×Uygulama Logosu

Habokado - Akıllı Haber Özeti

Özetleri Okuyun ve Dinleyin

Haberi Yapay Zeka ile Özetinden Okuyun. Neden Habokado?

Betül Soysal Bozdoğan

Türkiye'de Esed Taraftarları Ve Sünni Karşıtları!

25 Aralık 2024 01:56

Bu kesim ve buna eklemlenen " Türkçü" adı altında "Tengrici ve ırkçı yapı" olan Zafer Partililer de yine ekmeği elinden alınmış mağdur durumundalar. Bu kesimlerin tamamı Türkiye'de 20 yıldır iktidar olan dindar-Sünni kesimden kurtulmanın çarelerini arıyorlardı. Bu yönde bir değişim yaşanırken 2011 yılında başlayan Suriye muhalefetinin taraftarları olan Sünni Arap ve Türkmenlerin Türkiye'ye sığınmaya başlaması, bu kesimlerin artan Sünni-dindar nüfus kitlesinden rahatsız olmalarına neden oldu. Dertleri kesinlikle "mezhep ve dindarlık" ile idi. "Sünni olmasın ama Alevi mutlaka gelmeli(!)" Oysa bu topraklarda Sünni Müslümanlar hiçbir zaman azınlıkların dinini yaşamalarına engel olmamış ve onları asimile etmeye çalışmamıştır. 2011'de Suriye'de başlayan iç çatışmalarda cehennemden kaçan Suriyelilere kapı açılmaz, insanlar ölüme terk edilirdi ve milyonlarca Sünni-Müslüman'ın ölümüne yol açılmış olurdu. 2016'da darbe girişimi yapan FETÖ, PKK ve DEAŞ Türkiye'yi bölme planını ortaya koyar; çukur eylemlerinde olduğu gibi bir iç savaş girişimi başlatılır, bunda da başarılı olurlardı. Yani Suriye ile beraber Türkiye de bölünme ve işgal sürecine giderdi. Suriye dörde bölünürken Ermeniler, PKK'lılar, ABD'liler, Yunanlılar Türkiye'ye çökmek için zaman kaybetmezlerdi. 2023 seçimlerinde Türkiye bir uçurumun kenarından döndü.

Murat Sabuncu

Kalabalık Bir Yalnızlığın İçinde, Toplumsallığın Çöküşü

25 Aralık 2024 01:36

Türkiye'nin durumunu dünyanın genelindeki 'beyin çürümesini de kapsayan' kalabalık içindeki yalnızlık olarak düşünebiliriz. Bir yıl daha bitiyor. Akademisyen Bülent Diken Metis Yayınları'ndan çıkan kitabı ' Yeni Despotizm'de korkunun yarattığı ortamın, kaçışın toplumsallığın çöküşü anlamına geldiğini anlatıyor. Şu satırlar kitaptan: "Buyruk her zaman eylemi başlatacak, eylemi dayatacaktır. Aslanın kükreyişi, avlanma niyetinin ilanıdır ve ondan zayıf olan hayvan oradan kaçmaya yazgılıdır, çünkü buyruk esasen bir idam cezası, bir ölüm fermanıdır. Her buyruğun altında bu ayırıcı biyopolitik bağlantı yatar. Güçlü olan korku yoluyla yarattığı kitleden beslenerek buyurur, ele geçme korkusuyla dehşete kapılan av ise bir kaçış hattı arar. Buyruk toplumsallığın çöküşü anlamına gelir, yegâne meselenin hayatta kalmak olduğu bir hal." Burada yazarın 'toplumsallığın çöküşü' noktasının altını çizmek istiyorum. Bu sene dünyadakine benzer bir şekilde Türk Dil Kurumu'nun anketle belirlediği 'yılın sözüne' bakıyorum: Merhamet, yapay zekâ, yabancılaşma kelimeleri arasından sıyrılarak 'kalabalık yalnızlık' seçilmiş. 1 milyon kişinin katıldığı oylamada değerlendirme kurulu kavramı şöyle açıklamış: "2024 yılında, insanların kalabalıklar içinde yalnız hissettiklerini gösteren araştırmaların sayısında artış olduğu görülmektedir. Birbirlerinin zıddı gibi duran, teklik ifade eden 'yalnızlık' ile çokluk ifade eden 'kalabalık' aynı anda var olabilmektedir. Sosyolojik, psikolojik, iletişimsel gerekçelerle açıklanabilen bu durum, bireylerin gündelik yaşamlarında, kurdukları ilişki biçimlerinde kendisini göstermektedir. Araştırmalar, sosyal medya ve dijital teknolojilerin kullanımının artmasıyla insanların kendilerini daha yalnız hissetmeye başladıklarını göstermektedir. Sosyal medya ortamında takipçi, beğeni sayılarının önem kazanması, sözde 'kalabalık' bir ortam oluşturulması yalnızlık hissine çözüm gibi algılansa da yalnızlık hissini artıran bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Dijital dünyanın gelip geçici ilişkiler önermesi, yalnızlık hissini derinleştirmektedir. Diğer yandan hayatın giderek artan hızı, artan insan hareketliliğiyle birlikte toplumsal bağların zayıflamasıyla bağ kurmakta zorlanan bireyler, kendilerini kalabalıklar içinde yalnız hissetmektedirler. Bireyin çevresinde insan sayısının fazla olması, kendisinin yalnızlık hissetmediği anlamına gelmemektedir. Aynı ev içinde aile bireylerinin olması, aynı yemek masasında yalnız hissetmeyi engellememektedir." Yalnızlık konusunun doğrudan politik bir yanı olduğunu düşünüyorum. Bir çaresizlik kadar bir tercih aynı zamanda. Terim, "Önemsiz veya zorlayıcı olmadığı düşünülen materyallerin aşırı tüketiminin bir sonucu olarak görülen, bir kişinin zihinsel ya da entelektüel durumunun bozulması" olarak tanımlanıyor.

