İsrail'in bir süredir uyguladığı taktik hamleler Hizbullah Lideri Nasrallah suikastıyla zirveye ulaşmış durumda. İsrail 31 Temmuz'da Tahran'da Hamas Lideri İsmail Haniye'yi öldürmüştü. İsrail'in istihbarat, teknoloji ve hava kuvvetini kullanarak -çoğu zaman büyük çapta sivil ölümleri umursamadan- gerçekleştirdiği taktik suikastlar kimi medya yorumcularında göz kamaştırdı. Ross kavramın sadece Rusya'nın nükleer silah kullanımı eşiğine odaklandığı için yanıldığını iddia ediyor. Bu kavram düşmanı her tırmanma düzeyinde askeri olarak yenmeyi değil, tırmanma sürecini kontrol etmeyi hedefliyor. Ancak düşük çatışma seviyelerinde Kremlin hem Suriye hem Ukrayna'da tırmanmayı kontrol edebildi. Ross'un tırmanma kontrolünün yüksek ve düşük çatışma düzeylerinde farklı işleyebileceğine dair düşüncesini İsrail'in Lübnan'a kara harekatından sonra gözden geçirmekte fayda var. İsrailli karar vericilerin Rus karar vericilerden farklı düşünmeleri için birçok neden var. İsrailli karar vericiler için İran'a karşı ABD'nin dahil olduğu bölgesel savaş gayet arzu edilebilir yüksek bir eşik. YAZARIN DİĞER YAZILARI AfD'li sınıf fraksiyonları ve aile/cinsiyet politikaları 11 Eylül 2024 05:03 Saksonya ve Thüringen'de seçimler 04 Eylül 2024 04:30 AfD'nin aile politikası 28 Ağustos 2024 04:15 Thüringen'de nüfus, aile ve siyasi eklemlenme 21 Ağustos 2024 04:39 Taşra ve siyasi kültür: Doğu Almanya'da seçimlere doğru 14 Ağustos 2024 04:22 Türbülans 07 Ağustos 2024 04:39 Biden'ın vedası 24 Temmuz 2024 04:44 Gençler, siyasi karteller ve seçimler 03 Temmuz 2024 03:39 Berlin'de bütçe krizi 26 Haziran 2024 04:47 Neoliberal merkezin sonu 12 Haziran 2024 04:01 Avrupa seçimleri ve liberal düzen 05 Haziran 2024 04:27 Müflis diplomasi ve dünya kamuoyu 29 Mayıs 2024 04:08
Kaynak: Evrensel
02 Ekim 2024 04:16
Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız
Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Afd'li Sınıf Fraksiyonları Ve Aile/cinsiyet Politikaları
1 Eylül'de Thüringen ve Saksonya'da gerçekleştirilen seçimlerden bu yana Almanya'nın birinci gündemi iki eyalette de en çok oyu alan AfD. Seçim sonuçlarının etkisi Berlin'de ve tüm Almanya'da hissedilmeye başlandı bile. Başka bir deyişle ülkedeki güncel kamusal söylem AfD tarafından belirlenmeye başlandı. Bu durumun bir sene sonraki federal seçimlere kadar değişmesi mümkün görünmüyor. Dolayısıyla genellikle uluslararası kamuoyunun ilgisini çekmeyen eyalet seçimleri artık hem Avrupa hem de dünya kamuoyu tarafından enine boyuna tartışılıyor. Kemper'e göre AfD üç farklı sınıf fraksiyonu tarafından kuruldu: Tekelci olmayan sermaye (aile şirketleri birlikleri): AfD'nin kuruluşuna vesile olan hadise ocak 2013 Avrupa ekonomik krizi ve bunu takip eden Yunanistan politikasıydı. Bu şaşkınlık aslında 1960'lardan bu yana Türkiye'de (ve aslında Almanya'da da!) sola hakim olan sınıf ve tarih tahlillerinden kaynaklanıyor. 