâzı gazetelerde aleyhine yazılar çıktı." (30 Birincikânun 1936) İstiklâl Harbi başlayınca hemen Anadolu'ya geçen; İstiklâl Marşı'nın ilk dörtlüğünü, Tâceddin Dergâhı'nda kaldığı odanın duvarına çakısıyla kazıyan; ilk Meclis'de vekillik yapan Mehmed Âkif, 1923'de tüm muhâlifler gibi Meclis dışında bırakıldı. Arkasına, polis hafiyeleri takıldı. "Mürteci Âkif, Arab Âkif" gibi sözlerle tâciz edildi. Mehmed Âkif, bu akıl ve insaf dışı vatan hâini muâmelesine katlanamadı ve yakın dostu Abbas Halim Paşa'nın dâveti üzerine Mısır'a gitmeye karar verdi. On yıl vatandan ayrılışın üzüntüsünü çeken Âkif'in, 1935 ilkbaharında sağlığı bozulmaya başladı. Bir sabah eşi İsmet Hanım, "Sarılık olmuşsun." deyince aynaya baktı ve gözlerinin akının bile sarardığını fark etti. İştahsızlık, ateş, titreme nöbetleri ve ağrılarla seyreden hastalığına, karasu humması ve nihâyet, siroz teşhisi kondu. Fakat sıtma nöbetleri, Âkif'in peşini bırakmadı. 9 Ağustos günü Antakya'ya giden mahzun Şâir, Cemil Bey'in Âsi Nehri'ne bakan konağında üç hafta kalıp nispeten rahat etti. Mısır'ın iklimine yabancılığından bahsedince Hüseyin Suat, "Niçin İstanbul'a kalkıp gelmiyorsun?" diye sordu. 1936 yazında, ağır hasta olarak İstanbul'a döndü. Sağlığında, Pergamberimizin (SAV) vefât ettiği yaşta vefât edeceği için mesut olduğunu ifâde eden Mehmed Âkif Ersoy, 27 Aralık 1936'da 63 yaşında hayâta gözlerini kapattı. Çünkü bu saygısızlık, Mehmed Âkif'in rûhunu şâd edecek bir hâldi. 1938'in sonuna kadar, Mehmet Âkif Ersoy'un arkasından herhangi bir ihtifâl merâsimi yapılmadı. Gençliğin, Mehmed Âkif'in cenâzesine sâhip çıkmasını, "bir protesto çeşidi olarak Cumhuriyet târihinde bir ilk" diye değerlendirenler oldu. Bugün Mehmed Âkif Ersoy'un vefâtının 88. yıldönümü.

İskender Öksüz

Sebep Yok Ama Sonuç Mükemmel!

27 Aralık 2024 00:01

Bodrum'da biri 2000 TL'ye lahmacun satıyormuş; insafsız, kitapsız. Artık "Ben ekonomistim" diyene bile rastlamıyoruz. Büyük çabalar var. Çaba var, çabanın maksadı yok. "Alan" öğrencinin seçimine göre. 2024 AYT sonuçları şöyle: Öğrenciler soruların ancak yüzde 19'una doğru cevap verebilmiş. Yüzde 81'ine yanlış cevap vermişler. Toplam 13 kimya sorusundan ortalama 1'ine, 13 biyoloji sorusundan 2'sine, 6 din sorusundan 1'ine doğru cevap verilmiş. İngilizcede hukuka da kanuna da "law" deniyor. Bundandır ki Fukuyama Siyasi Organizasyonun Kökeni eserinde tam 100 sayfa hukukla kanunun, hukukla mevzuatın farkını anlatmış. Belki en önemli hükümlerinden biri de şu: Kanun, önceki kanuna dayanmalıdır. Türkçesi: Kanun, hukuka dayanmalıdır. Bir süre önce Adalet Bakanımız, Hukukun Üstünlüğü ölçümlerinde Türkiye'nin diplerde bulunmasını ve puanının yıllar içinde alçalmasını hak etmediğini söylemiştir. Adalet yoksa bakanlığının, polisin, hapishanenin de maksadı başka bir şey olur; ama adalet olmaz. Demokrasi sebep, milletvekilleri ve meclis sonuçtur. Eğer meclis memleket meselelerini, kanunları tartışacağı yerde bağlı oldukları merkezlerin talimatına göre el kaldırıp indiriyorsa, yine sonuç var ama sebep yok demektir. Sonuç var fakat maksat yoktur. Bakınız benzer şekilde nas var ama din yok. Rahmetli Mümtaz Turhan, eğitim sistemimizi büyük bir gürültüyle dönen büyük bir çarka benzetirdi.

