"Aslında anayasa konusunda kurucu bir meclis olmak durumundaydı. Mevcut çalışma sonuç alıcı olmadı. Daha sonra Numan Kurtulmuş ve Osman Can cephesinden Anayasa Kurucu Konvansiyonu şeklinde ele alınabilir. Son kırk yıllık şiddeti Türk ve Kürt halkına aştıracak bir anayasa olmalı." Anayasanın üçüncü maddesine dair açıklamasıyla tepki toplayan Numan Kurtulmuş'un adını anan kişi Abdullah Öcalan. 2013-2015 yılları arasında İmralı'da yapılan görüşmelerin kayıtlarını ve Öcalan'ın mesajlarını içeriyor. "(...) Kürt halkının varlığı henüz devlet tarafından kabul edilmemiş. Varlığının kabul edilmesi gerekir. CHP komisyona katılınca bunu değerlendireceğiz. Sadece dilinin değil beyninin, gövdesinin, yani varlığının kabul edilmesi gerekir. Kürt realitesi parlamento tarafından kabul edilmeden nasıl anayasa yapacaksınız? Bu konuda 1921 Anayasası'nı ve yirmi maddelik Kürt Reform Tasarısını esas alabilirsiniz. Orada Kürtlerin varlığının kabulü var. (...)" Öcalan'ın çözüm süreci için oluşturduğunu iddia ettiği eylem planı da İmralı notlarında yer alıyor. "(...) Biz Kürtleri demokratik bir ünite haline getirmek istiyoruz. Kürt reform tasarısı güncelleştirilmeli. 3- Normalleşme süreci. Kürt gider, İslam giderse Anadolu'da Türk de kalmaz. İmralı notlarında onlarca yerde "anayasa" kelimesi geçiyor. Öcalan'dan son bir alıntıyla bitireyim:
Kaynak: Cumhuriyet
16 Ekim 2024 05:37
Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız
Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Mahruki Yine Yandı
"Yanmış" anlamına geliyor. "22 Haziran 1822'de büyükbabamın büyükbabasının babası, Kaptanı Derya Ali Paşa, Sakız Adası'nda şehit oldu. Bu acı olaydan sonra Mahrukizade olan aile lakabımız, 1934 Soyadı Kanunu'yla birlikte, 'ateşte yanmış' anlamına gelen Mahruki olmuş ve ailemize şerefli bir miras olarak kalmıştır." Cumhurbaşkanı Erdoğan bile 2019'da "Seçimde şaibe var" dedi. Dönemin İBB Başkan Adayı Binali Yıldırım kaç kez "Çaldılar, hırsızlık yaptılar" diye YSK'yi hedef aldı. Eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun şu sözleri bile halen AKP'nin sitesinde: "Seçim güvenliğinden endişe ediyoruz. Biz endişe ediyoruz Yüksek Seçim Kurulu'ndan. Biz onu söylüyoruz. YSK'nin seçime hile karıştıracağından endişe ediyoruz AK Parti olarak. Bunu her yerde de dile getiriyoruz."
22 Kasım 2024 04:55
Mesele Cami Değil Sen Anlamadın Mı?
Recep Tayyip Erdoğan'ın 2013'te söylediği şu sözü mü anımsatayım: "Yol uğruna her şey feda edilir, çünkü yol medeniyettir ama medeni olmayanlar yolun kıymetini bilmezler, anlamazlar. Bizim değerlerimizde yol engel tanımaz. Önünde cami bile olsa eğer yol oradan geçecekse biz o camiyi yıkarız, gideriz o camiyi başka bir yerde inşa ederiz. Bu işin aslı budur." Menderes döneminde, 54 caminin çoğu İstanbul'daki Vatan ve Millet caddeleri için yok edildi. En yenisi 250 yıllık bir tarihe sahipti.
