6 Haziran 2024 günü Sivas'ta; Elkondu, Bulak, Eğricek, Pınargözü köyleri ortasındaki Bakırtepe-Çetinkaya-Kangal altın madeni işletmesine açılan davanın "bilirkişi" keşfinde teknik bilgilendirme amacıyla sahadaydım. Bakırtepe ve çevresi her yandan büyük maden çukurları, pasa ve kimyasal dağlar ile çevrelenmiş. Bu sorunları keşif sırasında dile getirdiğimizde, maden işletmesinde çalışanlar tarafından bazı tepkilerle karşılaştık. Değişik yerlerde bu tür tepkiler ile karşılaştık. Çöpler-İliç-Erzincan işletmesinde yapılan son bilirkişi keşifleri sırasında (nisan 2022 ve aralık 2023) işletmenin ne kadar tehlikeli olduğunu, çökmese de büyük yıkıma neden olduğunu teknik detaylarıyla anlattık. Çöpler-İliç-Erzincan kompleks maden işletmesinde yaptığım uyarılara şiddetle karşılık veren, bizi bilim dışı olmakla suçlamaya çalışanların bir kısmı bugün tutuklu. Her maden işletmesinde keşif sırasında sıradan işler. Sonra araziye çıkıldı. Bu kişi ve araçlardan inen işçiler için, onların da geleceği için oradaydık. Bu tür işletmeler coğrafyanın yıkımına, işçilerin sürekli sağlık yitime neden oluyor. İşçilerin geçmişten bugüne sağlık kontrolleri ele alınmalı; gelecek salt ekonomi değil sosyal açıdan da ele alınmalı. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
Kaynak: Evrensel
12 Haziran 2024 04:40
Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız
Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Meydana Maya Çalmaya Çağırıyoruz
Kalp deduğun atayi zaten önemli olan oni horon etturebilmektur... O dönem ÇED raporunun bir koşulu da halkın görüşünün alınmasıydı. Bunun için toplantı yapılacak ve bilgilendirmeden sonra halkın görüşüne başvurulacaktı. 29 Ocak 2009 için toplantı ilanı yapıldı. Sanıyorlardı ki tartışmalar, itirazlar işe yarayacak. Hep bir ağızdan "Hayır" diye görüş belirtildi. Yine de aldırış etmiyorlardı. Sonra salondan bir slogan çıktı: "Bolivya, Bolivya, Bolivya…" Ve birden Fransız temsilci pes etti. Sadece bir başarı öyküsü mü? Hayır! Ya da şirket çalışanlarını toplantı salonuna doldurup toplantı yapılmış gibi davrandılar. Sinop Nükleer Güç Santrali ÇED toplantısına katılmak isteyen halkın önü, toplantı salonuna 5 kilometre kala kesilmişti. Salonda Fransızlar, Japonlar, Ruslar vardı ama Sinop halkı yoktu… Daha geçen hafta Artvin'de yıllar sonra yargı kararıyla iptal edilen projelerin parçaları için yapılan ÇED toplantısını şirket çalışanları işgal etmişti. 13 Ekim 2004'te Ordu'nun Perşembe Yaylası'nda açılmak istenen madene karşı, yaylanın 916 yıllık güreş meydanında büyük bir miting yapıldı. Bunun üzerine bir ilçe belediye başkanı ekibiyle birlikte alanı terk etti. Buradan her türlü ham maddenin, mineralin, elementin bir enerji ham maddesi olduğuna bakarsak; her alanı kapitalizmin hizmetine açacaklarının net açıklamasıydı o slogan. Biz bu sorumluları açıklamak ve gerçekliğin ne olduğunu yeniden seslendirmek üzere 26 Ekim 2024 tarihinde Trabzon'da bir bölgesel miting çağrısında bulunuyoruz. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23
16 Ekim 2024 04:53
Kim İzin Veriyor?