Figen Çalıkuşu

"Gazeteci Savcı Gibi Davranamaz"

27 Aralık 2024 00:01

2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye 180 ülke arasında 158.sırada. Özlem Gürses canlı yayında kullandığı ifade nedeniyle sosyal medya mahkemesinde önce linçe uğradı. Özlem Gürses düzelttiği ifadeyi "canlı yayında" telaffuz etmişti. Canlı yayında kullanılan sözlerin amacın ötesinde genişletilmesi için "ilgili ve yeterli" gerekçelerin gösterilmesi gerekiyor. Başsavcılık açıklaması şöyle: "...PKK terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle haklarında kayıt bulunan örgüt mensupları Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'i övücü nitelikteki sözler ile ayrıca sözde gazetecilik faaliyetleri ve gazeteci kimlikleri nedeniyle öldürüldükleri şeklinde yanıltıcı bilginin yayılması şeklindeki tespitler nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığımızca'Terör Örgütü Propagandası Yapmak' ve 'Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yaymak' suçlarından resen soruşturma başlatılmıştır." Başsavcılık haberde konu edilen kişiler hakkında "mahkeme hükmü" değil "kayıt" olduğunu bildirmektedir… Bu "kayıt" halk arasında "GBT" olarak bilinen genel bilgi toplama kaydıdır. Ayrıca insanların suçlu kabul edilmesi için "haklarında kayıt bulunması" yeterli değildir. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu bu nedenle de pek çok kararında basının, kendisinden bir beyanın doğruluğunu kanıtlayan "savcı" gibi hareket etmesinin beklenemeyeceğine karar vermiştir. Çünkü amaç, istenileni istenildiği kadar haber yapan basın.

Köşe Yazarı

Enflasyonu En Yüksek 5. Ülkeyiz; Sıralamada 4.'lüğe Geçebiliriz

27 Aralık 2024 00:01

Asgari ücretin beklentilerin altında kalması tepkilere yol açtı; en önemli tepki de artışı belirleyen komisyonun yarım asırdır üyesi olan Türk-İş Konfederasyonu'ndan geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, asgari ücret zammının ilanından sonra, artık kulaklara çok tanıdık gelen "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik" cümlesini bir kez daha tekrarladı. Şaşırtıcı olan, derin bir ekonomik krizin ardından yapılan seçimden (2002) iktidar olarak çıkan AK Parti'nin, kucağında bulduğu yüksek enflasyonla mücadeleyi kazandığı halde, iktidarının 22. yılında bunu başaramamasıdır. Paradan altı sıfırın atılmasını başardı seçilmesinden iki yıl sonra AK Parti (Ocak 2005). 2001 yılında yüzde 68,5 düzeyinde olan enflasyon, 2005 yılı başında tek haneli hale (%9.23) getirilebilmişti. Daha önce 2024 sonunda yüzde 33 olacağı ilan edilmiş enflasyon oranının yüzde 45 olarak gerçekleşebileceği bile kuşkulu. Bakan Şimşek, son zamanlarda her ağzını açışta, tek haneli enflasyon hedefine erişme tarihini biraz daha ileriye ertelemekte. 2025 oldu 2026, şimdilerde 2027 bile ufukta görünmüyor. Kamuoyu yoklamalarında, önceleri "Ekonomi sorunlu, sorunu yine AK Parti çözer" görüşünde olanların, sorunlardan artık AK Parti'yi suçladıkları görülüyor. " Şimdi ne durumda Arjantin ekonomisi? " soruma cevap şaşırtıcı geldi.

Filtreleme Haberleri

Eyüp Sabri Demirci

Sgk E-tebligata Dikkat!

SGK'dan 1/3/2023 ila 31/5/2023 dönemleri arasında defter ve belgelerin ibrazı için e-Tebligat kanalıyla bir yazı gönderilmiş, ancak bu yazıyı sonradan fark ettiğim için 15 günlük sürede belgelerimizi SGK'ya veremedik. Nitekim 2024 yılında kayıt ve belgelerini SGK tarafından yapılan e-Tebligata rağmen 15 gün içinde ibraz etmeyen bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü işverenlere asgari ücretin 12 katı tutarında 20.002,50 X 12 = 240.030,00 TL tutarında idari para cezası uygulanmaktadır. İşyeri defter, kayıt ve belge ibrazına ilişkin yazılar e-Tebligat kanalıyla gönderilmiş ise söz konusu belgelerin en geç tebliğ edilmiş sayıldığı beşinci günü izleyen 15 gün içinde denetime ibraz edilmesi gerekiyor. Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlara 12 asgari ücret Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlara 6 asgari ücret Defter tutmakla yükümlü olmayanlara 3 asgari ücret tutarında İdari para cezası uygulanmaktadır. İşyeri defter ve belgelerinin yasal süre içinde ibraz edilmeme nedeninin, yalnızca "mücbir sebebe" dayandığının belgelerle kanıtlanması durumunda idari para cezası uygulanmamaktadır. 4- İşverenlerin, işyeri sahiplerinin, alt işverenlerin ya da sigortalıyı devir alan işverenlerin iradesi dışındaki nedenlerden dolayı defter ve belgelerin elden çıkması hali (örneğin ibrazı istenilen belgelerin mahkemeye ve vergi incelemesine ibraz edilmiş olması).