20 Kasım 2024 04:28
Soner Ergin, Devlet Bahçeli İle Görüşmesini Anlattı
Benim, kıymetli genel başkanım Devlet Bahçeli Beyefendi'yi ziyarete gitmem, kesinlikle Nuri ağabeyimin "gidip görüş" diye söylediği bir şey değildi. Benim iki ağabeyim de 30 yıldır cezaevinde. Bu şekilde Ergin Ailesi olarak 30 yıldır hapishanelerdeyiz. Benim ricam; "Genel başkanım, FETÖ'nün savcılarının hazırlamış olduğu, 'müddetname' dediğimiz çıkış yılında yanlış hesaplamalar var. Bize hâlâ 36 yıla hükmediyorlar. Halbuki 24-25 yıl olması gerekiyor. Bunlar gözardı ediliyor. Hâlâ uğraşıyorlar, sorun var" şeklindeydi. Bazen haber yapıyorsunuz; "Çete ve örgüt liderlerini kabul ediyor" diye... Şimdi benim kıymetli genel başkanım, Fethullahçıları ve terör örgütlerini kabul edecek adam değil. Genel başkanıma gittim ve bu durumu izah ettim. 15 yıldır sosyal medyada "Sesimi duyan yok mu" diyen bir Soner Ergin'im ben. Genel başkanım "Ben inceletirim, yaparım" diyecek bir kültüre sahip insan değil. Genel başkanımın kapısı herkese açık. Barış Bey, şurayı kaçırdınız: 30 yıldır cezaevinde olan, 2-3 yıl cezası kalmış bir insandan bahsediyoruz. Anne ve baba seviliyorsa, ben de genel başkanımın âşığıyım. Şu yazılmış mesela; "Esas duruşta durdu." Aile terbiyem budur; o benim genel başkanım, gururunu da yaşıyorum ve eğiliyorum da önünde şu an. Bir de hediye gönderdi ağabeylerinize... Biz bunları bile genel başkanımızdan rica etmedik, etik değil.
15 Kasım 2024 05:20
Mahkemeler'suç Yok' Diyor
İki yargı mensubunun biri hakkında 1 milyondan fazla, diğeri hakkında 5 milyondan fazla içerik karşıma çıkıyor. Her şey açık, biliniyor yani gizli değil. Çünkü Furkan'ın işlediği böyle bir suç yok. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 5 Mart 2024 tarihli gerekçeli kararı: "Hedef gösterme suçunun oluşabilmesi için kişilerin terör örgütlerine hedef gösterilmiş olması gerekir. Dava konusu internette yer alan yazı ve internet sitesinin niteliği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; bu kapsamda hedef gösterme olarak kabul edilemez. Demokratik toplumun zorunlu unsurlarından olan basının bilgi verme, eleştirme, yorumlama işlevi ve anayasanın 26., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddelerinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekir." Aynı davada şikâyetçi yine eski bir başsavcı ve sanık yine Furkan Karabay... Gelelim 19 Mart 2024'te kararı verilen, bugünün İstanbul cumhuriyet başsavcısının şikâyetçi, başka bir gazetecinin de sanık olduğu davaya... Bakın, İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi verdiği beraat kararında ne diyor: Bu satırların yazarının da sanık olduğu, aynı şikâyetçinin aynı suçlamasından verilen 13 Haziran 2023 tarihli, İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına bakalım:
13 Kasım 2024 04:57
Hâkimin İtirafı
"Tartışmalı olmakla birlikte..." Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer 'i ilgilendiriyor. - Ahmet Özer'in adı İmralı görüşmelerinde geçebilir. - Ahmet Özer'in görüşmeleri insani gerekçelerle olabilir. - Ahmet Özer'in para hareketleri terör örgütleriyle ilgili olmayabilir. Maalesef bunu diyor mahkeme. "Tutukluluğa itirazımız sulh ceza mahkemesinin önüne 16.30'da gitmiş. Okunmuş olması lazım ki oradan 11. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiş. Saat 17.30'da da ' Tutukluluğa itiraz reddedildi' diye bir kısım medyaya haberler düştü. Buna göre, 50 dakikalık bir süre içerisinde 40 sayfalık itiraz dilekçemizi, hukuk profesörlerinin hazırladığı 38 sayfalık bilimsel mütalaayı ve 126 sayfalık savunma delillerini incelemişler. Bunun fiilen imkânsız olduğunu düşünüyorum. Bu kadar kısa süre içerisinde bu itirazın değerlendirilmesi mümkün değil." Belediye başkanı Ahmet Özer'e; Emniyet, savcılık ve hâkimlik ifadelerinde herhangi bir gizli tanık suçlaması yapılmadığını vurguluyor: "Somut deliller ile bütün iddiaları çürüttük. Asliye ceza mahkemesi de kabul ediyor, bu yüzden gizli tanık beyanına dayandırıyor tutukluluğa devamı. Tahminimce tutuklandıktan 3-4 gün sonra o gizli tanık ifadesi dosyaya girdi. Öncesinde olsaydı bize sorarlardı."
