"Tahsin amca ile 1998 yılında Oran Sitesi'nde Kenan Aydınlı Bey sayesinde tanıştım. Tahsin amca bize dinî sohbetler yapardı. Bestekâr, güftekâr ve mûsikîşinas olarak nev'i şahsına münhasır bir insandır. Allah vergisi bir kabiliyete sahiptir. Ben dört sene askerî okulda müzik eğitimi aldım. Fakat Tahsin amca nota okuma hariç benden üstündür. Eline hangi enstrümanı alsa çok kısa sürede öğrenir ve çalmaya başlar. Tahsin amcanın bestekâr ve güftekâr olmasına bakacak olursak inançlı, imanlı bir insan olduğu için iç aleminin dışa yansıması olarak kabul edebiliriz. Tahsin amca eserlerini yazarken bir menfaat beklentisi ile yazmaz, iç alemini dışı aksettirir. Onun kalbindeki neyse dilindeki de odur. Tahsin amca eserlerindeki sözleri ile kişilerin manevî alemine dokunur. Onun hem söz hem melodi olarak müziğinden etkilenmeyen insan, duygusuz bir insandır. Tahsin amcanın mûsikîdeki kabiliyetine bakınca Gençliğinde keşfedilip önü açılan birisi olsaydı, zamanımızın Dede Efendi'si olabilirdi." (Pınar DİLEK, Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslâm Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı Bestekâr Tahsin Ener'in Hayatı ve Eserleri s. 44,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Rasim Erenler ile yapılan mülâkattan… Darülelhân Tasnif Heyeti tarafından 1937-1952 tarihleri arasında yapılan derleme faaliyetleriyle bu mirastan geriye kalanlar bir nebze de olsa kurtarılmaya çalışılmıştır. Günümüze dek bu yöndeki faaliyetler yeterli seviyede olmasa da sürdürülmüştür.

Saldırmayacak; 2 asırdır saldırıyor. Kurban Bayramında sokakları ateşe verenler İsrail'in güdümündedir. 27 Mayıs 2013'te Gezi'de başaramadılar… 2007'de 367 ile denediler; yapamadılar… 2 Ekim 2018'de Cemal KAŞIKÇI katledildiğinde de halkı sokaklara döküp "Gazeteciler kayıp, Türkiye gazeteciler hapishanesi, hürriyetimiz kısıtlanıyor, dikta yönetimine son" vb. sloganlarla bir kalkışmayı denediler. 1908'in tüm şartları bugün de devam ediyor. En son 15 Temmuz'da bir kere daha denediler. Yerli Siyonist medya, "Evanjelik Müslümanlar", "muhafazakarlar", kifayetsiz muhterisler, İsrail ile bizi korkutup gündem değiştirilemez, diyerek İsrail'in mezalimini gizlemeye, soykırımdan daha büyük suçların olduğunu iddiaya kalkışıyorlar. 367 gündür Filistin'de soykırım yapan İsrail, bunların gazete ve televizyonlarında haber değeri taşımıyor. "Zinde" medyanın uluslararası teşkilatların İsrail aşkı… Biz cehennemi kâfirler için ebedî bir ceza yeri yaptık." (İsra/4-8) İsrail, bizi katletmeye devam ediyor…

Vad edilmiş can… Arz-ı Mevud; vad edilmiş toprak… "Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O'na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır." (Hucurât- 13) "(Yahudiler) Ne zaman savaş için bir fitne ateşi körükledilerse, Allah onu söndürdü. Yine de onlar dünyanın her tarafında sırf bozgunculuk çıkarmak için koşuşturup dururlar. Allah, bozgunculuk yapanları sevmez." (Mâide / 64. Ayet) Kan dökmek, kanlarında var. (işaya bab 13/15) "Yahudi olmayana hoş görünmek gerektiği zaman, Yahudi mürai olmalıdır ve ona Seni seviyorum demesi kendisine ancak şeref verir." (Alparsan YASA,Yahudilik masonluk s. 22-24)" "Siyonizm, Yahudi soyunun rahatını ve mutluluğunu, dünya milletlerinin huzursuzluğunda arayan teşkilatlı ve insanlık düşmanı bir fikirdir." diyor, H. Nihal ATSIZ. Dr. Cihan ÖZDEMİR,18 Ocak 2021 10:58, Yeni Düşünce)