27 Aralık 2024 00:01

Elif Çakır

Yaşasın Faiz İndi (Mi?)

Sekiz aydır faizi yüzde 50'de sabit tutan Merkez Bankası dün politika faizini yüzde 47,5'a düşürdü. Demiralp günlerdir gerek köşesinden gerek sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla Merkez Bankası'na "erken faiz indirimiyle enflasyona mücadelede son bir yıldır ödenen bedel, yapılan fedakarlıklar boşa gider" uyarıları yapıyordu. Merkez Bankası'nın eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara "Mevcut kısıtlarda bana göre gayet makul ve dengeli bir başlangıç yaptılar. Emeği geçenleri tebrik ediyorum" sözleriyle Merkez Bankası'nın faiz indirim kararına destek verdi. Ülkemizin saygın iktisatçılarından Mahfi Eğilmez ise "TCMB, politika faizini 2,5 puan indirerek % 47,5'a düşürdü. Son iki günde önce resmi enflasyonun yüzde 33 altında asgari ücret açıklanarak, ardından 2,5 puanlık faiz indirimiyle küçük ve büyük esnafın isteklerine yanıt verilmiş oldu. Enflasyon nöbeti hep olduğu gibi emekçide" sözleriyle faiz indirim kararını eleştirdi. Prof. Demiralp de Merkez Bankası'nın faiz kararından sonra önceki gün Dünya gazetesinde son bir uyarı niteliğinde kaleme aldığı "Merkez Bankası ne zaman faiz indirebilir?" başlıklı yazısını paylaştı. Demiralp diyor ki: "TCMB'nin uzunca bir süre faizi yüksek tutmak zorunda kalması şüphesiz ki ağır çok ağır bir maliyet. Ancak bu yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız enflasyonu düşürmenin bedeli olan "acı reçete"nin ta kendisi. Bu reçeteden kaçınmak için baştan enflasyonun bu kadar kontrolden çıkmasına izin verilmemesi gerekiyordu. Özellikle Eylül 2021 sonrası zirve yapan politika hataları sadece bu ağır maliyeti yaratmakla kalmadı, aynı zamanda Merkez Bankası'nın kredibilitesini yıpratarak o ağır maliyeti ortadan kaldırma becerisini da son derece zorlaştırdı. TCMB'nin ilk faiz indirime gitmeden önce aylık enflasyonda birkaç ay üst üste düşüş trendini tespit edip bu şekilde beklentileri çıpalama konusunda bir mesafe katettikten sonra gelecek senenin ilk çeyreğinde ilk faiz indirimini planlaması ve ağırdan alması bence daha uygun olacaktır." (25 Aralık, Dünya Gazetesi) Anadolu Ajansı iş dünyasının faiz indirim kararını olumlu karşıladığını, indirim kararının ekonomide öngörülebilirliği sağlayan, 2025 yılına girerken faiz planlamalarının düşüş yönünde yapılabilmesine yönelik beklentileri karşılayan bir hamle olarak yorumlandığını duyurdu. 10 Temmuz 2019 tarihinde Bosna Hersek ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın görevden alınmasıyla ilgili yaptığı açıklamada "Para politikası noktasında hep Para Politikası Kurulu toplandığı zaman "Acaba buradan bu defa ne çıkacak?" Bir diğer taraftan ayda bir toplanan Para Politikası Kurulu, beyefendinin zamanında biliyorsunuz senede 10 aya indirildi. Tabi bütün bunlar da niçin? Bunlar bize sorularak değil kendi kendine yapılmış şeyler" demişti.

27 Aralık 2024 00:01

Akif Beki

Hüda Par'ın Tiyatro Merakı Nereden?