Murat Batı

2 Milyon Liralık Bir Otomobilde 400 Bin Liralık "Inat Vergisi…"

25 Aralık 2024 01:34

Ülkemizde 2023 yılında 928 milyar lira, 2024 yılının ilk on bir ayında ise (Ocak-Kasım) 1 trilyon 278 milyar lira ÖTV tahsil edilmiş. Şayet sadece son üç yıl yeniden değerleme oranı kadar artırılsaydı şu an 2 milyon TL'lik bir aracı 1 milyon 611 bin TL'ye alabilirdik. Yukarıdaki tabloya göre aracın vergisiz fiyatı 184 bin TL'yi aşmıyorsa vergisiz fiyatına yüzde 45 ÖTV oranı uygulanmaktadır. Ancak aracın vergisiz fiyatı 184 bin TL ile 220 bin TL (220 bin TL dahil) arasında ise vergisiz fiyatın tamamına yüzde 50; 220 bin TL ile 250 bin TL (250 bin TL dahil) arasında ise tamamına yüzde 60; fiyatı 250 bin TL ile 280 bin TL (280 bin TL dahil) arasında ise tamamına yüzde 70; fiyatı 280 bin TL'yi aşıyorsa tamamına yüzde 80 ÖTV oranı uygulanmaktadır. Ayrıca ÖTV dahil çıkan tutara yüzde 20 KDV de uygulanmaktadır. Tabloda görüldüğü üzere 1600 cm³'ü geçmeyen bir aracın vergisiz fiyatı 190 bin TL ise 190 bin TL'nin tamamına yüzde 50 ÖTV oranı uygulanmaktadır. Diğer taraftan motor silindir hacmi 1600 cm³'ü geçen ama 2000 cm³'ü aşmayan otomobillerde vergisiz fiyatı 170 bin TL'yi aşmayanlar için yüzde 130; aşanlarda ise yüzde 150 ÖTV oranı uygulanmaktadır. Bugünden çok fazla uzaklaşmadan otomobillere ilişkin tarifeyi sadece 2022 yılı yeniden değerleme oranı (yüzde 122,93), 2023 için yüzde 58,46 oranı ve 2024 yılı için yüzde 43,93 (YDO) kadar artırsaydık aşağıdaki yeni tarifeye ulaşmış olacaktık. Buna göre örneğin motor silindir hacmi 1600 cm³'ü geçmeyen ve satış fiyatı 2 milyon TL olan bir otomobil için şu an 741 bin TL ÖTV ve 333 bin TL KDV ve toplamda 1 milyon 74 bin TL vergi ödenmektedir. Ancak tarifedeki basamaklar, sadece son üç yılın yeniden değerleme oranı kadar artırılsaydı bu kez aynı otomobile 416 bin TL ÖTV, 268 bin TL KDV ve toplamda 684 bin TL vergi ödeyip aynı aracı bugün yaklaşık 1 milyon 611 bin TL'ye satın almış olacaktık.