Lübnan'da ikinci dalga patlamalar: Çağrı cihazlarından sonra telsizler infilak etti, can kaybı 32'ye ulaştı." (BBC NEWS TÜRKÇE (19 Eylül 2024) "İsrail'in Hizbullah üyelerinin iletişim cihazlarına uzaktan erişerek gerçekleştirdiği saldırıda patlama sesleri yükseldi." (Milliyet 19.9.2024) devamında da cep telefonlarının ve elektrikli süpürgelerin patlayıp patlamayacağıyla ilgili uzman görüşlerine yer veriliyor. "Lübnan'daki telsiz ve çağrı cihazı patlamalarının ardından, siber güvenlik ve haberleşme güvenliğinin önemi gündeme geldi." (Sözcü 19.9.2024) Önce mesaj gönderildi, mesaja bakanın cihazı patladı." (Sözcü,19.9.2024) "Lübnan'da önceki gün terör örgütü Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları eşzamanlı bir şekilde yaşanan siber saldırıyla patlatıldı. En az 12 kişi yaşamını yitirdi, (öldürülmemiş) 3 binden fazla da kişi yaralandı. Dün de Hizbullah'ın telsizleri hedef alındı. Eşzamanlı siber saldırıda en az dokuz kişi öldü." (Öldürülmemiş.) Cumhuriyet,(19.9.2024) Terör saldırısı değil; "siber saldırı" ve "dokuz kişi öldü…" "Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde bugün de telsiz cihazlarının patlatılması sonucu ilk belirlemelere göre telsiz patlamalarında 3 kişi öldü, çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi." (Millî Gazete, 19.9.2024)

Attilâ İlhan: "İsrail Türkiye'de İsrail'den daha güçlüdür." diyerek gerçekleri haykırıyordu. Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü ZORLU, Maliye Bakanı Hasan POLTAKAN… Başbakan Adnan MENDERES… "Medeniyetin" temsilcisi İsrail'in yancıları… Diyarbakır annelerinin Narinlerini de istismarda sınır tanımıyorlar… 6 Şubat 2023 depreminde enkaz altındakileri bile siyasi kimliklendirmeye yeltenmişler enkaz üstünde iç savaş çağrıları yapmışlardı. O gün nasıl ki kurtarma çalışmalarını akamete uğratmak için yalan ve iftiralara başvurmuşlarsa şu günlerde de Diyarbakır'da 8 yaşında bir çocuğun bedeni üzerinden aynı bölücülüğe ve yıkıcılığa devam ediyorlar… Sonra da gelsin "kurtarıcılar.." 29 Mayıs 2019'da Hacire Ana ile başlayan evlat nöbetine 3 Eylül 2019'da diğer anaların katılımlarıyla nöbet devam ediyor. Çocuklarını istiyorlar; Narinlerini… Urfalı Demir İZZET, Menderes ve arkadaşlarının katledilmesi üzerine bir ağıt yakar: Kuş idim, dala geldim. (Hanıfı Düşmez, Öyküleriyle Urfa Türküleri, Kaliru Yayınları, 1995 Birinci Basım, Ağustos 1995,s.49) Kendileri gibi düşünmeyenlere "insansı hayvanlar" demeleri aynı çöplükten beslenmelerindendir.