Hızla ilerleyen teknolojik gelişmeyle, bir mineralin ya da herhangi elementin ne miktarda, nerede, ne boyutta olduğunun önemi kalmadı. Yatırım için her alandan şirketlere çağrı yapılıyor: "Gelin nadir toprak elementlerini çıkarın…" Çin nadir toprak elementlerinin ihracatını yasaklamış. Bu elementlerin elde edilmesi için kullanılacak yönteme daha önce dikkat çekmiştik. Nadir toprak elementleri olarak bilinen elementlerin elde edilmesi, teknik olarak "ekstraktif metalurji" (Özünden sökmek, ayırmak) denilen teknik işlemler uygulanarak yapılır. Buna "özütleme" de denir. Nadir toprak elementleri doğada genel olarak milyonda bir birim (ppm) ve altında bunulurlar. Bunun için de kayaçlardaki oksit ya da sülfür bileşiğine kimyasalın temas etmesi gerekir. Nadir toprak elementleri olarak adlandırılan ve teknolojik değişimin temel girdisi olarak sunulan bu elementlerin topraktan elde edilmesi için, nerede ya da ne kadar bulunduklarının artık bir önemi yok. Artık herhangi bir elementin ya da mineralin elde edilebilmesi için tek engel var: İzin! 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49
02 Ekim 2024 04:42
Nefret Öğretisi Şiddet Doğuruyor
Cankurtaran Hopa'dan zirveye çıktığımız Artvin yolu. Ortam şiddet kokuyor. Bir kısmına da kolluk görevi veriliyor. Görevi toplumun yol güvenliğini sağlamak olan kişi, toplumu "Cinnet ile tarayabilecek" şeklinde şiddet söylemini kullanabiliyor. Burada "cinnet" sözcüğüdür asıl şiddet. Şiddet söylemle başlıyor. Yine Cankurtaran'da bir şiddet olayı gerçekleşti. Şiddet sadece fiziki zararlarla ölçülmez. Artvin başta olmak üzere tüm coğrafyalarda yaşanan şiddet olayları doğru değerlendirilmelidir. Özellikle çalışma yaşamında sömürüye karşı, yaşadığı coğrafyanın yıkımına karşı çıkanlara; özgürlük ve hak arayışına karşı, eleştirel yaklaşımlara karşı ağır ve sürekli toplumsal şiddet uygulanıyor. Baskı altında tutuluyorlar, ulaşım haklarına izin verilmiyordu. Çünkü bu durumlar toplumsal olarak kanıksanmıştır. 1993 yılında gençler 1 Mayıs'a hazırlanıyorlar. Yalan haberlerle insanların infazı topluma kabul ettirilmiş ve şiddet toplumsallaştırılmıştı. Yuvasına saldırı gelen her canlı şiddete karşı canı pahasına mücadele eder. Kesin söylemler kullanılmaktadır. Ancak şiddet de bitmiyor. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52
18 Eylül 2024 04:45
'Nasıl Olmayacaksa Öyle Olmayacak'
Çöpler-İliç-Erzincan Kompleks Maden İşletmesi tarafından yürütülen ve her aşamada uygulanan proseslerle coğrafyanın bütün organlarını yıkıma sürükleyen faaliyette geldiğimiz nokta; söz konusu alanda her türlü faaliyetin durdurulmasını gerektiriyor. Doğayı yok eden bu maden kapatılmalı. O zaman işçiler açısından neler yapılması gerektiğine bakmalıyız. İşçilerin çalışmadan kaynaklı bütün sosyal hakları verilmelidir. Gelecekte çeşitli hastalıklarla karşılaşmaları olasılığına karşı işçilerin sağlık taramaları gereken aralıklarda yapılmalı. Bütün ortaya çıkan maliyetler kamusal alandan karşılanmalı, yıkıma sebep olan işletme ve kişilerden tahsil edilmelidir. Bölge halkı belirli sınırlar içerisinde sağlık taramasından geçirilmeli, hastalık tespit edilenler tedaviye alınmalıdır. Hastalık tespit edilmeyenler için sürekli aralıklarla sağlık taraması yapılmalıdır. Ortaya çıkan yük sorumlulara yüklenmelidir. Bölge halkının tarımsal alanda yaşadığı bitki ve hayvan kayıpları araştırılmalı, ortaya çıkan zararlar karşılanmalıdır. Yapılacak iyileştirme çalışmaları için bölge insanı çalışmalara katılmalı ve ücretleri ödenmelidir. Sunulan ÇED raporları gerçeklerden uzak; işin aslından söz etmeyip, başka her türlü vaat içeren birer yazılı uydurma. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
28 Ağustos 2024 04:11
Renkli, Temiz Ürünlerimiz Var(!)
