Sonunda dünyanın en hareketli, en üretken, en değişken bankasını kurdum. Hareketli dediğim şu; banka ayaklı! Üretken dediğim şu; yakıt olarak biraz ekmek-su veriyorsun, her türlü üretimin içine katıyorsun. Yani şahsımı seçmesini! Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mersin gibi illerimizde nüfusun yüzde 50'sine doğru gidiyoruz. İster mazlum ol, ister katil ol, ister hırsız ol, ister ülkenden kovulmuş ol, ister benim ülkemi beğenmeyip Avrupa'ya gidecek ol, ister ülkeme rejim ithal etmeye hevesli ol... Kim olursan ol, gel! Biz Mevlana'yı o kadar iyi hazmettik ki şimdi onu aşmanın yollarını ürettik. Hazinemizi büyütmede deniz gibiyiz. Çalışanlara ve emeklilere hakkını vermede gece gibiyiz. Mevlana yaşasa bizden öğreneceği çok şey vardı. Kimi kendini bilmezler ileri geri laf ediyor. Çalıştırma yaşı 6'ya inmiş ama olsun! Avrupa'yı da kapsama alanım içine soktum. 3-5 bin göçmen gelince telaşlanıyorlar.

Erdoğan, MÖ 1312 yılında, yani günümüzden 3336 yıl önce indirilmiş olan Tevrat'ta yer alan "vaat edilmiş topraklar" tanımını Türkiye için yeni bir tehdit olarak öne çıkarıp gündemin birinci sırasına sokmayı başardı! - Son 25 yılda bu yönde, İsrail'in Türkiye için tehdit oluşturduğuna dair hiçbir değerlendirme olmadı! İsrail, Türkiye'nin aleyhine, kendi lehine olduğunu düşündüğü kimi gelişmelerde Türkiye'nin karşısında yer almış olabilir ama doğrudan, Erdoğan'ın ilan ettiği korkuya benzer bir tehdit olmadığı bilgisi var. Türkiye'ye yönelik doğrudan tehdit olup olmadığı bir yana, yaşadığımız durum zaten Türkiye'nin aleyhine sonuçlar veriyor. "Türkiye'yi AB'ye sokacağız!" Ortadoğu'yu Türkiye'ye soktu! İsrail'in Lübnan saldırısından sonra 400 bin kişi ülkeyi terk etti, Suriye'ye sığındı. Haritaya bakınca gayet kolay anlaşılacağı gibi Türkiye'ye! Gelinen noktada İsrail'in Türkiye'ye doğrudan tehdidi yok ama iktidarın izlediği politika çok tehlikeli. CHP genel başkanlığı şahsi koltuğunuz değil sevgili Özel. AKP'nin kapsama alanından çıkıp Türkiye'ye yeni bir ufuk sunun!

Önce "Sadece Filistin'le ticaret var" dedi. Bugün konumuzun ekseni Ticaret Bakanlığı ama başka boyutuyla. 2023'te Ticaret Bakanlığı'na atanan Prof. Bolat MÜSİAD kökenli. 2 yıllık kıdemsiz ticaret uzmanı olan Kutgün Sinan'ın Avrupa'nın önemli merkezlerinden, 10 yıllık kıdem gerektiren Amsterdam'a ticaret ataşesi olarak atanması... Danışman Sedat Karaoğlu'nun bakanlıkta 5. derecede memurken 2 derece yükseltilerek Budapeşte'ye ticaret müşaviri olarak atanması... Muş dönemindeki özel kalem müdür yardımcılarından Gonca Köksal Ensari'nin Paris'e ticaret müşaviri, Osman Nuri Gökbulut'un New York'a ticaret ataşesi olarak atanması... Usta, "Sadece Ticaret Bakanlığı değil genel bir liyakatsizlik var" diyor. Ticaret Bakanlığı'nın başına 100 yıllık zamanda ön ekler getirildi. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı (1949-1060), Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (1983-2011), Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (2011-2018).

Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısıyla başlayan, İsrail'in soykırıma dönüşen karşı saldırılarıyla devam eden vahşi sarmal birinci yılında. 7 Ekim 2023'ten beri bir an önce durmasını istediğimiz ateş tam tersine Lübnan'a da sıçradı. Olay İsrail-Filistin sorunu olmaktan öte, öncelikle Ortadoğu'nun, çarpan etkisiyle tüm dünyanın güvenlik sorunu haline geldi. 1 Ekim'de TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmada, İsrail'in Lübnan'dan sonra gözünü Anadolu'ya dikeceğini söyledi. Bu durum da gösteriyor ki 14-28 Mayıs 2023 genel seçimlerinde "beka sorununu" öne çıkaran Erdoğan önümüzdeki seçimde "İsrail sorununu" ilk sıraya koyacak! Özel, Erdoğan'ın konuşmasına, "Durum bu kadar ciddi ise Meclis'te kapalı oturum yapılsın" yanıtını verdi. CHP, Erdoğan'ın da montaj olduğunu kabul ettiği bu kirli kampanyayı göğüsleyemedi. 14 Mayıs'ta seçim ikinci tura kalınca 28 Mayıs öncesi Erzurum'a gitmiştik. "İsrail bunu yapamaz. Niyetlenirse kovmak için orduya bile gerek yok. Millet halleder. Annem 85 yaşında bastonunu kullanır, ben elime geçenle karşılarına çıkarım... Ama şunu söyleyeyim, sözde Büyük Kürdistan projesi İsrail projesidir!" 7 Ekim'in birinci yılında AKP, Türkiye'yi Avrupa'nın değil Ortadoğu'nun parçası yapmak istiyor.