2024 Almanya'sında hâlâ ruhban ve aristokrasi bir siyasi fraksiyon oluşturabiliyorsa bunu artık feodalizmle izah etmek mümkün değildir. Küçük burjuvazinin derdi Almanya'yı etnik olarak homojenleştirecek bir nüfus politikası. YAZARIN DİĞER YAZILARI Saksonya ve Thüringen'de seçimler 04 Eylül 2024 04:30 AfD'nin aile politikası 28 Ağustos 2024 04:15 Thüringen'de nüfus, aile ve siyasi eklemlenme 21 Ağustos 2024 04:39 Taşra ve siyasi kültür: Doğu Almanya'da seçimlere doğru 14 Ağustos 2024 04:22 Türbülans 07 Ağustos 2024 04:39 Biden'ın vedası 24 Temmuz 2024 04:44 Gençler, siyasi karteller ve seçimler 03 Temmuz 2024 03:39 Berlin'de bütçe krizi 26 Haziran 2024 04:47 Neoliberal merkezin sonu 12 Haziran 2024 04:01 Avrupa seçimleri ve liberal düzen 05 Haziran 2024 04:27 Müflis diplomasi ve dünya kamuoyu 29 Mayıs 2024 04:08 Albertus Magnus'un imzası 15 Mayıs 2024 04:12
11 Eylül 2024 05:03
Afd'nin Aile Politikası
25 Haziran 2017 tarihli AfD parti programı "Çocuklara yönelik hoş geldin kültürü: Aile desteği ve nüfus gelişimi" başlığı altında Türkiye siyasetini takip edenlere tanıdık gelecek bir söylemi tekrarlıyor: AfD'nin ve AKP'nin erkek egemen aile politikaları birçok benzerliğe rağmen önemli bir fark arz ediyorlar: Nüfus politikasında göçün rolü. AKP'nin aksine (ve Türkiye'deki muhalefetin bir kısmına paralel olarak) AfD azılı bir göç karşıtı siyaset izliyor. AfD'nin nüfusu "öz kaynaklarla üretme" hedefi AKP'nin "3 çocuk + göç" politikasından bu açıdan ayrışıyor. Göç destekli nüfus politikası bu başarısız damızlık siyasetini ikame eden bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Yalnız çocuk yetiştirmenin normal ve ilerici olduğu "Propagandasını yapan örgütlerin" mali desteğinin kesilmesini savunuyor. Dolayısıyla babalık haklarını güçlendireceğini söylüyor. Partiye göre bu düşünce anayasanın koruma altına aldığı ve egemenliğin sahibi olan, devlet milletini üreten aile ve evlilik kurumlarına karşı çıkıyor. YAZARIN DİĞER YAZILARI Thüringen'de nüfus, aile ve siyasi eklemlenme 21 Ağustos 2024 04:39 Taşra ve siyasi kültür: Doğu Almanya'da seçimlere doğru 14 Ağustos 2024 04:22 Türbülans 07 Ağustos 2024 04:39 Biden'ın vedası 24 Temmuz 2024 04:44 Gençler, siyasi karteller ve seçimler 03 Temmuz 2024 03:39 Berlin'de bütçe krizi 26 Haziran 2024 04:47 Neoliberal merkezin sonu 12 Haziran 2024 04:01 Avrupa seçimleri ve liberal düzen 05 Haziran 2024 04:27 Müflis diplomasi ve dünya kamuoyu 29 Mayıs 2024 04:08 Albertus Magnus'un imzası 15 Mayıs 2024 04:12 Ateşkes 08 Mayıs 2024 01:10 Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki 24 Nisan 2024 04:41
28 Ağustos 2024 04:15
Thüringen'de Nüfus, Aile Ve Siyasi Eklemlenme
Nüfus hareketleri genel olarak Almanya, özel olarak da Thüringen eyaletinde güncel siyaseti belirliyor. Torsten Oppelland'a (2018) göre Thüringen nüfusu 1990'da 2.6 milyonken 2015 sonunda 2.14 milyona düşmüş. 