Yeşil ekonomi gündemli toplantılar yıllardır sürüyor. Karbondioksit eş değeri gazlar üzerinden ticaret kapasitesi sürekli artıyor. Kapitalizm kendisini yenilemek için toplumlara yenilenebilir diye yeni enerji dönüşüm sistemleri sunuyor. Nükleer güç sistemlerini de 'temiz enerji' diye yeniden tanımlıyor. "Yenilenebilir enerji sistemleri" denilerek toplumlara kanıksatılan sistemlerinin yarattığı yıkımların sonuçları değerlendirilmeden yenileri dayatılıyor. Çünkü onların enerji gereksinimi için 'yenilenebilir' sistemler devreye giriyor. Bir ürünün üretiminde 'yenilenebilir enerji' kullanıyorsanız, ürününüz 'yeşil ürün' oluyor. Enerji yoğun üretim yapan firmalar, elektrik enerjisine dönüştürülen enerjiyi enterkonnekte sisteme verip karşılığında bulunduğu bölgeden sistemden enerji alarak, ürettiği ürünü 'yeşil ürün' statüsüne sokuyor. Karadeniz biyoyakıt ve RES ile yıkıma sürükleniyor. Diğer enerji yoğun sistemlerde olduğu gibi buradan yeşillik çıkmaz. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
21 Ağustos 2024 04:49
Yeni Güvenlik Anlayışının Ekolojik Yükü
Barınma, beslenme, sağlık, eğitim ve güvenlik gibi temel gereksinimler, artık özel sektörlerin temel faaliyet alanları. Güvenlik en çok büyüyen sektörlerden biri. Ama güvenlik sektörünün büyümesi ekolojik yıkımı da beraberinde getiriyor. Giderek daha fazla üretimden koparılmış, topraklarından sürgün edilmiş bir toplum, artık yüksek güvenlik konseptine dayalı politikaların ekonomik bedelini de ağır olarak ödemektedir. Her bir siteye her bir binaya, daireye özel güvenlik sistemleri kurulmaktadır. Yaşanan sistem yıkımı peşi sıra ekolojik yıkımı da beslemektedir. Karşı çıkanlara en ağır şiddet ve 'güvenlik konsepti' uygulanmaktadır. Son bir ay içerisinde Türkiye'deki 545 nokta, maden sahası adı altında çeşitli şirketlere ihaleye çıkarıldı. Ancak doğa için de ekolojik yaşam çok daha hayati öneme haizdir. Sistemin dayattığı güvenlik konsepti politikaları aynı zamanda savaş ve çatışmaları da körüklemektedir. Eşitsizliğin, sömürünün olduğu her alanda birileri için özel güvenlik devreye girecektir. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
07 Ağustos 2024 05:21
Karadeniz'de On Binlerin Yürüyüş Güzergahı Yıkıcıların Hedefinde
13 Şubat 2024'te Çöpler-İliç-Erzincan Kompleks Metal İşletmesi liç yığınında yaşanan büyük akma sonrası, bu tür işletmelerin gerçek yüzü tartışılır oldu. Meselenin sadece akma ile ilgili olmadığını, yaşanan olayın bir kaza olmadığını, bu tür akmaların bir kısmı büyük boyutlu olmakla birlikte çok kez yaşandığını, yaşanan her olayın unutturulmaya çalışıldığını, kamuoyundan gizlendiğini, yapılan suç duyurularının ya işleme konmadığını ya da yargı sürüncemesinde kaldığını defalarca belirttik. 9 Temmuz 2024'de komisyonun çağrısıyla TMMOB ve bazı oda birimleri ile toplantıya katıldık. Bilgilendirme aşamasında iktidar üyelerinin tepkilerini ve aradan bizim duymadığımız ama daha sonra tutanaklardan gördüğümüz sözler ile oturum başkanına sözlerimizin kesilmesi doğrultusunda telkin niteliğinde sözler iletildiğini gördük. Özellikle daha önce yaşanmış sorunların dile getirildiği sırada bir vekilin oturum başkanına söylediği söz! Ardından diğer vekilin ki. (Araştırma-İliç, 9 Temmuz 2024, Meclis tutanağı, s.33) Oysa daha yeni konulara giriş yapmışken, sorunun