×Uygulama Logosu

Habokado - Akıllı Haber Özeti

Özetleri Okuyun ve Dinleyin

Suriye Devrimi 2.0: Muhalifler Halep Mahallelerinde

27 Kasım'da başlayan 'Saldırganlığı Caydırma' operasyonu, bu yazının yazıldığı tarih itibariyle üçüncü gününü dolduruyor. Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) öncülüğünde oluşturulan "Feth-ul Mubin" operasyon odasıyla muhalifler, neredeyse iki buçuk gün içerisinde beklenmedik bir ilerleyiş sağlayarak Halep'in dış mahallelerine kadar ulaştılar. Diğer cephenin de Halep'in güneyinde El Eys-Hader olduğu görülmektedir. Bugünkü ilerleyiş hattına bakıldığında muhaliflerin Halep'e ikmal yollarını kesmeyi öncelediğini, bu kapsamda da M5 yolunu büyük ölçüde etkisiz hale getirdiğini ifade edebiliriz. Nitekim operasyon boyunca ilk bombalı araç saldırısının Halep'in batısındaki Yeni Halep mahallesinde yaşandığını biliyoruz. Bombalı araç saldırıları artmayı sürdürürse muhaliflerin Rusya ve İran destekli rejimin savunma hatlarının dağılmasından faydalanarak kısa sürede Halep'e girmeyi ve kontrol etmeyi hedeflediğini iddia edebiliriz. Bu nedenle önümüzdeki günlerde Halep'in mahallelerinde bir şehir savaşına tanıklık edebiliriz. Operasyonun başlangıcından itibaren Türkiye'nin sahada direkt bir dahli olmadığını ifade edebiliriz. Sonrasında, 28 Kasım gece saatlerinde, Rus savaş uçaklarının Mare kasabasında SMO karargahını vurması neticesinde Tel Rıfat'a yönelik operasyonun yeniden askıya alındığı görüldü. Rusya'nın Ukrayna'yı kısa sürede kontrol etmek üzere Kiev'e düzenlediği operasyonun başarısız olması, esasen tüm Rus planlarını sekteye uğratan ilk ve en büyük etken oldu. Hizbullah ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) lider kadrosunun hedef alınması, Suriye'de İran destekli Şii milislerin İsrail'in hava saldırılarına uğraması, Hizbullah unsurlarının çağrı cihazlarının İsrail tarafından patlatılarak binlercesinin etkilenmesi gibi başlıklar bir araya getirildiğinde İran'ın Suriye'de güç kaybettiğini rahatlıkla ifade edebiliriz.

Kutluhan Görücü

Kaynak: Sabah

30 Kasım 2024 07:29

Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız

Yazarın Diğer Yazıları

Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Kutluhan Görücü

Abd Başkanlık Seçimleri Suriye'ye Nasıl Yansır?

Suriye dosyasına bakıldığında 5 Mart 2020'de Türkiye ile Rusya arasında imzalanan mutabakatın ardından toprak değişiminin yaşanmadığı dört yılı aşkın bir süre geride bırakılmıştır. Hatırlanacağı üzere başkanlık süresince de Suriye'den çekilmeye karar verse de başta CENTCOM olmak üzere ABD'deki "müesses nizamın" Suriye'den çekilmek bir yana o dönemde asker artırdığını göstermektedir. Nitekim döneme şahitlik eden ABD eski Suriye Büyükelçisi James Jeffrey, bu durumu açıkça ifade etmiştir. Nihayetinde Joe Biden döneminde de olsa ABD, Afganistan'dan geri çekildi. ABD'nin Çin'e odaklanma süreci neticesinde Ortadoğu'da varlığını azaltması beklense de Irak ve Suriye'deki varlıkları yalnızca ABD'nin ulusal çıkarları için değil, İsrail'in güvenliği noktasında da ele alınmalıdır. Nitekim hem Irak'ta hem de Suriye'de İsrail ile müttefik unsurların inşa edilmesi ve güvenliklerinin sağlanması ABD'nin bölgesel yaklaşımının bir parçası. Irak'ta IKBY ile bu süreç sağlanırken Suriye'de ise PKK/YPG'nin varlığı ve bir yönetim inşa süreci bunu ortaya koymaktadır. Sonuç olarak Harris'in seçilmesi durumunda statükonun devam etmesi ve dolayısıyla PKK/YPG'nin Suriye'de devletleşme çabalarını sürdürmesi beklenebilir. Irak'tan farklı olarak, Suriye'de "Kürt Bölgesi" inşa etmek ABD için oldukça zor bir süreç. Geçtiğimiz yıllarda başlayan aşiret isyanları, bugünlerde de yer yer kendi göstererek devam ediyor. Sonuç olarak bakıldığında ABD Başkanlık seçimleri her ne kadar Suriye'yi ve dolayısıyla Türkiye'nin PKK/YPG ile mücadelesini etkileyecek olsa da temel bazı sorunların aşılmamasının oldukça zorlu olduğu görülmektedir.

14 Eylül 2024 07:30

Kutluhan Görücü

Irak'a Yeni Harekât Ne Zaman Başlayacak?

Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine yönelik muhtemel askerî harekâtı 2024 yılının en önemli başlıklarından biri haline geldi. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'ı ziyareti ve operasyon için işaret edilen mevsimin gelmesiyle birlikte de beklentiler giderek arttı. Mayıs ayının sonuna gelinmesine rağmen operasyon henüz başlamış değil. Haziran ayıyla birlikte bu sorun ortadan kalkacaktır. 2017 yılından itibaren Kararlılık Harekatıyla başlayan ve Pençe serileriyle devam eden süreçle birlikte Türkiye önemli ilerlemeler kat ettiği gibi bölgede ciddi bir üslenmeye sahip oldu. Elbette nihai hedefin Suriye'ye benzer şekilde sınırdan 30-40 kilometre arasında bir derinlikte güvenli bölge oluşturmak olduğu ifade edilebilir. Irak Merkezi Hükümeti'ne geldiğimizde ise tarihte ilk kez PKK'yı yasaklı örgüt olarak tanımladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretiyle birlikte Türkiye ile Irak'ın muhtemel harekâtta temasta olabileceğine dair beklentiler arttı. Ancak PKK'nın Sincar'da farklı isimlerle Irak'ın resmen bir parçası yapıldığı da Türkiye'nin hatırında. Tüm bu noktalardan hareketle İran'ın PKK ile temasta olma halini sürdürmesi ve Irak Hükümeti'ni de bu hususta etkilemesi beklenebilir. MİT Başkanlığı döneminden beri Irak sahasına olan hakimiyeti, terörle mücadelede edinilen kazanımlar ve son olarak dekapitasyon süreci göz önüne getirildiğinde Hakan Fidan için Irak'ın ne denli önemli olduğu görülebilir. Bakan olarak Irak Hükümetine PKK'yı yasaklı örgüt olarak tanıtması, ilk önemli başarı olarak görülebilir. Bu projenin geleceği, güvenliği ve Türkiye-Irak ilişkilerindeki karşılıklı güven inşası için de PKK sorununun ortadan kaldırılması büyük öneme sahip.

25 Mayıs 2024 07:25

Kutluhan Görücü

2024'e Girerken: Suriye'de Türkiye'yi Neler Bekliyor?

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik yeni bir işgal girişimiyle de Suriye'de güç dengesi Türkiye yönüne doğru kaymaktadır. Ancak Türkiye, dört seneyi aşkın bir süredir Suriye'de PKK/YPG'ye yönelik kapsamlı bir kara harekatı icra etmemiştir. Rusya'nın yanı sıra İran'ın da Tel Rıfat hususunda direnç gösterdiğini ve milis unsurlarıyla birlikte bölgede PKK/YPG ile birlikte olduğu bilinmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı Türkiye'nin olası bir askeri harekatı Arap isyanlarını da teşvik ederek PKK/YPG'yi Suriye'de tamamen ortadan kaldırma potansiyeline sahiptir. Türkiye'nin Suriye dosyasındaki bir diğer başlığı ise Esed rejimi ile son dönemde geliştirdiği diyalog ya da diğer bir ifadeyle kısmen başlattığı normalleşme sürecidir. Ağustos 2022'de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Suriyeli mevkidaşı ile görüştüğünü açıklamasıyla başlayan süreç Mayıs 2023'te Moskova'da Rusya, İran, Suriye ve Türkiye Dışişleri Bakanları'nın toplantısıyla son bulmuştur. Türkiye'de terörle mücadele, sığınmacıların geri dönüş ve yeni sığınmacı akışının yaşanmaması adına Suriye'de bulunduğunu belirtmektedir. Türkiye'nin rejim ile normalleşme sürecinden beklentisinin ilk olarak terörle mücadele, ikinci olarak ise sığınmacıların güvenli bir şekilde geri dönüşünün sağlanması olduğu bilinmektedir. Bu bakımdan Ürdün ile Türkiye'nin rejim ile normalleşme sürecinde ortak beklentilere sahip olduğu görülmektedir.

23 Aralık 2023 10:41

Kutluhan Görücü

Arap Aşiretler Demografik Gerçeği Haykırdı; Neler Yaşandı, Ne Yapmalı?

Özellikle PKK/YPG'nin otoritesine karşı gelen isimler, suikastlar aracılığıyla etkisiz hale getirilmiştir. 2020'de aşiret liderinin öldürülmesi neticesinde yine bir isyan dalgası ortaya çıkmış, aşiret mensupları, aşiretin merkezi Ziyban ve bazı çevre köylerden PKK/YPG unsurlarını çıkarmıştır. Arap aşiretlerinin ayaklanmasına Rakka, Haseke, Tabka veya Menbiç gibi Arap nüfusun hakim olduğu kentlerden destek gelmemiştir. Arap aşiretlerle PKK/YPG arasında yaşanan çatışmalarda iki taraftan da 100'e yakın kaybın olduğu saha kaynakları tarafından ifade edilmektedir. Suriye'de rejim ve PKK/YPG yönetimlerine karşı gerçekleştirilen protesto ve ayaklanma girişimlerinde diğer bölgelerin destek vermemesi protestocu ya da muhalif hareketlerin organizasyonsuz yapısını ortaya koymaktadır. Nihayetinde Deyrizor'daki aşiret ayaklanması kısa sayılabilecek bir süre içerisinde PKK/YPG tarafından bastırılmıştır. Unutulmamalı ki, PKK/YPG'nin kontrol ettiği bölgelerdeki yaklaşık 3.3 milyon nüfusun yalnızca 300 ila 400 bin arasını Kürtler teşkil etmektedir. Yukarıda zikredilen şehirler başta olmak üzere PKK/YPG bölgelerinin yaklaşık %85 ila %90'ını Arap nüfus teşkil etmektedir ve demografinin galebe çalması oldukça muhtemeldir.

09 Eylül 2023 07:14

İletişim Formu

captcha

Kişisel verilerinizi işlemekte ve kanunlarda öngörülen teknik ve idari tedbirleri alarak bu verilerinizin korunması için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz. İşlenen kişisel verilerinize ilişkin bilgilere aydınlatma metnini ziyaret ederek ulaşabilirsiniz.

Değerlendirme için doğrulama kodunu girin.

captcha