Devlet Tiyatroları, "Karımın Kocası" adlı oyunu Diyarbakır'da sahnelemek için afişe çıkmış. Hüda Par il başkanlığı da X'ten tepki göstermiş. Oyunu ahlâksızca bulmuşlar, İslami ve ahlâki değerlerimize kasten saldırı saymışlar. Önceki akşam sahneleneceği saatte, Hüda Par'ın çağrısıyla oyun protesto edilmiş. Vallahi ne yalan söyleyeyim; Hüda Par'ın tiyatroyla bu kadar yakından ilgilenmesi, sevimli geldi bana. Ve her karşı çıktığınızı, uysa da uymasa da "İslami, ahlâki değerlerimizi aşağılıyor, alaya alıyor; örf ve ahlâkımıza aykırı" diye hedefe koyarsanız... Yeni kaybettiğimiz usta tiyatrocu Genco Erkal da anılarında, tehlikeli kışkırtma örneklerini anlatıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Haliç kıyısındaki tarihi Feshane'yi restore edip "Ortadan Başlamak" sergisiyle açmıştı. Sergide, 300 sanatçının 400'den fazla eseri yer alıyordu. Ama siyasi hesapla hedefe koymak, kin ve nefret uyandırarak halkı kışkırtmak, taşkınlık ve saldırı başka. Netflix'te, Genco Erkal'ın yaşam belgeseli "Genco"yu izlemiştim. 30 yaralıyla canlarını kurtardıklarına şükretmişler.

27 Aralık 2024 00:01

Ahmet Taşgetiren

Asgari Ücrette Bir İletişim Harikası

Hesap ortada, çok ortada: 2024 yıl başında asgari ücret 17 bin 2 lira olarak belirlendi. Bu yıl, Mehmet Şimşek anlayışıyla "asgari ücrette artışın enflasyonu da artıracağı" gerekçesiyle ara zam yapılmadı. " Şimdi yıl sonunda 2025 yılı için bir asgari ücret belirlenmiş durumda. Asgari ücret tartışmalarında "yaşanan enflasyon mu, tahmin edilen enflasyon mu dikkate alınsın?" yollu bir tartışma vardı. Ekonomi yönetimi, enflasyonla mücadele gerekçesine bağlı olarak öngörülen enflasyona göre bir asgari ücret belirlemekten yanaydı. Bu da 2025 sonu enflasyon yüzde 21 civarında öngörüldüğü için biraz artırma ile yüzde 25'lik bir rakamdan söz ediliyordu. Buna karşılık çalışan camia adına sendikalar, şu ana kadar yaşanan enflasyonun 2024 başında belirlenen asgari ücreti aşındırmış olmasından yola çıkarak, önce bu erimenin telafi edilmesini, ardından da bir "Refah payı" eklenmesini istiyorlardı. Muhalefet de işçi beklentisinin karşılanmasından yana tavır koyuyordu. Bu da yüzde 46, artı refah yapı demekti. 30 bin lira civarında bir rakam. Asgari ücret görüşmelerinin sonuna doğru Türk- İş, 29 bin 583 liralık bir rakam açıklamıştı. 24 Aralık akşamı, Türk – İş'in katılmadığı bir toplantının sonunda Çalışma Bakanı Işıkhan ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücreti açıklayıverdiler. Anlaşılan İktidar ile işveren uzlaşmıştı. Açıklanan rakam 22 bin 204 lira idi. Yani yüzde 30'luk bir artış. Cumhurbaşkanı hemen o gece, "Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun" mesajı ile paylaştı bu rakamı. Hesap ortadaydı ve açıktı, evet. Asgari ücretin alım gücündeki erimeyi bile karşılamıyordu bu rakam. Yüzde 16'lık bir açık vardı. 2025'in enflasyon rakamları ki, yıl sonu yüzde 25 enflasyona göre her ay en az yüzde 2 erime söz konusu olacaktı. Bazı tahminlere göre ekonomi yönetiminin yüzde 21'lik hedefi de tutmayacak, 2024'te yüzde 38'lik hedef 8 puan saptığı gibi bu yıl da sapmalarla enflasyon yüzde 30'larda çıkacaktı. Buna göre yüzde 30, tam da "beklenen enflasyon" a göre bir rakam demekti. Et azalacak, protein azalacak makarna çoğalacaktı sofralarda. Her ne kadar Prof. Dr. Oytun Erbaş, "Fakir hayat daha sağlıklı" diyorsa da, zekâ ile protein arasında da ciddi bir bağ vardı. Ayrıca Oytun Hoca gibi birisi "Yoksulluk psikolojisi" içinde yetişmiş kuşaklardaki kişilik tahribatını da bilirdi. "Fakir tip hayat" a övgü yapıyordu Oytun Hoca. Bir teselli sunuyordu bu tip hayattan bezmiş olanlara… "Zengin tip hayat" yaşayanlar da vardı bu dönemde ve iktidarın servet transferi gerçekleştirdiği eleştirisi yapılıyordu ekonomi çevrelerinden… Onun psikolojik yıkımı da vardı toplumun geride kalanlarında. Her neyse şimdi onu geçelim. Benim dikkatimi Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı sayın Erdoğan'ın "parti grubu" nda yaptığı konuşmadaki o cümle çekti. "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık." 268 milletvekili var Ak Parti grubunda. Bu sözü alkışladılar mı bilmiyorum. Seyretmedim, sonra haberlerden okudum çünkü. Ama alkışlarlar. Cumhurbaşkanı konuşursa alkışlarlar. Soruyu sayın Erdoğan'a sormak lâzım asıl: Bu asgari ücret rakamını belirlerken gerçekten çalışanların enflasyona ezdirilmediğine inanıyor musunuz? Bu cümleyi grup konuşmanıza siz seçerek mi koydunuz yoksa metin hazırlayıcılar "Böylesi uygun olur, Beyefendi de böyle söylemek isterdi" kanaatiyle mi yazmışlardır? Gazeteciler grup çıkışı, "Asgari ücrette emekçiler sizden bir müjde bekledi" demişler, Erdoğan sessiz kalmış. Pekalâ, " Tespit ettiğimiz ücret müjdeye gerek bırakmıyor" diyebilirdi. Erdoğan siyasette geri adım niteliğinde bir tavır sergilemez, genelde savunma da yoktur. Savunma gereken yerde bile muhalefete yüklenerek işi götürmeyi tercih eder. Yukarıya aldığımız cümle bu karaktere daha uygun. Hiç geri adım yok. Savunma yok. İşçiler tepki gösterir mi kaygısı yok. Ak Parti içinde "çatlak ses" çıkar mı endişesi yok. (Böyle durumlarda genelde Muaviye'nin -Dişi deve- menkıbesi hatırlanır, ilgilisi google'da araya ilir.) İletişimde bu "özgüven" in yerini, partili iletişimcilere sormak lâzım. Genel Başkan grubun gözünün içine baka baka söylüyor o sözleri. Bu "Alın bu sözleri işçilere karış söyleyin" mesajı da içeriyor.