sadece İliç'le kısıtlı olmadığını, yıkımın işletmenin her aşamasında olduğunu anlatmaya çalışırken müdahil olmaya başladılar. Sonra sorular soruldu. TMMOB Yönetim Kurulu üyesi ve İliç Komisyonu üyesiyken, iki kez mahkeme keşfinde bulunmuş, (13 Nisan 2022 ve 6 Aralık 2023); her defasında buranın nasıl akacağını mahkeme ve bilirkişi heyetlerine iletmişiz. Evet, bunu TMMOB ve Metalurji Mühendisleri Odası olarak söylüyoruz. Değil İliç'te Türkiye'de de yasaklansın, dünyada da yasaklansın." Bu işlemlerin artırılması gerektiği konusunda telkin derdindeler. Karadeniz'deki yerlerin ihale tarihi 9 Ağustos 2024. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
24 Temmuz 2024 04:49
Enerjide Santral-terminal-koridor
Geldiğimiz koşullarda elektrik enerjisi yaşamın temel bir gereksinimi. Bu zorunlu durumda toplumların gereksinimlerinin karşılanması yerine, her türlü enerji ham maddesi ve enerji dönüşüm sistemleri sermayeye varlık aktarımı için kullanılıyor. Fosil yakıtlı enerji dönüşüm sistemlerinin yarattığı ekolojik sorunlar bir yana, enerji dönüşüm sistemlerinin temel girdileri (doğal gaz, petrol, kömür vs.) tekelleşmiş yapılardan temin edilirken, kömür yatakları da sermayeye devredilmiştir. Daha vahim olanıysa, yeni bir aldatmacayla, bir termik santral olan nükleer enerji santrallerinin 'temiz enerji sistemi' olarak tanımlanması. Uygulanan ekonomik politikalarının bir parçası olan enerji dönüşüm sistemlerinin aslında toplumun temel gereksinimleriyle ilgili olmadığı ortada. Kapitalizmin "enerji santrali, enerji koridoru, enerji terminali" gibi kavramları 2004'te hükümet programına girdi. Çünkü bu karmaşık sistem, halkın enerji ihtiyacı için icat edilmedi. Böylelikle enerji ihtiyacı arttı. Enerji talebi elbette sadece buna bağlı değil. Ancak öncelikle belirtmek gerekir ki toplumun enerji ihtiyacı, herhangi bir şirketin/yapının enerji santrali, enerji terminali, enerji koridoru olmadan, kamusal olarak karşılanmalıdır. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
10 Temmuz 2024 04:35
Hep Aynı Kaydırmaca
Köyümüzde iki Hüseyin amcamız vardı. Birisi köyde muhtarlık yapmış, diğeri İstanbul'da taş ocakları da dahil balyoz sallamış gurbetçi. Muhtar Hüseyin bu durumu gözlemleyip, iş zamanı gurbete gitmeyen Hüseyin'e sorar. Bizim gurbetçi Hüseyin amca İstanbul'da çalışıp parasıyla memlekete gelecekken, birileri bir şeyler uydurup her seferinde farklı yöntemle Hüseyin amcamızın parasını alıyormuş. Türkiye; köylü hareketini toplumsallaşmış olarak, Ovacık-Bergama-İzmir altın işletmesinin devreye alınmasına karşı verilen mücadelede 1990'lı yıllarda gördü. Devlet içi yuvalanmış bürokratik yapı, siyasal iktidar ortaklığı, saygınlık içeren akademik ünvanlar kullanılarak oluşturulan iş birlikçi ittifak ile basın yayın her türlü araç devreye sokuldu. Bu kirli oyunun benzeri bugün Deştin-Yatağan ve Bayır-Menteşe-Muğla'da oynanıyor. Özetleyerek Muğla'da yazılan sahte senaryoya gelelim. Ovacık-Bergama-İzmir'de altın keşfi köylülere müjde olarak duyuruldu. Buna sevinen köylüler oldu. Aynı anda da eyleme geçtiler. Mücadelede başta kadınlar her kesime örnek olmaya başladılar. Hemen bürokrasi ve akademi devreye sokuldu. Bu konuyu 27 Mayıs tarihli yazımda belirtmiştim. Hemen basın yayın organları devreye sokuldu. Oysa gerçek şuydu: Ovacık-Bergama-İzmir