2019'da bu sayı aşağı yukarı sabit durumda. Nüfus kaybının iki nedeni var: Eyalet dışına göç ve düşen doğum oranları. Buna paralel olarak 65 yaş üzerindekilerin oranı yüzde 13'ten yüzde 23'e yükselirken, 18 yaş altındakilerin oranı yüzde 22'den yüzde 15'e düşmüş. Oppelland Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinden sonra özellikle genç ailelerin iş arayışı nedeniyle eyalet dışına göç ettiğini vurguluyor. Thüringen Eyalet İstatistik Ofisi 2030'da nüfusun 2 milyonun altına düşeceğini tahmin etmiş. Bu iki şehir dışında Thüringen'de nüfus düzenli olarak azalmaya devam ediyor. Nüfus kaybının eyalet için ciddi ekonomik, toplumsal ve siyasi etkileri var. Ancak azalan nüfus, eyaletin giderlerinin azalması anlamına gelmiyor. Önümüdeki hafta aile politikasının eylül seçimlerinde nasıl bir siyaseti örgütlediğinden bahsedeceğim. Oppelland, T. 2018. "Demografie und Familienpolitik." Politik und Regieren in Thüringen içinde, (Der) Torsten Oppelland. YAZARIN DİĞER YAZILARI Taşra ve siyasi kültür: Doğu Almanya'da seçimlere doğru 14 Ağustos 2024 04:22 Türbülans 07 Ağustos 2024 04:39 Biden'ın vedası 24 Temmuz 2024 04:44 Gençler, siyasi karteller ve seçimler 03 Temmuz 2024 03:39 Berlin'de bütçe krizi 26 Haziran 2024 04:47 Neoliberal merkezin sonu 12 Haziran 2024 04:01 Avrupa seçimleri ve liberal düzen 05 Haziran 2024 04:27 Müflis diplomasi ve dünya kamuoyu 29 Mayıs 2024 04:08 Albertus Magnus'un imzası 15 Mayıs 2024 04:12 Ateşkes 08 Mayıs 2024 01:10 Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki 24 Nisan 2024 04:41 Gazze fayı 10 Nisan 2024 04:40
21 Ağustos 2024 04:39
Taşra Ve Siyasi Kültür: Doğu Almanya'da Seçimlere Doğru
Almanya'nın üç doğu eyaletinde seçmenler sandığa gidiyor: 1 Eylül'de Thüringen ve Saksonya, 22 Eylül'de Brandenburg. Faşist parti AfD Thüringen'de yüzde 30 oyla birinci, Saksonya'da yine yüzde 30 oyla ikinci, Brandenburg'da yüzde 24'le birinci parti durumunda. Manzarayı AfD'nin bir Doğu Almanya partisi olduğu şeklinde yorumlamak, Doğu hakkındaki Batı ön yargılarını tekrarlamak ve Batı'daki faşist eğilimi gizlemekten başka bir anlama gelmez. Weimar'da Ulusal Tiyatronun önünde heykelleri yükselen Goethe Hessen ve Schiller Schwaben'dan. Oppelland'a göre politik merkezileşmenin ve yoğunlaşmanın gerçekleşmemesinin sonucunda Thüringen'de bir metropol ortaya çıkmamış. Partha Chatterjee'nin yıllar önce isabetli bir şekilde ele aldığı gibi, "Batı sömürgeciliğine" karşı çıkarken bile onun "Batı" fantezilerini tekrarlayan üçüncü dünyacıların (ve faşistlerin!), kendi kalkınma hayallerini süsleyen Almanya'nın özgünlüğünü çarpık görmesi çok normal. 2019 istatistiklerine göre ülkenin en büyük üç kentinin nüfusu: Berlin 3.6 milyon; Hamburg 1.8 milyon; Münih 1.4 milyon. Bunun nedeni olarak Almanya'nın 19. yüzyıldaki geç kalmış kentleşmesini öne çıkarıyor. Oppelland, T. 2018. "Zur Einführung: Thüringen, ein etwas unterschätztes Bundesland." Politik und Regieren in Thüringen içinde, (Der) Torsten Oppelland. YAZARIN DİĞER YAZILARI Türbülans 07 Ağustos 2024 04:39 Biden'ın vedası 24 Temmuz 2024 04:44 Gençler, siyasi karteller ve seçimler 03 Temmuz 2024 03:39 Berlin'de bütçe krizi 26 Haziran 2024 04:47 Neoliberal merkezin sonu 12 Haziran 2024 04:01 Avrupa seçimleri ve liberal düzen 05 Haziran 2024 04:27 Müflis diplomasi ve dünya kamuoyu 29 Mayıs 2024 04:08 Albertus Magnus'un imzası 15 Mayıs 2024 04:12 Ateşkes 08 Mayıs 2024 01:10 Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki 24 Nisan 2024 04:41 Gazze fayı 10 Nisan 2024 04:40 Dip dalga teorisi 03 Nisan 2024 04:03