"Mustafa Kemal'in askerleriyiz. "Mustafa Kemal-…ve değerler" üzerinden ifsat ve bozgunculuğa başvuruyorlar. Tıpkı, 64 sene önce olduğu gibi; "555 K" (5'inci ayın 5'inde saat 5'te Kızılay'da) parolasıyla yaptıkları gibi... 27 Nisan e muhtırasıyla bir hücuma tevessül ettiler ancak kıçları üstüne oturakaldılar. 27 Mayıs 2013'te Gezi'de denediler… 15 Temmuz 2016'da halkın üzerine tank süren asker üniforması giymiş haine, bir subay:" Ben Türk subayıyım. Sen kimin askerisin?" diyordu. Büyük Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' prensibi bayrağımızdır. Her işe burunlarını soktular, siyasileri idamla tehdit ettiler. 15 Temmuz cuntasının adı da " 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh Konseyi "dir. Mehmetçik'e "Mustafa Kemal'in itleri" diyenlerle uzlaşı içinde olanların aynı zamanda bu "altın kızlara" tapınmaları aslında her şeyi anlatıyor. Siz Mustafa Kemal'in askerleri değilsiniz. Çünkü, Mustafa Kemal, Türk askeridir.

Türkiye'deki elemanlarını beslerken suçüstü hali oldu, katil İsrail… Türkiye Cumhurbaşkanı'na galiz küfürler eden İsrail'in bakanıyla Türkiye'de de aynı ağızı kullananlara bakılırsa durum daha da netlik kazanıyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda şehit İsmail Haniye'in posterlerine saldıranların da ipi bu melanet odağının elinde. Durum gayet açık; terör, İsrail'in aparatıdır. Bizatihi İsrail, devletleşmiş terör örgütüdür. Terör örgütleriyle ittifak/uzlaşı içinde olanların aynı zamanda İsrail'in soykırımını örtbas etmeye çalışmaları tesadüf değildir. "Ne kadar küfür o kadar fon…" Sadece, 28 Şubat sürecinde 27 banka batırıldı.

Yavuz Sultan Selim'in 24 Ağustos 1516 Mecidabık seferi… Gündem aynı: Güvenlik… İsrail bir Netanyahu topluluğudur. "İsrail'deki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nün (INSS) 8-11 Ağustos tarihleri arasında 992 İsrailliden oluşan rastgele bir örneklemi içeren anketinin sonuçları yayınlandı. Ankete katılan Yahudilerin yüzde 47'si ordunun 7 Ekim'den bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nde "uluslararası hukuka ve ahlaki değerlere uymasına gerek olmadığına", yüzde 42,5'i ise "savaşta uluslararası hukuka ve ahlaki değerlere uyması gerektiğine" inanırken, yüzde 10,5'i net bir cevap vermedi.

08 Ağustos 2015- 9 Mart 2016 Çukur-Hendek terörü… 13 Ocak 2016, Diyarbakır Çınar Emniyet Müdürlüğü'ne bombalı araçla saldırı: 5 şehit. 15 Temmuz 2016 Darbe/İşgal girişimi… 10 Ağustos 2016, Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki patlama, 3 ölü… 15 Ağustos 2016, Diyarbakır Şükürlü köyünde yapılan patlama sonucu 8 ölü… 18 Ağustos 2016, Elazığ Emniyet Müdürlüğü'ne bomba yüklü araçla saldırı, 3 polis şehit… 26 Ağustos 2016, Şırnak Cizre Çevik Kuvvet Amirliği'ne saldırı,12 polis şehit…. 9 Ekim 2016, Hakkari Şemdinli Durak Hudut Bölüğü kontrol noktasına yapılan canlı bomba saldıdırısı 10'u asker 16 kişi katledildi. 4 Kasım 2016, Diyarbakır Bağlar'da bomba yüklü aracın patlatılması sonucu 11 ölü... 19 Aralık 2016, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Ankara'da katledildi…