altın işletmesi için kurulan şirketin ilk ortakları arasında Alman şirketleri vardı. Bakırçay Havzası'nda olan Ovacık altın işletmesinden dolayı bugüne kadar büyük yıkımlar yaşandı. Bergama halkının mücadelesi sürerken, dönemin milletvekilleri tarafından TBMM'ye verilen Bergama'da siyanürlü altın madeni konusunda halk oylaması yapılması teklifine (1997) karşı, İzmir Milletvekili ve Metalürji Mühendisi Işın Çelebi'nin Meclis tutanaklarına yansıyan sözleri şöyledir: "Kütahya'da 1987 yılında kurulan bir tesiste, ETİBANK yıllarca siyanürle altın ve gümüş aradı. Gelelim Deştin-Menteşe-Muğla Çimento İşletmesine. Tıpkı Bergama mücadelesinin 'Alman ajanlığı' ile suçlanması gibi. Gurbetçi Hüseyin amca uyandı! 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
26 Haziran 2024 04:48
Hep Aynı Kandırmaca
Köyümüzde iki Hüseyin amcamız vardı. Birisi köyde muhtarlık yapmış, diğeri İstanbul'da taş ocakları da dahil balyoz sallamış gurbetçi. Muhtar Hüseyin bu durumu gözlemleyip, iş zamanı gurbete gitmeyen Hüseyin'e sorar. Bizim gurbetçi Hüseyin amca İstanbul'da çalışıp parasıyla memlekete gelecekken, birileri bir şeyler uydurup her seferinde farklı yöntemle Hüseyin amcamızın parasını alıyormuş. Türkiye; köylü hareketini toplumsallaşmış olarak, Ovacık-Bergama-İzmir altın işletmesinin devreye alınmasına karşı verilen mücadelede 1990'lı yıllarda gördü. Devlet içi yuvalanmış bürokratik yapı, siyasal iktidar ortaklığı, saygınlık içeren akademik ünvanlar kullanılarak oluşturulan iş birlikçi ittifak ile basın yayın her türlü araç devreye sokuldu. Bu kirli oyunun benzeri bugün Deştin-Yatağan ve Bayır-Menteşe-Muğla'da oynanıyor. Özetleyerek Muğla'da yazılan sahte senaryoya gelelim. Ovacık-Bergama-İzmir'de altın keşfi köylülere müjde olarak duyuruldu. Buna sevinen köylüler oldu. Aynı anda da eyleme geçtiler. Mücadelede başta kadınlar her kesime örnek olmaya başladılar. Hemen bürokrasi ve akademi devreye sokuldu. Bu konuyu 27 Mayıs tarihli yazımda belirtmiştim. Hemen basın yayın organları devreye sokuldu. Oysa gerçek şuydu: Ovacık-Bergama-İzmir altın işletmesi için kurulan şirketin ilk ortakları arasında Alman şirketleri vardı. Bakırçay Havzası'nda olan Ovacık altın işletmesinden dolayı bugüne kadar büyük yıkımlar yaşandı. Bergama halkının mücadelesi sürerken, dönemin milletvekilleri tarafından TBMM'ye verilen Bergama'da siyanürlü altın madeni konusunda halk oylaması yapılması teklifine (1997) karşı, İzmir Milletvekili ve Metalürji Mühendisi Işın Çelebi'nin Meclis tutanaklarına yansıyan sözleri şöyledir: "Kütahya'da 1987 yılında kurulan bir tesiste, ETİBANK yıllarca siyanürle altın ve gümüş aradı. Gelelim Deştin-Menteşe-Muğla Çimento İşletmesine. Tıpkı Bergama mücadelesinin 'Alman ajanlığı' ile suçlanması gibi. Gurbetçi Hüseyin amca uyandı! 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
26 Haziran 2024 04:48
İliç Madeninde Bir Bilirkişi Keşfi