27 Aralık 2024 00:01

Mehmet Serbes

Vali Köşger Yüreklere Su Serpti Ama....

Konuşmasında kişilere karşı meydana gelen en önemli 10 suçta, 1-2 suç haricinde genel olarak 1 yıl öncesinin rakamlarına oranla iyileşme olduğunu ifade eden Vali Köşger; tehdide özellikle dikkatleri çekerek "Adana'da işlenen tehdit suçlarında yüzde 98 aydınlatma var ama bu yağma ve gasp şekline dönüşmüşse yüzde 100'e yakın aydınlatma söz konusu. Mala karşı işlenen suçların bir kısmında yüzde 50'ye yakın düşmeler var. 2023'te 5 bin 43 ruhsatsız silah yakalanmış ama 459 kişi tutuklanmış. Aldığımız tedbirler neticesinde, ruhsatsız silahla dolaşma oranı azalmış. Ruhsatsız silah yakalama 4 bin 281'e düşmüş ama tutuklama sayısı yüzde 100 artmış ve 937'ye çıkmış" dedi. Vali Köşger, 2023 yılında 7 organize suç çetesinin çökertildiğini hatırlatarak, "2024 yılında 23 organize suç çetesi çökertilmiş. Burada dikkatinizi çekeceğim rakam; 2023 yılında 9 operasyonda 275 tutuklu söz konusuyken 2024'te 15 operasyonda 684 şüpheli tutuklanmış. Adana'da ciddi bir şekilde suç ve suçluyla mücadele ediliyor. Hem narkotik hem organize suçlarla ilgili tutuklanma ve mahkum edilme oranları giderek artıyor. Hiçbir suç cezasız kalmıyor. Bununla ilgili tedbirler almıştık, bu tedbirler devam ediyor. Bundan sonra da özellikle dezavantajlı mahallelerde olmak üzere uygulamalarımız devam edecek. Suç ve suçluyla mücadelede en ufak bir taviz vermeksizin aynı koordinasyon içerisinde devam edecek" dedi. Yurt dışına kaçan suç örgütü şüphelileriyle ilgili açıklamalarda da bulunan Vali Köşger "Yurt dışı konusu Adana bağlamında bizim yürütebileceğimiz işler değil. Bununla ilgili Başsavcılığımız gerekli yazışmaları yapıyor. Adalet Bakanlığımız ve İnterpol vasıtasıyla bahsettiğiniz kişilerle ilgili kırmızı bülten çıkarıldı. Şüphelilerden biri de Türkiye'ye iade edilmek üzere gözaltına alındı. Bu bize yazıyla da bildirildi ancak devamında sürekli ek evrak istiyorlar. Muhatap devlet şüpheliyi vermemek için biraz ayak sürüyor. Sadece o suç çetesine yönelik değil, Türkiye'ye rahatsızlık veren her örgüte bir desteği söz konusu. Helikopterlerle kaçan FETÖ'cüler o ülkeye sığındılar. Onları da iade etmekte direniyorlar. Dolayısıyla uluslararası hukukun el verdiği bütün imkanlar kullanılarak onların da ülkeye getirilip cezasız kalmaması için gereken tedbirler alınıyor." şeklinde konuştu.