Mehmet Y. Yılmaz

Erdoğan Muradına Erecek Gibi

25 Aralık 2024 01:31

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "bir kez daha aday olabilme" hedefine ulaşmak için YSK'yı kullanabileceği "yargı darbesi" yapmak dışında iki seçeneği var. CHP listesinden seçilip Meclis'e giren milletvekillerinin 15'i DEVA Partili. 3 DP'li ve 1 İyi Partili milletvekili de CHP listelerinden seçilmişti. DEVA Genel Başkanı Ali Babacan "ne değişti ki AKP'ye dönelim" diyor ama ittifaksız girilecek bir genel seçimde seçilme şanslarını görmeyecek milletvekillerinin kendilerine uzatılan havuçlara nasıl yanıt vereceklerini bilmiyoruz. Şu anda AKP – MHP – HÜDAPAR – DSP koalisyonunun 319 milletvekili var. Demek ki 360 oyu bulmak için AKP – MHP koalisyonuna 42 milletvekili lazım. Bilal Erdoğan "Cumhurbaşkanı'nın oğlu" olarak tanıdığımız Bilal Erdoğan'ın haline üzüleceğim kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Develi'nin YouTube'da Peynir Gemisi isimli bir söyleşi programı var, 1 milyon 400 bin kişi takip ediyor. Instagram takipçisi sayısı 2 milyon 700 bin kişi. "Yobaz ve gerici görünmemek için" daha rahat bulduğu şalvarı giymiyor ama "kabul görüyor" diyerekten ceket giyip, kravat kuşanıyor. Kendisine söyleyeyim ki ceket-kravat bir yana, Dior'un bu yılın haziran ayında Paris Moda Haftası'nda tanıttığı erkek kreasyonlarını bile giyse "yobaz ve gerici" ise "yobaz ve gerici gibi" görünmeye devam eder. "Yobaz ve gerici" değilse endişe etmesine neden yok.

Filtreleme Haberleri

Çiğdem Toker

Hayat Pahalılığı Ciddi Bir Sorunmuş

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kimin sorumlu olduğuna dair tek kelime etmeden, Türkiye'de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu olduğunu söyledi yine. "Çok net" diye de ekleyen Bakan Şimşek, bu önemli tespiti (!) Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi'nin düzenlediği konferanstaki konuşmasında yaptı. Türkiye'de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu olduğunu söyledikten sonra, şöyle dedi: "Zaten bu programın temel hedeflerinden bir tanesi fiyat istikrarını sağlamaktır. Bunun için gerekli para politikası, maliye politikası çerçevesinde onu destekleyecek yapısal politika, gelirler politikası çerçevesi, yönetilen ve yönlendirilen politikalar 2025 yılında hepsi destekleyici olacak." Şimşek aynı konuşmada bir de zenginleşme fırsat penceresinden söz etti. Türkiye, 2023 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi raporuna göre, 180 ülke arasında 115. sırada yer almıştı. 2022'de 36, 2023'te ise 34 puan alan Türkiye, bu yıl iki puan daha kaybederek 14 sıra birden gerilemişti. Desen: Tan Oral Yolsuzluk olağanlaştı Kamu sektöründeki yolsuzlukla mücadele alanında kamuoyuna açık bir şekilde herhangi bir taahhütte bulunulduğunu, "Yolsuzlukla mücadele ediyoruz, edeceğiz" gibi bir iddia ileri sürüldüğünü görmüyoruz duymuyoruz. Birçok alanda temel kamu hizmetlerinin aksadığı, ağır problemlerin yaşandığı Türkiye'de, dün de Balıkesir'in Karesi'deki bir mühimmat fabrikasında meydana gelen patlamada 8'i kadın 11 kişi yaşamını kaybetti.