Bu hafta korku ve dehşet dolu bir ulusa tersleniş konuşması yaptım. Şahsım olarak anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili sorunum yok dedim. Şimdi muhabbet dolu çay demleniyor deriz, demokrasinin ilk hecesi deriz! Sonuçta bana aday olacağım bir anayasa lazım, o da bu seçimde lazım! Ulusa tersleniş konuşmamda adını koydum: İsrail bir gece ansızın gelebilir! Gerçi binlerce yıl önce yazılmış ama olsun, bana şimdi lazım oldu! Bunun büyük bir bela olduğunu işlemem lazım. Millete ya coşku vereceksin ya korku! Togg diye bir aracımız, KAAN diye bir uçağımız oldu diye coşturduk ama sokaklarda Togg'u havada KAAN'ı göremeyince ister istemez, "Nerede bu KAAN Togg, boş laflara karın tok" gibi bir durum çıktı. Bir dönem şahlanıyoruz dedim! Bela o kadar büyük ki bir gece ansızın gelebilir!

1 Ekim'le birlikte sadece yeni yasama yılı değil, gündem yoğunluğu da başladı. Resepsiyonda Özgür Özel 'le, Devlet Bahçeli, Numan Kurtulmuş sohbetlerinin arasında çok kısa bir görüşme ortamı da biz yakaladık. Önceki gün Meclis Genel Kurulu'nun açılmasına dakikalar kala, "CHP ayağa kalkacakmış" dediler. Memlekette CHP'nin ayağa kalkmasını gerektirecek o kadar çok konu var ki! Zira onların derdi, yolsuzluğun üstüne gitmek değil, Erdoğan'ı köşeye sıkıştırıp istediklerini yaptırmak! Milyonlarca emeklinin maaşı yetersiz derken bir baktık, 2025'te emekli olacakların maaşı daha düşük bağlanacak. Sözü uzatmayalım CHP'nin 1 Ekim'deki tartışması, Erdoğan Genel Kurul salonuna girerken ayağa kalkıp kalkmama idi. Biz Erdoğan'ın yaptıklarına, yapamadıklarına karşı CHP ayağa kalkmalı diye düşünürken tartışmanın özü başkaydı! "Bu iktidar gitmeli" genel söylem. CHP bu seçeneği yükseltmek için ayağa kalkmalı! Taban, CHP yönetimine karşı ayağa kalkar!

Geçen perşembe Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile DSİ'deki makamında bir buçuk saat sohbet ettik. - 2001'den beri yapılmayan tarım sayımını tamamlıyoruz. Sonuçlarını 2025'te açıklayacağız. Salt bu durum başarı sayılırsa bakanlığı adını, Tarım, Orman ve Tüccar Bakanlığı olarak değiştirmek gerekir! Bütün mesele tarımın içindeki kesimlerin kendini güvende hissetmesi ve mutlu olması. Tarım yaşı 56'dan 58'e çıkmışsa, bu düşündürücü! Bu durumda yakında tarım aletleri arasına asa ve bastonu da koymak gerekir! Çayın yanında 2 dilim ekmek, 2-3 çay kaşığı yöre balı tattık. Tarih hep savaşlar, sonuçlar ve silahlarla anlatılır ama biraz kazıyınca altından mutlaka tarım-gıda çıkar. Napolyon, Moskova'yı ele geçirdi ama Ruslar kenti boşaltırken buğday ambarlarını yaktığı için kısa sürede terk etmek zorunda kaldı.

Bir "Hırlaşmış Milletler" toplantısından daha başarıyla çıktık. Ne güzel, o dönem yılda iki defa memleketi AB'ye sokuyorduk. Tabii halkımız bu tam üyeliğin karşılığını hemen istediği için sorunlar başlayınca girdiğimiz gibi çıktık! Geçen yıl memleketi Şanghay İşbirliği Örgütüne sokalım dedim şahsıma. Şanghay bize hay hay mı dedi, bay bay mı dedi tam anlaşılmadan, memleketi başka bir şeye sokmaya karar verdim: Bizim BRICS'e başvurduğumuzu duyurdular. Memleketi Ortadoğu'ya sokmuşken oradan çekip BRICS'e mi sokacağız tartışmasına izin vermedim. Amerika'da, "NATO'nun en sadık müttefikiyiz" diyorum. Pekin'de, "Ne varsa Şanghay'da var" diyorum. Brüksel'de, "AB bizim ezeli hedefimiz" diyorum. Mesele onarın bizim alıp almaması değil, şahsımın memleketi oralara sokması! Memleketi bunların dışında bir yerlere daha soksam diyorum! Hiçbir yere sokamazsak memleketi birbirine sokarız!