27 Aralık 2024 00:00

Köşe Yazarı

Ocakta İndirim Şubatta Toplantı Yok

Politika faizi 2.5 puan indirimle yüzde 47.5'e düşerken, ocak ayında da aynı oranda indirimin devam ettirilip, daha sonra bir-iki ay indirime ara verileceği tahmin ediliyor. Özetle; Merkez Bankası'nın faiz indirimine hızlı başladığı söylenebilir. Bazı iktisatçılar zaten hedef enflasyona göre politika faizinde bir miktar şişkinlik olduğunu, yüksek oranlı bu indirimle şişkinliğin bir bölümünün alındığını, ocakta 2.5 puanlık indirimle yüzde 45'e inilmesinin beklendiğini söylüyorlar. Bu indirim için aslında, "siyasi açıdan da bekleniyordu" diyebiliriz. Merkez Bankası bundan önce politika faizine göre belirlenen fonlama faizinde artı 3-eksi 3 koridorunu uyguluyordu. Dün yapılan açıklamayla, bu koridorun artı 1.5-eksi 1.5 olmak üzere, 6 puandan 3 puana kadar daraltıldığı belirtildi. Merkez Bankası önceki gün, yılda 12 kez yaptığı faiz toplantısı sayısını 2025'te 8'e indireceğini duyurmuştu. Buradan yola çıkarak Merkez'in ocakta yılın ilk toplantısı yapıp 2.5 puan indirim yapıp, şubatta toplantı yapmayacağını, martta yapacağı toplantıda ya daha düşük indirim ya da beklemeyi tercih edeceğini söyleyebiliriz.

27 Aralık 2024 00:00

Nedim Türkmen

İş Dünyasında Bayram Havası

Eylül 2024 tarihi itibarıyla açıklanan SGK istatistiklerine göre; (4a)'lı çalışan sayısı 16.947.951 kişidir. Bu kapsamda çalışanları ilgilendiren ve 2025 yılı boyunca uygulanacak asgari ücret, geçen yılın tamamında uygulanan asgari ücret tutarına %30 artış uygulanarak 22.104,67 TL net tutar olarak açıklandı. Asgari ücretin iki katına kadar ücret alanları hesaba kattığımızda; toplam ücretlilerin %85'inin 17.000 TL ile 35.000 TL arasında ücret aldığını görürüz. Asgari ücretin "temel ücret"e dönüştüğü gerçeği, özellikle beyaz yakalılar açısından daha dramatik sonuçlara neden oluyor. Örneğin; Slovenya'da %15.2, Bulgaristan'da %14. 1, Romanya'da %13.3 ve Polonya'da %12.1 gibi oranlar mevcut. Asgari ücret zam oranı ve yeni tutar açıklanır açıklanmaz, 25 Aralık 2024'te Ticaret Bakanlığı yaptığı basın açıklamasında; "... özellikle asgari ücretteki artış oranını sanki tüm maliyet işçilikmiş gibi fiyatları da aynı asgari ücret artış oranında artırmaya çalışacak olan mal ve hizmet satıcılarını bir kez daha uyarmak istiyoruz. İlk olarak, asgari ücret 2025 yılı ocak ayının sonunda ödenecektir. İkinci olarak da işçilik maliyeti toplam maliyetin içinde sadece bir bölümü oluşturmaktadır. Bu nedenle asgari ücretin artış oranını büyük bir tamahkarlıkla fiyatların artış oranına çevirmeye çalışmak isteyenleri uyarıyoruz. Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı denetim ekipleri, il ticaret müdürlükleri, il tarım müdürlükleri, ilçe tarım müdürlükleri ekipleri sıkı bir denetim için sahada birlikte çalışmaktadırlar. Ayrıca Ticaret Bakanlığı'na bağlı İç Ticaret Genel Müdürlüğü ve Tüketici Korunması ve Piyasa Genel Müdürlüğü ekipleri de sahada yoğun bir şekilde denetim çalışması yürütmektedirler. Vatandaşlarımızın da tamahkarlık, aç gözlülük yapan işletmelerle ilgili şikayetleri olduğunda Ticaret Bakanlığımıza bildirmelerini hassaten rica ediyoruz" mesajları verildi. Ticaret Bakanlığı'nın bu açıklamasını, Merkez Bankası Enflasyon Raporu'nda; "Reel sektörün kârlılık göstergelerinin 2009 yılından pandemiye kadar olan dönemde yatay seyrettiği görülmektedir. Ancak 2021 yılından sonra enflasyon gerçekleşmeleri ve güçlü iç talep koşullarına paralel olarak reel sektör kârlılığı tarihsel ortalamalarının oldukça üzerine çıkmıştı. Parasal sıkılığın artmasıyla birlikte reel sektörde kârlılık oranlarının gerilemeye başladığı ancak 2023 yılı sonu itibarıyla halen güçlü seviyelerde olduğu gözlemlenmektedir" tespiti ile birlikte değerlendirdiğimizde, açgözlüler netleşiyor. Bunu artış oranı açıklanır açıklanmaz yani asgari ücretli zamlı maaşını almadan 1-1.5 ay önce yapıyor. Enflasyonun nedeni olarak gösterilen asgari ücretin, enflasyonun nedeni olmadığını 09.12.2024 tarihinde köşemde yayımlanan "Enflasyon ile mücadele asgari ücreti artırmama mücadelesine dönüştü!" başlıklı yazımda ayrıntılı olarak açıklamıştım.