25 Aralık 2024 01:29

Binhan Elif Yılmaz

Asgari Ücret Belirlendi, Belirsizlik Bitmedi

Asgari Ücret Komisyonu'nun toplantılarının günleri bile belirsizdi. 2025 yılı asgari ücret yüzde 30 artışla 22.104 TL oldu. Geçen haftaki Asgari Ücret Komisyonunun ikinci toplantısında Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve TÜİK temsilcilerinden gelen temel ekonomik veriler incelenmişti. Enflasyon Raporu'nda yılın bitmesine iki ay kala, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini 7 puan arttırarak yüzde 58'ten yüzde 65'e yükseltmiş ve nihayetinde 2023 enflasyonu da 64,8 olarak gerçekleşmişti. 2024 yılının II. Enflasyon Raporunda, yani son güncellemeden altı ay sonra 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarıya doğru revize etti ve yüzde 38 oldu. Aynı raporda 2025 yıl sonu enflasyon tahminini de 7 puan arttırarak yüzde 14'ten yüzde 21'e çıkardı. Türk-İş yüzde 45 enflasyon farkı ve ek olarak yüzde 20 refah payı teklifini komisyona getirse de takvim dışı bir şekilde ve acilen toplanan Asgari Ücret Komisyonu toplantısında TİSK'in önerisine gerek bile kalmadı, Bakan Işıkhan açıklamanın ardından toplantıyı bitirdi. Çünkü net 22.104 TL olan asgari ücret, brüt 26.004,7 TL'dir. Tüm ücret artışlarının asgari ücret artış düzeyine göre yapılacak olması da cabası. Ancak "çalışanların enflasyona ezdirilmemesi" söylemleriyle, 2022 genel seçimleri ve 2023 yerel seçimleriyle örtüştüğünü herkes biliyordu. İki yıl boyunca asgari ücret yılda iki kez arttırıldıktan sonra 2024'te bir kez arttırıldı. Ücret artışlarının enflasyonu arttırmaması için olsa gerek diyeceğiz ama, iki kez arttırıldığı 2022 ve 2023 yılları enflasyonu yüzde 65'e yakındı, çok yüksekti. Maalesef asgari ücret artışının üzerinden 3 ya da 4 geçmeden ücret yoksulluk sınırının altında kalıyor. Hatta 2023 Temmuz ayında asgari ücret 11.402 TL olarak belirlendiğinde açlık sınırının altında kalmıştı bile. Büyük olasılıkla yeni asgari ücret Mart 2025'te yoksulluk sınırının altında kalacak. Asgari ücretin yasal dayanaklarından birini hatırlatarak yazımı tamamlıyorum: Anayasa 49. madde: "Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır".

25 Aralık 2024 01:26

Talha Apak

Yurtdışı Seyahatlerde Yolcu Beraberi Para Taşıma

Yabancı bir ülkeden; kara, de­miryolu, deniz veya hava yolla­rından biriyle Türkiye Gümrük Bölgesine gelen yabancı bir ül­kede oturan Türkler ile yaban­cılar veya herhangi bir amaç ile gittikleri yabancı ülkeden kesin veya geçici olarak dönen, Türki­ye'de oturan Türkler ve yaban­cılar ile Türkiye'den aynı amaç­larla ve aynı yollarla yabancı bir ülkeye giden benzeri Türk ve yabancılar yolcu sayılırlar. Yurt dışına para çıkarmak is­teyen kişi, şu yöntemleri izleye­bilir: 3 Herhangi bir uluslararası para transferi yöntemlerini tercih ederek. AB ülkeleri ve Türkiye güzer­gâhındaki ülkelerde 9 bin 999 euro üzeri ya da buna eşdeğer dövizi beyan etmeden taşımak yasaktır. Bu mik­tarlar altındaki nakitlerin beyan edilmesi zorunlu değildir. Hem 25 bin TL hem de 10 bin euro miktarlarındaki parayı aynı anda yurt dışına çıkarmak müm­kün değildir. Yolcu be­raberinde çıkarılması yasak olan nakitler sadece bankalar aracı­lığıyla çıkarılabilir. Birlikte (ailecek) seyahat edenler­den her bir kişi için 10 bin euroya kadar nakit para bulundurma hakkı vardır. Ancak; -10 bin euroyu geç­meyecek kadar para­nın her bir kişinin ken­di üzerinde ya da kendi kişisel eşyası arasında bulunması gerekir. Yanlış ya da yanıltıcı açık­lama yapıldığının anlaşılması halinde açıklanmayan miktarın %10'u tutarında idari para ceza­sı uygulanarak yolcu beraberi tüm nakit muhafaza altına alı­nır. Kişinin gümrük ka­pılarında görevli gümrük me­murlarından "Nakit Beyan Formu" talep ederek bu formu doğru şekilde doldurması ge­rekmektedir. Ülke sınırlarından geçer­ken beyanda bulunulan 10 bin euro ve üzerindeki nakit para için herhangi bir ceza uygulama­sı olmadığı gibi harç ya da vergi alınması da söz konusu değildir. Yolcu beraberinde ülkemize girişi yasak olan nakitler vardır. Türk parasında 25.000 TL, dövizde ise 10.000 Euro ve eşiti efektif üzeri miktarı yurtdışına çıkarmak isteyen yolcuların gümrük memuruna beyanda bulunması zorunludur. Yolcu beraberinde ülkemizden çıkışı yasak olan nakitler; kişisel borçlar, yerli sermaye, yurt dışına verilecek kredi, sermaye piyasası araçlarının gelirleri, yurt dışındaki sermaye piyasası araçlarının alış bedeli, armağan, hediye, bağış, çeyiz, gelin ve güveyin karşı tarafa verdiği para, miras, göçmenlerin varlıkları, yurtdışında gayrimenkul hakların alış bedeli, yurt dışına çıkarılacak yerli sermaye, yurt dışına verilecek krediler, menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasası araçları, Türkiye'deki gayrimenkul ve gayrimenkule bağlı ayni hakların gelirleri ve satış bedelleri, yurtdışındaki gayrimenkul ve gayrimenkule bağlı ayni hakların alış bedelleri, ithalat ve transit ticaret işlemlerine ilişkin transfer bedelleri, uluslararası nakliyat, bankacılık, sigortacılık, dışarıya yaptırılan hizmetler ve diğer görünmeyen işlemlerle ilgili transfer bedelleri, yabancı yatırımcıların Türkiye'deki faaliyet ve işlemlerinden doğan net kar, temettü, satış, tasfiye ve tazminat bedelleri, lisans, yönetim ve benzeri anlaşmalar karşılığında ödenecek meblağlar, yurt dışından temin edilen kredilere ait anapara geri ödemeleri ile faiz ve diğer ödemelerin transfer bedelleri, ham elmas ithal bedelleri v.b. Bu nakitler sadece bankalar aracılığıyla çıkarılabilir. Tax-free kapsamında satın alınan eşyanın değeri KDV hariç 1000 TL'nin üstünde olmalı ve satın alınan eşya 3 ay içinde yurt dışına çıka­rılmalıdır. KDV iadesi için eş­yanızı 3 ay içinde yurt dışına çıkarmanız ve eşyanızı fatu­rası ile birlikte yurt dışına çı­karken gümrük görevlisine göstermeniz gerekir.