İhanet, kumpas, cinayet, yalan… 3 Mart 1878 Ayastefanos Antlaşması imzalandı. 78 gün sonra (20 Mayıs 1878) Sarıklı sergerde Ali Suavi ve çetesinin Çırağan Sarayı'nı basıp devleti ele geçirmeye teşebbüs etti. Bu hengamede İngiltere alacağını aldı; 4 Haziran 1878 tarihinde imzalanan Kıbrıs Sözleşmesi ile 92.799 sterlin karşılığında Kıbrıs'ı kiraladı. Darbeler seriye bağlandı; 13 Temmuz 1878 Berlin Antlaşması ile Sırbistan, Romanya ve Karadağ bağımsız hale getirildi. Osmanlı-Rus Savaşından 40 yıl sonra; 13 Kasım 1918'de İngiliz donanması İstanbul'da idi. 14 Mayıs 1948'de de İsrail adında bir terör devleti kurdurdular. Katil, kürsüde, yalan doludizgin. Siyonist tetikçilerin yalan makineleri ön aldılar: "Hamas İsrailli 40 çocuğun başını kesti." yalanını tedavüle soktular. Terör devleti İsrail'in elebaşı:

Refah Partisi adına Mehmet Ali Şahin TBMM'de konuşuyor: "Değerli arkadaşlarım, haber şöyleydi: " Habitat ll Toplantısı nedeniyle Süleyman Demirel'in davetlisi olarak ülkemizde bulunan İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizman, uçakta "Refah Partisi iktidara gelirse ne olacağını soran İsrailli gazeteciye: " Demirel yakın dostum, bunu engellemek için elinden geleni yapacağına eminim; ordu da sessiz kalmayacaktır." cevabını verdi. Haber bu şekilde. Dünkü (12 Haziran) gazetelerde çıktı ve bugünkü gazetelerde de yankıları hala devam ediyor." Bu konuşmadan 15 gün sonra Refah-Yol hükümeti kuruldu. Ancak ömrü 1 yıl 2 gün sürdü. 28 Şubat süreci başlatıldı. 3 Ağustos'ta Şehit Heniyye'nin vasiyetini yerine getirmek için meydanlara koşanlara inat onlar, işgal ettikleri makamlardan Karagöz-Hacivat oynatmak, "vur patlasın çal oynasın" organizasyonlar telaşındaydılar. Her ülkenin "Demirelleri" vardır; Filistin'inki de 15 Ağustos'ta TBMM'de hitap edecek. Halit Meşal, İsmail Heniyye'nin halefi sıfatıyla TBMM'de hitap etmeli…

Siyonistler, insanlığı köleleştirmek için insani değerleri hedef alıyor. İsrail, Mesihi Krallığı'nı başta ABD ve AB'de kurmuştur. BM, UCM, UAD vb. benzeri uluslararası kuruluşlar İsrail'in paravanıdır. Milletinin direnişini tiyatro diyerek küçümsemek, hainleri perdelemek, darbeleri bayram ilan etmek, milletin hak ve menfaatlerini, değerlerini inancını "masal" tesmiye etmektir. Mavi Vatan'na masal diyenlerin aynı zamanda terör yandaşlığından, darbecilikten, it ittifakçılığından, sapkınlıktan sabıkalı olmaları, soykırıma sessiz kalmaları siyonistliklerindendir. Türkiye'yi Kıbrıs'ta "garantör" yapan Menderes ve arkadaşlarını 27 Mayıs darbesiyle rehin alıp astılar, hapislere attılar. Kıbrıs Barış Harekâtı'nı yapan hükümeti üç ay sonra çökerttiler.. 12 Eylül 1980'de yine darbeyle Meclis'i basıp dağıttılar, Yunan menfaatlerini savundular. Bundan mütevellit, başörtüsü yasağı tam anlamıyla ibretlik Siyonist bir uygulamadır, doğrudan doğruya millet hedef alınmıştır. Siyonist İsrail ve yandaşları tarihin çöplüğüne mutlaka def edilecekler... Mavi Vatan'a "masal", milletin destanına "tiyatro" diyenler de hoplamaktalar...