08 Kasım 2024 05:03
50 Kurban
Eski Vali Yaman, hem 2016'da hem de 2019'da Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum olarak atandı. - 2020 yılında görevinden alınarak mülkiye müfettişi yapılan eski Mardin valisi ve kayyum Mustafa Yaman'ın da aralarında bulunduğu 72 kişi hakkında, 540 milyon liralık iki ayrı yolsuzluk soruşturması daha açıldığı ortaya çıktı. - Kayyum yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne dönük yolsuzluk operasyonunda tutuklanan DEDAŞ İl Müdürü Mehmet Bulut, "kamu zararı" olarak belirlenen 1 milyon 700 bin TL'yi ödeyip Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanarak tahliye edildi. - Mardin Büyükşehir Belediyesi'nin kayyum yönetiminden kalan borçlarının 3 milyar 502 milyon TL olduğu açıklandı. - Kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi'nde açılan yolsuzluk soruşturması kapsamında ifade veren iş insanı Şerif Acar, kayyumun kullandığı Audi A6 aracın verdiği rüşvetle alındığını ve toplamda 3.5 milyon TL civarında paranın kendisinden zorla alındığını kaydetti. - Mardin Büyükşehir Belediyesi eski kayyumu Mustafa Yaman döneminde "temsil ve ağırlama giderleri" adı altında gerçekleştirilen 11 milyon 481 bin TL'lik usulsüz harcamaya dair davalar, yeni kayyumun "feragat" kararı gerekçesiyle düşürüldü.
06 Kasım 2024 04:57
İşte Öcalan'ın Bahçeli Hakkında Söyledikleri
Madem MHP Lideri Bahçeli, Öcalan 'ı Meclis'e çağırdı... Madem Öcalan "hazırım" dedi... Daha önce de atıf yaptığım kitap, 2013-2015 yılları arasında İmralı'da yapılan görüşmelerin kayıtlarını ve Öcalan'ın mesajlarını içeriyor. HDP heyetine ve devlet yöneticilerine PKK lideri Öcalan'ın söylediklerini aktarıyor. "(...) Şimdi bizim burada yaptığımız işin bir hukuka ihtiyacı var. Siz vekil olmasaydınız sizi de alacaklardı belki. Ama yaptığımız işin hukuki bir güvencesi olmalıdır. Bu çok önemlidir. Öcalan bile bunu düşünememiş, başka bir yöntem önermişti: Garip değil; Öcalan, MHP'ye ve lideri Bahçeli'ye o sıralarda ağır eleştirilerde bulunuyor: MHP, ırkçılık falan, bunlar hep engeldir. Devlet Bahçeli de Deniz Baykal da bundan komisyon alıyorlar, Şimdi bunlar Öcalan bilmem nedir, teröristtir diyorlar. (...) MHP'de ilkeli bir Kürt karşıtlığı vardır. Siz MHP'yi böyle bıraktıkça biz de silahı bırakmayız. İmralı tutanaklarına göre; Öcalan kendisinin Bahçeli'nin karşısına "Türk düşmanı olarak" konulmak istendiğini de söylüyor: MHP'de 'Kürtleri nasıl öldürürüm', CHP'de 'Kürtleri nasıl tasfiye ederim' aklı var. (...) MHP açık bir CIA projesidir. (...) MHP'nin devletçiliğini çözümlüyoruz. 'İdam edersek ortaya çıkacak durumla baş edemeyiz' diyor. Şimdi de Büyük Birlik Partisi idam üzerinden bu durumu tekrar gündemleştirmeye çalışıyor. BBP'Tecavüzcüler ve teröristler için idamı getirelim' diyor. MHP ve BBP bağlamında bir idam ısrarı var.