14 Ağustos 2024 04:22
Türbülans
Uluslararası ilişkilerdeki güncel gelişmeleri türbülans diye tarif etmek mümkün. Liberal düzenin tüm uluslararası normlarının ve anayasal ilkelerinin dümdüz edildiği Ortadoğu krizi durumu ortaya koyuyor. Gideceği yönü dahi şaşıran ve birkaç ay sonra emekliye ayrılacak bir başkanın giderek tırmanmakta olan gerilime hakim olamayacağı olasılığının Asyalı yatırımcıları ürküttüğü konuşuluyorsa burada ABD'nin geleceğine yönelik hiçbir uçak gemisinin durduramayacağı ciddi bir risk oluşmuş demektir. Geçen hafta girişilen suikastlarla Netanyahu yeniden korkulması gereken bir güç olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Yine bir güç gösterisinin mevcut çaresizliği, seçeneksizliği ifşa ettiği bir andayız. Kaye'in tespiti doğruysa Netanyahu tırmanma hakimiyetiyle caydırıcılığı birbirine karıştırıyor demektir. Georges de La Tour'un "Karo Aslı Hilekar" (Le tricheur a l'as de carreau) adlı tablosu durumu güzel özetler. YAZARIN DİĞER YAZILARI Biden'ın vedası 24 Temmuz 2024 04:44 Gençler, siyasi karteller ve seçimler 03 Temmuz 2024 03:39 Berlin'de bütçe krizi 26 Haziran 2024 04:47 Neoliberal merkezin sonu 12 Haziran 2024 04:01 Avrupa seçimleri ve liberal düzen 05 Haziran 2024 04:27 Müflis diplomasi ve dünya kamuoyu 29 Mayıs 2024 04:08 Albertus Magnus'un imzası 15 Mayıs 2024 04:12 Ateşkes 08 Mayıs 2024 01:10 Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki 24 Nisan 2024 04:41 Gazze fayı 10 Nisan 2024 04:40 Dip dalga teorisi 03 Nisan 2024 04:03 İsrail'in izolasyonu 27 Mart 2024 04:41
07 Ağustos 2024 04:39
Biden'ın Vedası
Şöyle diyordu Hackober: Aşağı yukarı üç yıl sonra bej iyice beyazlamış, kontrol iddiası da tamamen buharlaşmışa benziyor. 2) Bush'un başlattığı savaşlara nokta koymak -Obama'nın verdiği sözlere rağmen- Biden'a nasip olmuştu. Görünen o ki hem ABD hem AB Çin'e karşı gümrük tarifelerini yükseltmeye devam edecek. Potansiyel olarak belki de akla uygun; ancak bu potansiyelin aktüele dönüşmesi başka bir mesele. ABD ne Çin'i Rusya'ya ne Rusya'yı Çin'e karşı kışkırttı. 2014'te başlayan Ukrayna-Rusya çatışması Obama dönemi boyunca Avrupalı ortaklarla beraber halledilmeye çalışıldı. Bu dört başlık da Obama-Biden'ın temsil ettiği restorasyon çizgisinin temel sorununun aday değil, politika olduğunu ortaya koyuyor. Kimi Demokrat Parti çevreleri Biden'ın adaylıktan çekilme kararıyla rahatlamışa benziyor. Mevcut dengeler içinde yalandan da olsa değişim vadeden aday şu anda hâlâ Trump. YAZARIN DİĞER YAZILARI Gençler, siyasi karteller ve seçimler 03 Temmuz 2024 03:39 Berlin'de bütçe krizi 26 Haziran 2024 04:47 Neoliberal merkezin sonu 12 Haziran 2024 04:01 Avrupa seçimleri ve liberal düzen 05 Haziran 2024 04:27 Müflis diplomasi ve dünya kamuoyu 29 Mayıs 2024 04:08 Albertus Magnus'un imzası 15 Mayıs 2024 04:12 Ateşkes 08 Mayıs 2024 01:10 Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki 24 Nisan 2024 04:41 Gazze fayı 10 Nisan 2024 04:40 Dip dalga teorisi 03 Nisan 2024 04:03 İsrail'in izolasyonu 27 Mart 2024 04:41 Cesaret Nine 20 Mart 2024 04:50
24 Temmuz 2024 04:44
Gençler, Siyasi Karteller Ve Seçimler