27 Aralık 2024 00:00

Köşe Yazarı

Bir Casusun Portresi

1968 yılında, 15 yaşındaki Vladimir Putin, yılın Sovyet dizisi Kalkan ve Kılıç'ı soluksuz izledi. KGB genç Putin'e yasadışı olarak Avrupa'da kaybolma şansı vermedi, ancak daha sonra 1980'lerde Dresden'e atanan bir subay olarak birkaçını yönetti. Ama bu evin içinde bir sır yatıyordu, üstelik uluslararası dengeleri değiştirebilecek kadar büyük bir sır. Maria ve Ludwig diye bilinen bu çift, aslında Rusya'nın en iyi eğitimli ' uyuyan ajanlarından' biriydi. Çocukları bile onların gerçek kimliğini bilmiyordu. Ancak Maria, AB bürokratlarının ofislerini dinliyor, Ludwig ise web sitesi tasarımı gibi bir işin arkasına saklanarak bilgi topluyordu. Reyting rekoru kıran dizide, 1980'lerde ABD'ye yerleşmiş bir Rus ajan çiftin, sahte kimliklerle sıradan bir Amerikan ailesi gibi yaşarken yürüttükleri tehlikeli casusluk faaliyetlerini izliyorduk. 2022 Aralık sabahı, Maria ve Ludwig'in evine sessizce girildi. Havaalanında onları uçağın kapısında Putin, İspanyolca "Buenas Nochez" diye gözyaşları içinde karşıladı zira çocuklar tek kelime Rusça bilmiyordu. Avrupa 2022'den bu yana 400 Rus diplomatı sınır dışı etti. Bazıları uyuyan ajan -ölülerden alınan sahte kimlikleri kullanan Rus'hayaletler'- en az 15 casusu tutukladı. Bu hikâye, yalnızca bir casusluk örneği değil, aynı zamanda Putin'in, Trump gibi liderlerin alaycı ve kısa vadeli hamlelerini gölgede bırakacak kadar karmaşık bir stratejiye sahip olduğunun kanıtı.

27 Aralık 2024 00:00

Necati Doğru

Düşün! Düşün!

Maliye Bakanları ile Merkez Bankası Başkanları koltuğunu, "şehir otobüsü koltuğuna " çevirmişti. Sonra da seçimlerde oy oraları düşünce; " Ben işçimi, memurumu, dar gelirlimi, asgari ücretlimi, emeklimi asla enflasyonun altında ezdirmem " diyerek hem Maliye Bakanı'nı, hem Merkez Bankası başkanını koltuğundan atıyor, yerine Avrupa'dan, Amerika'dan yenilerini bulup oturtuyordu. Son 5 yıl içinde Merkez Bankası başkanını 6 kez değişmiş, Maliye Bakanını da yine 5 yıl içinde 7 kez değiştirerek; " Ezdirmem…. Ezdirmem… Asgari ücretlimi ezdirmem…" sözlerini 5 yıl içinde 200 kez yenilemişti. Asgari ücret 22.104 TL'ye. Yıllık enflasyon yüzde 47 iken asgari ücret yüzde 30'da kalınca " ezdirmem sözü" yere düşmüş yumurta gibi oldu. Yalama olmuş cıvata gibi durmadan değiştirilen Maliye Bakanları ile Merkez Bankası Başkanları'nın ortaya koyduğu modelle "Fiyatlar üzerinde egemenlik" kurulacaktı. 1 Dolar: 35.21 TL. TBMM faiz oranı: 18 ay önce: Yüzde 15'di. Açıkça kayrıldıkları için " Tayyip Erdoğan dönemi zengini" diye yazabiliyorum ama Rönesans'ın sahibi iş adamı, çok önceden Rusya'da ve başka ülkelerde " çok kimlikli-kişilikli inşaatlar" yapmış, dünya sıralamasında ilk 25'in içine girmiş, dolar milyarderi olmuş genç bir girişimciydi. Son haber: Ankara'da da Adalet Sarayı ihalesini 24 milyar TL'ye yapmak için almış ancak ihale sürecinde " pazarlık usulüne" uyulmadığı için bu ihale idare mahkemesince iptal edilmiş. Rönesans, daha sonra toplam bu 5 büyük şehir hastanesinin işletmesini Danimarkalı şirket ISS'e satmış ve Rekabet Kurulu' da bu satışa "olur" vermişti. Hastaneler kurulurken "kamudan özele gelir transferi" yapıldı.