11 Eylül günü bu köşenin başlığı şuydu: Şimdi de 19 yaşında, kayda geçmiş 26 suçu bulunan Yunus Emre Geçti hepimizin gözüne ayna tutuyor. Ailesi ona Anadolu'nun muhteşem 13. yüzyılının büyük ozanı Yunus Emre adını vermiş. "Bir kez gönül yıktın ise/ Bu kıldığın namaz değil" diyen Yunus Emre'nin. "Ben gelmedim kavga için/ Benim işim sevgi için" diyen Yunus Emre'nin. Sonra üniversiteye kaydedileceği yaşta 26 suç kaydına sahip, medyadaki yaygın ifadeyle "suç makinesi" Yunus Emre oldu! Türkiye'de hapse giren kişilerin yüzde 40'ı yeniden hapse giriyor. Yunus Emre de öyle! Türkiye'de yaşı Yunus Emre'ye yakın, ondan daha küçük yüz binlerce kişi "kayıp"! Yunus Emre 27 yaşındaki polis memuru Şeyda Yılmaz'ı gözaltı ortamında iken şehit etti, annesi Pınar Geçti'yi de yaraladı. 8 yaşındaki evladının ölümünden sorumlu tutulup tutuklanan anneden 19 yaşındaki evladının tutuklanması için devlete yalvaran anneye! Yunus Emre şimdi hapiste "ağabeylerinden" henüz işlemediği suçların inceliklerini öğrenecek!

Ekonominin düzeleceğine AKP tabanı da inanmadığı için iktidarın yapabileceği tek şey gündemi ekonominin dışına çıkarmak. 31 Mart'tan bu yana hep vurguluyoruz, tarihin akışı değişti. AKP, yerli yersiz tüm çabalarına karşın ilk kez ikinci parti. AKP'nin yeniden birinci parti olmak için yapabileceği bir şey yok! CHP'yi halkın gözünde iktidar seçeneği olmaktan çıkarmak! AKP'nin CHP planı ise çok açık: Ekrem İmamoğlu hakkındaki davanın ne olacağını öngörmek için Adana Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar'ın durumuna bakmak yeterli. Ortada mağdur yok. Sadece Kadir Aydar, belediye başkanı olduğu için 25 ay ceza alıp siyasi yasaklı oluyor. AKP, İmamoğlu davasını sırf CHP içinde ikilik çıkarmak için yayıyor. Aslında Erdoğan'ın adaylığı için şart olan erken seçime 360 oyla gidilebildiği dikkate alınırsa, CHP'nin güçlü kullanabileceği bir koz bu! Özel bu kozu ya Kasım 2026 ya hiç diyerek masaya koydu. CHP hâlâ iyi muhalefet etme çabasında! "Var bir çaresi" sloganı yeterli değil.

Yeni eğitim öğretim yılının başlamasının üzerinden iki hafta geçti, Milli Eğitim Bakanlığı temel sorunların çözümü için kolları sıvadı! Sanki hiç hesapta yokken, birden okullar açılmış da hazırlıksız yakanmış gibi bir durum söz konusu. Bu çerçevede o kadar çok yakınma var ki. Yine Ankara'nın merkez ilçelerinden birinde ciddi bir güvenlik sorunu oluşmuş. Kadro elbet yok. Sonuçta çözümü son sınıftan erkek öğrencilerin nöbetleşe kapıda güvenlik elemanı gibi durmasında bulmuşlar. MEB'le Maliye Bakanı Şimşek arasında temizlik elemanlarının çalışacağı gün pazarlığı haftalarca bitmedi. Şimşek, "Haftada 3 gün temizlik olsun, parayı da buna göre verelim" demiş. Asgari ücret dikkate alındığında, 10 bin liranın da çok altında bir ödeme söz konusu olacak. Son olarak 20 bin öretmen atamasının yapılacağı duyuruldu. Onun sonuçlanmasından sonra 20 bin öğretmenin ataması yapılacak.

O ahmaklara daha neler öğreteceğim neler! Ama Türkiye ile Suriye'nin 950 kilometre sınırı var. Onu mayın eşiği olarak kullanıyoruz. Bu soruların yanıtlarını ararken elbet mayın eşiklerine ihtiyaç var! Bunun en güzel örneği, mevcudu beğenmediğimiz için devre dışı bıraktığımız anayasa oldu. Şahsım tertemiz bir yönetim, tertemiz bir toplum için o kadar büyük mücadele veriyor ki... Aynı şeyi eğitimde de yapıyoruz. Bu alanı tertemiz yapacağız. Şahsımı en iyi temsil eden kişi Diyanet işleri başkanım. Anayasa Mahkemesi başkanımdan eski genelkurmay başkanıma kadar herkes Diyanet işleri başkanlığı yapacak düzeyde. Seviye dediğin budur! Bütün bilimleri bir hedefte birleştiren şu söz ne kadar derin manalar ifade eder: Şahsımı sevmeyen Allah'tan korkmuyor demektir, Allah'tan korkmayan dinsiz demektir, dinsiz olan da ilim, irfan, bilgi sahibi değil demektir.