Tarihsel örnekleri takip edersek seçimlerde Biden'ın genç seçmeni kazanması şart. The Harvard Gazette'in nisandaki yorumuna göre ise "Genç seçmen hâlâ Biden'a meylediyor ancak durum karışık" çünkü gençler gelecek kaygılarından ötürü çok değişken". Haziran sonunda The Economist soruyor: "Genç seçmenler ağırlıklı olarak Biden'a rağbet ediyor ancak sandığa gidecekler mi?" ve devam ediyor: "Gazze nedeniyle kampüs göstericilerinden darbe yiyen Biden mesajını iletmekte zorlanıyor". Genç seçmeni bir blok olarak değerlendirmek yanıltıcı. "Siyasi partiler 78 yaşındaki Trump ve 81 yaşındaki Biden'dan başka aday bulamadılar mı?" sorusu mühim. Oldum olası partiler gençleri saflarına katabildikleri oranda var olurlar. Genç üyelerin giderek azaldığı bir parti nihayetinde yok olmaya mahkumdur. Yine her partinin seçim çalışmalarını ağırlıklı olarak gençler üslenir. Gençlere dair siyasi tespitler ve tepkiler artık genç siyaset antropologlarının araştırma konusu olacak kadar yaygınlaştı ancak siyaset erbabı sağdan sola değişmeyen bu gerontokratik klişelerde kendi suretini görmekte zorlanıyor. Lakin korkunun ecele faydası yok ancak ecel sonrasına zararı çok. Sol seferberliğin önüne set çekilirken, faşist seferberliğin önünde yol tamamen açık. YAZARIN DİĞER YAZILARI Berlin'de bütçe krizi 26 Haziran 2024 04:47 Neoliberal merkezin sonu 12 Haziran 2024 04:01 Avrupa seçimleri ve liberal düzen 05 Haziran 2024 04:27 Müflis diplomasi ve dünya kamuoyu 29 Mayıs 2024 04:08 Albertus Magnus'un imzası 15 Mayıs 2024 04:12 Ateşkes 08 Mayıs 2024 01:10 Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki 24 Nisan 2024 04:41 Gazze fayı 10 Nisan 2024 04:40 Dip dalga teorisi 03 Nisan 2024 04:03 İsrail'in izolasyonu 27 Mart 2024 04:41 Cesaret Nine 20 Mart 2024 04:50 Yetmişler ve empati 06 Mart 2024 04:32
03 Temmuz 2024 03:39
Berlin'de Bütçe Krizi
Berlin'de 2025 bütçe pazarlığı devam ediyor. Küçük koalisyon ortağı liberal FDP hem vergileri düşürme hem de borç frenini tutma hedeflerinden ödün vermezken, Şansölye partisi SPD ve ortanca ortak Yeşiller kamu harcamaları kesintilerine karşı savunmadalar. Parti sözcülerinin yenilginin suçunu koalisyonda ve dolayısıyla ortaklarda bulması beklenilen bir tavır. Pazartesi günü Scholz Alman Sanayi Federal Birliğini (Bundesverband der Deutschen Industrie) ziyaretinde patronlardan yükselen şikayetleri dinledi ve bunlara hak verdi. Ne var ki 2025 bütçesinin henüz hâlâ 40 milyar avro açığı var. FDP sandıkta erimesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi davranan yegane parti. Sandık yenilgilerine rağmen piyasa köktenciliği diye adlandırılabilecek tavizsiz ve radikal söylemlere devam edebiliyor. FDP Lideri Lindner'in ekonomik slogan olarak seçtiği "Fazla mesai arzusu" (Lust auf Überstunden) sloganı, FDP Avrupa Adayı Marie-Agnes Strack-Zimmermann'ın Brecht'in oyununa atıfla başlattığı "Cesaret Nine" (Oma Courage) kampanyası partinin geniş kesimlerle iletişimde yaşadığı sorunları özetliyor. Federal Mecliste grup kurabildiği ve sağ ya da solda kurulacak bir hükümete küçük ortak olduğu sürece yoluna devam edecek.