25 Aralık 2024 01:24

Erkin Işık

Yönetilen Kurda Strateji Değişikliği

Yılın başında da aylık enflasyonun mevsimsel etki­lerle yüksek kalacağını da dikkate alarak, TL'nin kontrollü bir şekilde değer kaybetmesine izin verilmesi muhtemel görünüyor. Bu gelişmenin ardından TC­MB, kurdaki reel değerlenmenin dozunu ar­tırmış ve nominal kurların değer kazanmasına izin vermişti. Ko­nuyla ilgili ayrıntıları 30 Ekim tarihli yazımda (Kur Stratejisinde Esnek Dönem, Amaç Yeni Programa Destek) incelemiştim. Reel kurdaki bu ölçüde değer kazancının sür­dürülebilir olmadığı, ancak kısa vadeli "şok te­davisi" amacıyla kullanılabileceği açıktır. Vize kısıt­lamalarına rağmen 2022 yılında 4.8 milyar dolar olan turizm giderleri, bu yıl Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık dönemde 7.4 milyar dolara ulaşmış­tır; yaz aylarında bu rakam 8 milyar doları dahi aşmıştı. TCMB, bu olum­lu etkilerin farkına varmış olmalı ki kurdaki sı­kı yönetim şartlarını gevşetmiş gibi görünüyor. Üçüncü olarak, Tür­kiye'nin döviz ihtiyacı belirgin şekilde azalmış durumda. 2022 yılında 46.6 milyar dolar ve 2023 yılında 40.4 milyar dolar olan cari açık, son 12 aylık dönemde Ekim itibarıyla sadece 7.7 milyar dolara gerilemiştir. KKM'nin TL'ye geçişine ve yenilenmesine iliş­kin hedefi %70'ten %60'a indirmiş, KKM'nin asgari faiz oranını politika faizinin %70'inden %50'sine düşürmüş ve KKM için tesis edilen zo­runlu karşılıklara faiz ve telafi ödemelerini yeni açılan ve yenilenecek hesaplar için kaldırmıştır. KKM'deki haftalık düşüş hızı üçüncü çeyrekte 1.2 milyar dolar seviyesinden, son haftalarda 0.5 milyar dolara gerilemişti.