25 Ekim 2024 05:14
Polis Akademisi'nin Uyarısı
Fethullah Gülen için "paralel devlet" deniyor ya... Halbuki, asıl denmesi gereken devlet paralel, Fethullahçılar ise maalesef devletin kendisiydi. Şu an AKP Genel Başkan Vekili, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Âlâ 'nın ağzından duyduk: "81 il Emniyet müdüründen 74'ü bunlardandı. Daire başkanlarının ise tamamı bunlardandı." Bunu diyen de "bunlar" şeklinde kodladıklarına sırf "Alnı secdeye değiyor" diye devleti teslim eden de onlardı. 15 Temmuz'un ardından Emniyet Teşkilatı da "Nerede hata yaptık" ın peşine düştü. Çalıştayın sonunda da "Yeni Nesil Terör: FETÖ'nün Analizi" adlı bir rapor hazırlandı ve basıldı. - FETÖ'nün kırk yıllık geçmişine bakıldığında örgütlenmesini gerçekleştirmede ve kendini meşrulaştırmada en çok dini değerleri kullandığı ve kendisine dini bir cemaat görüntüsü vermeye çalıştığı anlaşılmaktadır. - FETÖ üzerine özellikle 15 Temmuz sonrası yapılan açıklamalara, itirafçıların vermiş oldukları bilgilere bakıldığında hiçbir kritik bilginin ifade edilmediği ve konunun magazinel bir boyuta çekildiği görülmektedir. Polis Akademisi'nin 2017 raporunda, bugün yine başka cemaatlerin de tıpkı FETÖ gibi örgütlendiği yazıyordu: Bürokrasi FETÖ'den boşalan yerlere göz diken ve devlet içerisinde örgütlenme gayretinde olan başka gruplara da kesinlikle göz yumulmamalıdır. FETÖ ile mücadelenin dinsel değil siyasi bir mücadele olduğu, FETÖ gibi terör örgütlerinin siyasi alanda yayıldıkları hususu vurgulanarak, kamuoyu aydınlatılmalıdır.
23 Ekim 2024 05:27
O Suçlar O Yaşa Nasıl Sığdı
Türkiye'deki cezaevlerinde şu an, 12-18 yaş aralığında olan 3 bin 532 tutuklu ve hükümlü çocuk var. 2023 yılında suça karışan çocuk sayısı 178 bin 834. Bu çocukların yüzde 39.8'ine yaralama, yüzde 20.8'ine hırsızlık, yüzde 7.7'sine pasaport kanununa muhalefet, yüzde 4.9'una uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, yüzde 4'üne ise tehdit suçları isnat edildi. 2010-2022 arasındaki 12 senede suça sürüklenen çocuk sayısı yüzde 148 arttı. 2020 verilerine göre; soruşturmaya uğrayan çocukların yüzde 52'sinin daha önce de bir suç öyküsü var. Polisimizi şehit eden 19 yaşındaki birinin 26 suç kaydıyla hapiste olması gerektiğini tartışıyoruz da o yaşa o kadar suçu nasıl biriktirdiğini konuşamıyoruz. Lakin suça sürüklenen çocukların sayısı, böylesi çalışmaların pek de dikkate alınmadığını gösteriyor. Çocuk ile ilgili olan devlet kurum ve kuruluşlarında uzmanlaşmış çocuk birimlerinin oluşturulması ve bu birimlerin işlerliklerinin çocuk politikasının ilkelerine uygun olması önem teşkil etmektedir. Söz konusu önlemenin öncelikle çocuk dostu bir adalet anlayışının ön planda olduğu ve çocuk-yetişkin ayrımının her koşulda gözetildiği bir sistem ile gerçekleşmesi mümkündür.
18 Ekim 2024 04:19
İnternette Yeni Bir Dönem Mi Başlıyor?