6 Haziran 2024 günü Sivas'ta; Elkondu, Bulak, Eğricek, Pınargözü köyleri ortasındaki Bakırtepe-Çetinkaya-Kangal altın madeni işletmesine açılan davanın "bilirkişi" keşfinde teknik bilgilendirme amacıyla sahadaydım. Bakırtepe ve çevresi her yandan büyük maden çukurları, pasa ve kimyasal dağlar ile çevrelenmiş. Bu sorunları keşif sırasında dile getirdiğimizde, maden işletmesinde çalışanlar tarafından bazı tepkilerle karşılaştık. Değişik yerlerde bu tür tepkiler ile karşılaştık. Çöpler-İliç-Erzincan işletmesinde yapılan son bilirkişi keşifleri sırasında (nisan 2022 ve aralık 2023) işletmenin ne kadar tehlikeli olduğunu, çökmese de büyük yıkıma neden olduğunu teknik detaylarıyla anlattık. Çöpler-İliç-Erzincan kompleks maden işletmesinde yaptığım uyarılara şiddetle karşılık veren, bizi bilim dışı olmakla suçlamaya çalışanların bir kısmı bugün tutuklu. Her maden işletmesinde keşif sırasında sıradan işler. Sonra araziye çıkıldı. Bu kişi ve araçlardan inen işçiler için, onların da geleceği için oradaydık. Bu tür işletmeler coğrafyanın yıkımına, işçilerin sürekli sağlık yitime neden oluyor. İşçilerin geçmişten bugüne sağlık kontrolleri ele alınmalı; gelecek salt ekonomi değil sosyal açıdan da ele alınmalı. 29 Mayıs 2024 04:31 Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
12 Haziran 2024 04:40
Siyanürlü Madenlerin Önünü Kim Açtı?
Akademide bağımsız çalışmalar devre dışı kalırken, proje bazlı ticari araştırmalar öne çıkıyor. Yakın zamanda gündemimizde olan iki önemli konu var: Deprem ve maden işletmeciliği... Türkiye'deki ilk liç işlemi 1986'da Gümüşköy-Kütahya işletmesinde yapıldı. "İşletmecinin iyi niyeti, önlemlerin titizce denetlenmesi gibi kavramlara bağlı kalınarak, yapılacak faaliyet sonucunda elde edilecek ekonomik değerin, doğada ve doğrudan veya dolaylı olarak insan yaşamı üzerindeki risk faktörünün gerçekleşmesi halinde kamu yararının öncelikle insan yaşamı lehine değerlendirilmesi doğaldır. Siyanür liçi yöntemi ile altın madeni işletilmesinde işletmeciye ve yapılacak olan denetime duyulan güvene bağlı olarak risk olasılığının azalacağından söz etmek mümkün değildir. Yukarıdaki teknik ve hukuki belirlemeler karşısında, insanın yaşama hakkını ve devletin de çevre sağlığını koruma, çevre kirlenmesini önleme, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesini sağlama ödevlerini dikkate aldığımızda, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve bilirkişi raporunda da öngörülen olası risk faktörleriyle çalışan ve bu riskin gerçekleşmesi halinde doğrudan veya çevrenin bozulması ile dolaylı olarak insan yaşamını etkileyeceği kesin olan siyanür liç yöntemi ile altın madeni işletmesine izin verilmesi yolundaki dava konusu işlemde kamu yararına uygunluk bulunmamaktadır." (1) 1997'de alınan yürütmeyi durdurma ve iptal kararına rağmen, yürütmeden sorumlu olan kamu kurumu yöneticileri bugüne kadar bu kaçak işletmeyle ilgili herhangi bir işlem yapmamış, aksine, kamu kurumları kullanılarak işletmeci şirketlerin lehine çalışmalar yürütülmüştür. Ancak aynı dönemde (2000 yılında) Başbakanlık, 9 Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümüne de bir rapor hazırlaması için talimat vermişti. Hazırlanan bu rapor siyanürle altın madenciliği için olumsuz görüş bildirince; açıklanmaması için bölüme baskı yapıldı. Rapor kamuoyundan saklandı. Bu gizlenen raporda önemli uyarılar vardı.(2) YAZARIN DİĞER YAZILARI Siyanür felaketi bu kez Uşak Eşme için kapıda 15 Mayıs 2024 04:59 Tetiği çeken ameliyata girerse! 01 Mayıs 2024 04:23 Dijital tekellerin yaratmak istediği taraf: 'İklim nesli' 15 Nisan 2024 03:49 Sorunu görmek için bütüne bakmalıyız 01 Nisan 2024 04:52 Başlarken 16 Mart 2024 05:00
29 Mayıs 2024 04:31