25 Aralık 2024 01:24

Burak Tayiz

Mikrofon Şov Ve 2024 Karnemiz

Savaşların etkisiyle NATO üyesi ülkele­rin 2023 yılındaki 1,34 trilyon dolarlık askeri harcamaları, 233 milyon ton CO2 emisyonu­na neden oldu. Üstelik Hindistan'da yüzde 4,6, Çin'de yüzde 1,2 oranında artış yaşandı. SKA sıralamasında 72. sırada yer alan Türkiye, 70,5 puanla orta düzeyde bir performans sergiledi. Küresel orman kaybı 10 milyon hektarı bulurken, mercan resiflerinin yüzde 14'ü ise son 20 yıl­da yok oldu. Dünya genelinde resif oluşturan mercan türlerinin yaklaşık yüzde 44'ü, 2024 yılında da yok olma riski altında varlığına devam etti. Küresel su tüketimi 2024 yılında da yüzde 3 oranında artarken, yeraltı su re­zervlerinin yüzde 20'si hala tükenme riskiy­le karşı karşıya. Kişi başına düşen yıllık su miktarı 1,350 m3 seviyesine düşerek "su stresi" sınırına yak­laştık. Ülkemizdeki baraj doluluk oranların­da ise yüzde 15-20'lik azalma kaydedildi. Yakla­şık 600 milyon insan açlıkla mücadele eder­ken, 1,3 milyar ton gıda israf edildi.

25 Aralık 2024 01:24

Mine Ataman

Dr. Mehdi Eker, Tarımı Yönetmeye Bilgi Ve Hikmet Gerek

Eker, "mil­yonlarca veri Tarpol uzmanları tarafından kuyumcu titizliğiyle işlendi. Geçmişte Tarım Bakanlığı'nda çalışan herkes bir tecrübe. Her tecrübenin devlete bir maliyeti var. Hedefimiz, tarım ve gıdaya dair entelektüel sermaye ve tecrübeyi tekrar tarım ekosisteminin hizmeti­ne sunmak" dedi. Trends in Plant Science'de yayınlanan bir makaleye göre; "artık tarım yapmak imkânsız­laşıyor. Bilim insanları bir araya gelmeli, kamu güveni sağlanmalı. Zamanımız kalmadı." Sera gazı emisyonlarının yüzde 26'sı tarım kaynak­lı olmasına rağmen küresel iklim fonunun sa­dece yüzde 4'ü iklime dayanıklı gıda sistemleri kurmaya yönelik. Toprak ve Atmosfer Bi­limleri profesörü Charles Greene'e göre, "mev­cut gıda üretme şeklimizle, karasal tarıma olan bağımlılığımızla artık gıda üretme şansımız yok. Kıyılardaki su ürünleri yetiştiriciliği te­sislerinde tüm dünyanın ihtiyacı olan protein üretilebilir, mikroalgler dünyanın tahıl ambarı olabilir. Yüksek protein değerleri, ette bulunan temel aminoasitler ve mineraller, omega -3 yağ asitleri algleri mucizevi bir gıdaya dönüştürü­yor. Geleneksel gıdalara göre 10 kat hızlı büyü­yor, karbonu tutuyor. Bilim insanları 3,8 milyar yıl önce fotosen­tezi icat eden mavi-yeşil algleri et benzeri pro­teinler için taşıyıcı anne yaptı. Alglerin "et li­fi benzeri" protein iplikler üretmesini sağla­dı. Kopenhag Üniversitesi gıda profesörü Poul Jensen; "mikroalgler taşıyıcı anne olarak kul­lanılarak vücutlarında hayvan etindeki pro­teinler üretilebilir, üretilen gıdanın dokuları güçlendirilebilir. Mikroalgler geleceğin sığır­ları, bu gün süt ürünleri üretildiği gibi gelecek­te mikroalglerden günlük protein hasat edile­bilir, protein sağılabilir " diyor. Üstü açık tarım fabrikalarında istikrarlı üretim yapmak giderek zorlaşıyor. BM'ye gö­re 37 binden fazla istilacı türün küresel eko­nomiye yıllık zararı 300 milyar dolar. Sayısı her geçen gün artıyor, mücadele etmek için da­ha fazla pestisit/ilaç kullanılıyor. Patates, 375 milyon ton ile dünyada en çok üretilen sebze, en çok tüketilen dördüncü gıda, en çok ilaçla­nan yiyeceklerin yer aldığı "Kirli 12" listesin­de ilk sırada. Bilim insanları patatesteki tok­sik bileşenleri uzaklaştıracak bir yöntem bul­du. Patates yumrularının kabuklarında doğal olarak bulunan steroidal glikoalkaloidler ve SGA'lar böceklerin patateslerden uzaklaşma­sını sağlıyor. Moleküler biyokimyacı Adam Jozwiak "söz konusu bileşikler bitkilerin bö­cekleri uzaklaştırması için çok önemli, ancak bu durum patateslerin bu kısımlarının yenil­mesini engelliyor.