Dün internet yayıncılığını "düzenleyen" 5651 sayılı kanunun "kişilik hakları ihlalleriyle ilgili" 9. maddesi resmen yürürlükten kalktı. Madde Anayasa Mahkemesi tarafından 11 Ekim 2023'te iptal edildi ancak yasada değişiklik yapması gereken Meclis geçen yasal süre içinde kılını kıpırdatmadı. "Bugün itibarıyla 5651 sayılı yasanın 'kişilik hakları' i le ilgili, sizin de çok sayıda yazınızın engellenmesine ve hatta yayından çıkartılmasına sebep olan 9. madde artık yok. "Türk hukukunda kişilik hakları birden fazla şekilde korunuyor ve bunlardan sadece bir tanesi yok oldu. Bununla birlikte, Şubat 2014'ten bu yana verilen sulh ceza hâkimlikleri kararlarını incelediğimizde; ifade ve basın özgürlüğü ile kişilik haklarının korunması arasındaki dengenin, ağırlıklı olarak kişilik haklarını koruma yönünde olduğunu EngelliWeb raporlarımızdan görüyoruz. Sizin de onlarca belki de yüzlerce haberiniz tüm kariyeriniz boyunca bu madde yaptırımına maruz kaldı. Dolayısıyla'kişilik hakları' bahanesiyle bazı kişi ve kurumlara mutlaka koruma verilirken, ifade ve basın özgürlüğü istisna hale geldi. 2015'ten beri bunun mücadelesini verdik, yüzlerce başvuru ile Anayasa Mahkemesi'nin görmek istemediğini sonunda gösterdik."
11 Ekim 2024 04:46
Suçun Üstünü Örttükleri Bayrak
Tanımadığınız bir kişi sizi "dövmekle" ya da "tecavüzle" tehdit etti. O kişinin suçu Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) 106'ncı maddede yazıyor. Buna göre; yargılama sonucunda sanık altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bir kişi size saldırırsa saldırmakla tehdit etmesinden daha az ceza alıyor. TCK 151'e göre; üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabiliyor. O halde suça yönelimi önlemek ve suç işleyeni ıslah etmek kalıyor elimizde. Uyuşturucu transferi yaptıkları arabayı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk bayrağı ile donatmışlardı. Kıssadan hisse, suçun üstünü örtenlere inat, size gösterilene değil daha derine bakın.
09 Ekim 2024 04:34
Apple'sinan Ateş' İçin Ne Diyecek?
Şifrelerini söylemedikleri telefonlarının incelenebilmesi için de Apple'a başvuruldu. "Apple ve ABD yasaları kişisel verilerin korunması konusunda oldukça katı. 2015 yılında San Bernardino'da yaşanan 16 kişinin öldürüldüğü davada dahi Apple, FBI ve mahkeme emrine rağmen katilin telefon şifrelerini kırmayı reddetmişti. FBI hackerlara 1.3 milyon dolar harcamasına rağmen telefonu kırmayı başaramamış, sonunda İsrail menşeli Cellebrite firmasının ürünlerini kullanarak telefondaki veriye ulaşmayı başarabilmişti. Şu an bilinen herhangi bir yöntemle iPhone şifreleri kırılamıyor, 10 yanlış şifre denemesinden sonra ise telefon içindeki verileri silerek fabrika ayarlarına geri dönüyor. Apple'ın, yalnızca terörizm ve çocuk pornografisi gibi konularda ABD mahkemeleri ile kısıtlı bilgi paylaştığı biliniyor. Sinan Ateş davasında da Apple muhtemelen daha öncekilere benzer 'Kullanıcı şifreleri bilinemedikçe veriye ulaşılamaz' minvalinde bir yanıt verecektir. Geçmişte örneği olmadığı için, ben Apple'ın Türkiye'ye bu konuda herhangi bir bilgi vereceğini düşünmüyorum." Zerya Kuyumculuk'un firari ortaklarından Zülküf Ortaç, Irak'a kaçmak isterken 26 Eylül günü Habur Sınır Kapısı'nda yakalandı. Yazayım; Zerya Kuyumculuk'ta parasını işleten yargı mensuplarıydı.
04 Ekim 2024 04:12