26 Haziran 2024 04:47
Neoliberal Merkezin Sonu
Refah'taki güvenli bölgede İsrail ordusunun gerçekleştirdiği katliamın şoku henüz geçmemişken pazar günü yeni bir şok geldi: Nuseyrat. Biden önceden lansmanı yapılan bir konuşmada İsrail'in önerdiği ateşkes planını ilan etti. Bu plan nihayet İsrail tarafından net bir dille reddedilinceye kadar Biden yönetimi, İsrail'den gelen itirazlara rağmen, açıklamada ifade edilen planın İsrail'in önerisi olduğunda ısrar etti. İsrail'in teklifini neden Cumhurbaşkanı Herzog ya da Başbakan Netanyahu'nun değil de Biden'ın açıkladığı Beyaz Saray'daki toplantıdan bu yana sorulmaktaydı. Tersine Merz, Scholz'a abanmanın oy kazandırdığını gördü, el arttırarak devam edecek. Titremekten takati kalmamışa benziyor. Yeşiller şoka girmiş halde. Onlar da seçim kampanyasında haksız saldırıların hedefi olduklarından yakınıyor. Bu seçim kampanyasında siyasetçilere yönelik fiziksel saldırıları ayrıca ele almalı, ancak SPD gibi Yeşillerin yenilgisini de siyasi hasımlarının yer yer şahsileşen ve sertleşen söylemleriyle açıklamak mümkün değil. Şimdi mesele hükümet ettiğini kanıtlamak değil, hükümete devam etmenin maliyetini ödeyip ödeyememek. Hem SPD hem Yeşiller bir seçim yılında kurultayda gençlik örgütlerinin sesini bastırmanın faturasını ödüyor.
12 Haziran 2024 04:01
Avrupa Seçimleri Ve Liberal Düzen
6-9 Haziran'daki Avrupa seçimleri yaklaşırken Columbia Üniversitesi Tarih Profesörü Adam Tooze soruyor: "Soru: Ukrayna'daki savaş pamuk ipliğinde. Avrupa (bakınız yukarıdaki soru). Soru: Yeşil enerjiye geçisin geleceği pamuk ipliğinde. Soru: Avrupa ekonomisi durgunluğa kayıyor ve kilit inovasyon alanlarında geride kalıyor gibi görünüyor. Eğer 9 Haziran'da sağcılar kazanırsa tüm liberal Avrupa utanacak. Çin'e bakmak yeterli. Amerikan strateji yayınları Çin'in Latin Amerika'daki lityum ve bakır madenlerini nasıl tekeline aldığı ve 1823'te ilan edilen Monroe Doktrini'ni fiilen ortadan kaldırdığından yakınıyor. Eleştirilere göre ABD Ukrayna ve Gazze'yle uğraşadursun Latin Amerika üzerindeki hakimiyetini yitiriyor. Bu sene Britanya ve ABD, seneye Almanya ve 2027'de yapılması planlanan Fransa seçimleriyle bambaşka bir siyasi manzara karşımızda olacak. Görünen o ki düşünmüyorlar. Yani Çin'in ihracatını kısıtlayacak tedbirler alacaklar. Biden'ın Çin'den gelen elektrikli arabalara yüzde 100'e varan gümrük vergisi koyması sanırım transatlantik ittifakının yeni sanayi stratejisi olacak.