25 Aralık 2024 01:23

Kerim Ülker

Bilgiçler Yapı, 5 Yılda Projelerini 3'e Katlayacak

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, "2030 yılına kadar 700 bin metrekarelik bir gayrimenkul portföyü oluşturmak istiyoruz. Ana hedefimiz ticari alanlar olacak" dedi. 2016 yılından bu yana, İstan­bul'da 265 milyon dolarlık gayri­menkul yatırımı yaptıklarını dile getiren Bilgiç, son 7 yılda 75 bin metrekare konut, 141 bin metre­karelik ticari üniteyi hayata ge­çirdiklerini belirtti. 2023 yılın­dan itibaren 130 milyon dolarlık yatırım bedeliyle hayata geçiri­len 338 ünite ticari alanı bulunan AKTİM Çarşı Ofis Projesi'nin yüzde 60 oranında inşasını bu yıl tamamladıklarını ifade eden Bil­giç'in verdiği bilgilere göre pro­jeyle birlikte İstanbul Bayrampa­şa'ya yeni 2 bin 500 kişilik istih­dam sağlanması öngörülüyor. Bilgiç, "2024 yılında konut piyasasında­ki durgunluğa rağmen, ticari gay­rimenkul piyasasında hareketli­lik devam etti. Küresel ofise dönüş hareketi uluslararası markala­rı da yeni ofis arayışına yöneltti. Pandemi döneminde boş kalan ve teknolojiye uyumlu olmayan es­ki ofis stokları, modern iş dünya­sının ihtiyaçlarına cevap verme­diği için, markalar yeni projelere yöneldi" diye konuştu. 2024 yılın­dan beri yeni proje için arazi ara­yışlarını sürdürdüklerini kayde­den Ali Emre Bilgiç, "Yeni yılda yeni projeler için yatırım plan­larımızı yaptık. Yine ticari gay­rimenkul projesi için şehir mer­kezinde arazi arayışlarımız sürü­yor. Konut projesi için de Boğaz hattına yoğunlaştık. 2025 yılında çalışmalarımızı hızlandıracağız. Az katlı ve yatay mimari üzerinde yoğunlaşan projeler üretme he­defindeyiz" dedi.

25 Aralık 2024 01:23

Ferit Barış Parlak

"3-5 Çalışanla 'Cafe' Açarım!" Kolaycılığı Tarih Oluyor…

"O yapıyor, ben de yaparım", "O ka­zanıyor, ben de kazanı­rım" mantığıyla furya halinde cafeler açıldı… 85 milyonluk ülkede cafe sayısı 200 binleri aştı… *** Kiralardaki yükseliş ve asga­ri ücrette yapılacak artış (1 fin­can kahveyi 100 TL'ye indirmek­ten başka, ekonomiye katma değer sağlayamayan) "tüketim odaklı sektörleri" vurmaya başladı…

25 Aralık 2024 01:23

Barçın Yinanç

Suriye'de Türkiye'nin En Büyük Rakibi Ak Parti Mi?

Batı'dan Doğu'ya Suriye'deki süreci baltalayacak çok aktör var. HTŞ Şam'a ilerledikçe, Türkiye'nin de çok hızlı pozisyon değiştirdiği ve önceliği Rusya ile İran'ı Esad'ı terk etmeye ikna etmeye odaklandığı anlaşılıyor. Esad'ın Şam'ı terk etmesiyle sonuçlanan 3-8 Aralık arasındaki beş günlük süreçte perde arkasında yaşananlara dair çeşitli mecralarda haberler çıktı. Çünkü o beş günlük süreç içinde HTŞ'nin Şam'da yönetimi devralmasını ilk elden sabote edecek sahadaki aktörlerin yani İran ve Rusya'nın sakince "geri püskürtülmesi", nötralize edilmesi için ikna edilmeleri gerekiyordu. Tüm bunlar bu süreçte "devlet aklının" ön planda olduğunu gösteriyor. Devlet aklı deyince de "Mevcut durumdan iktidarı nasıl nemalandırırız" diyen değil, "mevcut durumu ülkenin menfaatlerini maksimize edecek şekilde nasıl yönetiriz" diyen bir anlayışı kastediyorum. 2011 isyanlarının kendi ülkelerine gelmesini Suriye'de durdurma yoluna giden Arap başkentlerine "Bizim rolümüz minimaldi, Esad zaten düşecekti; bu süreçten kendi adınıza olumsuz sonuç çıkarmayın" dendi. Batılılara ise " Esad düştü, elimiz güçlendi diye Suriye'de Kürtleri kesecek değiliz. Ama siz de nüfuslarıyla orantısız gücü elinde tutan YPG'nin yolun sonuna geldiğini anlayın, Suriye'nin kendi halkı Kürtlerin bu kadar güçlü olmasını zaten kabullenemez, Kürt kartından gelin vazgeçin; IŞID konusunda da işbirliği yapıp birlikte mücadele edelim " dendi, deniyor. Suriye'yi ayağa kaldıracak para Türkiye'de yok. Ama bu süreci iç politikaya tahvil edip, "Suriye'deki başarıdan" nemalanmaya çalışan AK Partili siyasiler korkarım "devlet aklınca" kurgulanması gereken sürecin en büyük rakibi/düşmanı olabilir. Tabii "devlet aklı" denince, pek çok kişi 20 küsur yıllık Ak Parti iktidarında devletle partinin artık özdeşleştiğini savunabilir. Tabii "devlet aklı" dediğimiz kavramda tekil bir aktör değil.