27 Aralık 2024 00:00

Saygı Öztürk

Demirel, Boşuna Mı "Kurumuş Söğütten Düdük Olmaz" Demişti?

Cumartesi günü 68 kuruluş tarafından düzenlenecek "Yurttaş Sesleniyor- Haklarımızı Alacağız" mitingine sendika genel başkanlarını davet etti. Özgür Özel, "Biz katılacağız, siz de logolu, logosuz katılırsanız memnun oluruz" dedi. DİSK, mitingi düzenleyen kuruluşlar arasında yer alırken, cumartesi günü yapılacak mitinge Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak İş Genel Başkanı Mahmut Arslan katılmayacak. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ziyaretinde, Genel Başkanı Ergün Atalay'ın şöyle açıkladığını öğrendim: "Biz, 50 senedir Asgari Ücret Tespit komisyonundayız. Ben, 10 yıldır, bu komisyondan çekilmekten yanayım. Çünkü komisyonda biz 5 kişiyiz. Bu adil bir komisyon değil. Burada yaptırım gücümüz yok. Konu mankeni gibi duruyoruz. Hep'Katılmasak olmaz' diyorlardı. Bu sene arkadaşları ikna ettim. Yapısı düzeltilene kadar bu komisyonda bir daha olmayız." Aslında, komisyonun adil olmadığı biliniyor. 10 üyeye karşı, Türk İş'in 5 üyesinin her hangi bir yaptırım gücü kalmıyor. Hak İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısına itiraz ediyor ve şu gerekçeleri ortaya koyuyor: "1970'li yılların mevzuatıyla Türkiye'nin böyle bir komisyonla işi yürütmesi söz konusu değil. Teşbihte hata olmasın ama bir tiyatroda rol almış kimseler gibi Aralık ayında hep asgari ücreti tartıştık. Sonunda bir akşam asgari ücret ilan ediliyor." Genel Başkan Mahmut Arslan, rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "Kurumuş söğütten düdük olmaz" sözünü hatırlatıyor, şunları söylüyor: "Bu asgari ücret tespit komisyonu yapısından sağlıklı bir asgari ücret çıkması mümkün değil. Biz, bir ay boyunca bu tartışmaların içerisindeyiz. Sonradan bir karar alınıyor. İşçiler devre dışı kalıyor. İşverenle hükümet anlaşıyor, istedikleri asgari ücreti açıklıyor. Geniş bir uzlaşmayla daha demokratik, çoğulcu daha kapsayıcı daha katılımcı bir asgari ücret komisyonu bence asgari ücretin belirlenmesinde önemli bir kriter olarak karşımıza çıkabilir. Bizim süratle yeni bir asgari ücret tespit komisyonunu oluşturmamız, bütün ücretlerin asgari ücrete doğru gelmesini önlemek olduğunu anlatmamız gerekiyor." Avrupa Birliği ülkelerinde, asgari ücret, istisnai bir ücret olarak kabul ediliyor. Bunun anlamı, "Bu ücretin altında kimse çalıştırılamaz." Zaten o ücrette çalışan kimse yok. Asgari ücret istisnai bir ücret olsa belirlenen 22 bin TL tartışılabilir. Genel Başkan Arslan, "Tabii ki asgari ücretin 1 yıllık değil de 6 aylık dönem için bile yetersiz olduğu da konuşuluyor. Özellikle ocak-şubat-mart aylarındaki enflasyonun beklenen enflasyonun üzerinde gerçekleşmesi durumunda kaçınılmaz olarak temmuz ayında bir ilave asgari ücret talebi doğacaktır. Bu da normaldir. Onun için hükümet her ne kadar 1 yıllık belirlemiş olsa da bence önümüzdeki süreç bunu hızlandırabilir" görüşünde.

27 Aralık 2024 00:00

İletişim Formu

captcha

Kişisel verilerinizi işlemekte ve kanunlarda öngörülen teknik ve idari tedbirleri alarak bu verilerinizin korunması için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz. İşlenen kişisel verilerinize ilişkin bilgilere aydınlatma metnini ziyaret ederek ulaşabilirsiniz.