05 Haziran 2024 04:27
Müflis Diplomasi Ve Dünya Kamuoyu
Bu eş güdümlü hareket uluslararası siyasette önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. 1993 yılında başlayan Oslo süreci İsrail ve Filistin arasındaki barış görüşmeleri bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kuruluşunu öngörmekteydi. "İki devletli çözüm" bugün İsrail'i hem diplomatik hem askeri kaynaklarla destekleyen ülkelerin sözcülerinin ağzından düşmüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İspanya, İrlanda ve Norveç'in girişimini eleştirirken ABD'nin de son aşamada egemen Filistin devletinin tanınmasını hedeflediğini, ancak bunun İsrail ve Filistin arasındaki görüşmelerin sonucunda gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Ne var ki Amerikan kamu diplomasisinin aksine dünya kamuoyunun odağı tam da bu hitabette dile gelen etnik temizlik politikası. Ancak ne dünya kamuoyu ne dünya basını üzerine böyle bir hakimiyet var. Bunun ötesinde uluslararası kamuoyunda gerçekleşmekte olan ciddi bir değişimin de habercisi. Uluslararası hukuk dünya siyasetinde yeni bir güç dağılımının belirdiğine, hukuki norm ve siyaset arasındaki uçurumun idare edildiği eski iki yüzlülüğün artık yetersizleştiğine işaret ediyor. Gelinen aşamada mesele ikiyüzlülük değil, ikiyüzlülüğün yönetilememesi, idare edilememesi, yani ikiyüzlü performansın kendi kendini ifşa etmesi. Berlin'de anayasanın yetmiş beşinci yılı vesilesiyle düzenlenen demokrasi şöleninde konuşan Habeck İsrail'in Gazze'de uluslararası hukuka aykırı bir savaş yürüttüğünü ifade etti. Dünya kamuoyu bir eşikte.
29 Mayıs 2024 04:08
Albertus Magnus'un İmzası
Kuzey Amerika ve Avrupa'nın başka kampüslerinde olduğu gibi, Berlin Özgür Üniversitesinde de Filistin'deki kırımı protesto etmek isteyen öğrencilerin polis müdahalesiyle gözaltına alınması şaşırtıcı olmayabilir. Antisemitizm Almanya'nın en eski düşünsel geleneklerinden biri. Müsaadenizle son dönemde gündeme gelen bir hadiseye değineyim: Yirmi birinci yüzyılın önde gelen Yahudi Siyaset Teorisyeni Nancy Fraser'a İsrail'in savaş politikalarını eleştirmesi nedeniyle verilmeyen Albertus Magnus Ödülü. Albert'in Yahudilerle ilgili bir imzası olduğu doğru. Albert ve mensubu olduğu Dominikan tarikatı Talmud'a ve Yahudilere yönelik amansız bir baskı ve şiddet kampanyası başlatıyor. Maimonides ise Fraser'ın kendisine Albertus Magnus Ödülü'nü vermekten vazgeçen Köln Üniversitesine yazdığı cevapta entelektüel ilham kaynağı olarak zikrettiği büyük düşünür. Doğa bilimlerinin de üniversitelerde çalışılmasını savunduğu için Albert'i akademisyen-i azam ilan etmek (Dışlayıcı bir Hristiyanlık anlayışıyla harmanlanmış) milliyetçilik ve Avrupa taşralılığı dışında hiçbir gerekçeyle açıklanamaz. Thomas Aquinas'ın hocası olarak ünlenen Albert'in Aristoteles'i Avrupa'ya getirmesi ise ancak Aristoteles'i tanımayan coğrafyalar için bir kriter olabilir. Albert Aristoteles'i okuyabilecek Yunanca dil bilgisinden de mahrumdu. Albert ve öğrencilerinin ünlenmesini dinin ve bilimin hançerleştirilmesinden, silah haline getirilmesinden ayırmak mümkün değil.
15 Mayıs 2024 04:12