25 Aralık 2024 01:23

Ayşe Acar | Göç Hikâyeleri

Yeşil Defne'm Ve Mavi Ege'me Mektup

Hayatın inişli çıkışlı yollarında birlikte yürümeye devam edin. Bu dünyaya kutsal Defne ağacı gibi köklenin, Ege Denizi'nin sakin, şifalı sularında yıkanın. Ben her nerede olursam olayım, sizi daima bekliyor, izliyor, destekliyor, alkışlıyor olacağım canlarım. Bir 21 Aralık günü, yılın en uzun gecesinin sabahında sizleri kollarıma aldığımdan beri, dünya güneşin etrafında 20 tur döndü. Artık birer yetişkin olduğunuz bugün, 20 yılı baş döndürücü bir hızla geriye sarıyor ve size bir mektup bırakmak istiyorum. Hafta sonları Defne'min tütüsünü sallaya sallaya katıldığı bale dersleri, Ege'min gol atmak için defansa koşmadığı, benim saha kenarında "Koş Egeee" diye bağırdığım futbol antrenmanları... Karne günleri, okul gösterileri... Vancouver'a göç ettiğimizde henüz 12,5 yaşındaydınız. Bu yeni düzene ayak uydurmaya çalışırken elbette zorlandınız, sevdiklerinizi özlediniz ama bir gün bile şikâyet etmediniz, "Dönelim, özledik, zorlanıyoruz" demediniz. Defne'm okulun Pride Kulübü'nün başkanı olarak, onlarca çocuğun kendini rahat ifade edebilmesini sağladı, öğretmenlerini eğiten sunumlar yaptı. Okul sonrası Grouse Dağı'nın kafesinde çalışmaya başladığınızda 15 yaşındaydınız. Defne'm Sanat Tarihi, Ege'm Medya Tasarım bölümlerini kazandığında etraftan " O bölümleri okuyup, para kazanmak zor; yazılım okuyun, mühendislik okuyun" diyenler oldu. Hiç kulak asmadınız. Tüm okul hayatı boyunca zorlanan Ege'm, istediği bölümü Radiohead'in "OK Computer" albümünün medyada sansürü nasıl ele aldığını, müziğin gençler arasındaki politik rüzgârı nasıl değiştirebileceğini anlattığı makalesiyle kazandı. Defne'm ise "Sanat Tarihi okuyup ne olacaksın?" diyenlere inat, okulun ilk yılından beri müze dükkanlarında, çocuklara seramik öğreten atölyelerde çalıştı. Fonda Sezen Aksu'dan "Hayat Sana Teşekkür ederim" çalıyordu. "Bu başıma niye geldi?" demek yerine başınıza gelen her olaydan ne öğrenebileceğinize bakın ve daima hayatın size sunduğu güzelliklere, mutlu anlara şükredin. Hayatınızın yağmurlu ve fırtınalı günlerinin sonunda daima gökyüzünde yeşil ve mavi renkli gökkuşağı çıksın. 20'nci yaşınız kutlu olsun.

25 Aralık 2024 01:21

İletişim Formu

captcha

Kişisel verilerinizi işlemekte ve kanunlarda öngörülen teknik ve idari tedbirleri alarak bu verilerinizin korunması için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz. İşlenen kişisel verilerinize ilişkin bilgilere aydınlatma metnini ziyaret ederek ulaşabilirsiniz.