İtalyan mutfağını genel olarak çok severiz, Akdeniz ya da Dünya mutfağı olarak kendini tanımlayan birçok restoranın menüsünde İtalyan mutfağına ait yemekler yer alır. Ancak bu sevgiye, ilgiye karşın İstanbul'da özgün İtalyan restoranlarının sayısı sanıldığından çok daha az. İki ay kadar önce Conrad İstanbul'un içinde açılan Monteverdi Ristorante özlediğimiz zarif, küçük ve şık bir İtalyan lokantası ruhunu yaşatacak gibi görünüyor. Adını geç Rönesans, erken Barok dönemi ünlü İtalyan besteci Claudio Monteverdi'den alan restoranın mutfağının başında Nicole Scandella var. Restoranın Someliyesi ise 2024 Sommelier Yarışması Birincisi Türker Serdar Sümer. Beymen'in içinde, tüllerle ayrılmış bir alandan geçerek girilen Bardot daha ilk anda Fransa'nın dünya sinemasına armağanı Brigitte Bardot'u anımsattığı için bana Fransız restoranı gibi geldi. Akşam yemeğinde neredeyse 120 kişilik restoranın tümden dolu olması da sanırım lezzet-kalite- fiyat üçlüsünün uyumunun önemli bir göstergesi... 2004 yılında Londra'da çağdaş Japon Mutfağı'nın temsilcisi olarak açılan, en büyük özelliği restoranın ortasında Robata ızgarası olan Roka'nın dünya genelindeki dokuz şubesinden biri iki yıl önce Galata Port'ta açılmıştı. Kısa sürede İstanbul'un da önde gelen Japon restoranları arasına girdi. Roka'nın başarısının ardında açılışından itibaren mutfağın başında olan şef Suna Hakyemez'in payı büyük.
Kaynak: Hürriyet
30 Kasım 2024 08:23
Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız
Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Barselona'da Üç Gün...
Argentaria Caddesi'ndeki restoran Bask mutfağının özgün reçetelerini kullanarak yemeklerini sunan 30 yıl önce iki arkadaşın kurduğu bir gruba ait. 48 saat mayalanmış ekşi maya ekmeklerden, ançüezlere, orkinos tartardan ızgara Txistorra/ Bask Sosis ızgaraya tattığımız başlangıçların hepsi gerçekten de malzeme kalitesi ve lezzetiyle çok iyiydi. Akşam yemeği içinse Fatih Karaca'nın ilk önerim dediği tapas bara gittik. Barselona'nın sahil tarafında bir sokak arasında yer alan Can Mano tam anlamıyla "salaş" bir mekân. Cumartesi akşamı öneri listemizdeki Vinitus'a gittik. Ortam, tüm yediklerimiz ve Alicante üzümünden yapılmış organik şarabımız ve karşılığında ödediğimiz makul hesap bizi sadece bunlar için bile Barcelona'ya tekrar getirecek kadar iyiydi... Michelin Rehberi'nin 2025 yılı sonuçları 5 Aralık Perşembe akşamı yapılan törenle açıklandı. Asma Yaprağı, Telezzüz, Agora Pansiyon, Casa Lavanda, Mezra Yalıkavak ve The Barn Yeşil Yıldız aldılar. İzmir'den Birinci Kordon Balık Restoran, Hus Şarapçılık, Gula Urla, Ortaya Alaçatı, Scappi; Kasap Fuat Çeşme, İstanbul'dan The Barn, Çok Çok Pera, Herise, Lokanta by Divan, Telezzüz ve Apartıman Yeniköy; Muğla'dan Lucca by The Sea, Karnas Vinyards, Divia by Maksut Aşkar, Barbarossa ve Mezra Yalıkavak, Oi Filoi, Oro, Mori, Kornel, The Red Baloon Yalıkavak yılın tavsiye edilen restoranlarıydı.
07 Aralık 2024 07:49
Bir Ödül Gecesi...
İlk yıldan beri söylediğim gibi yarışımız kendimizle, çabamız her yıl daha iyi olmak. Bir rehber raflara çıktıktan hemen sonra gelecek yıl için hazırlıklar başlıyor. Yeni açılan ve kapanan restoranların araştırılması, gizli müfettiş listeleri, rehbere dahil olacak bölümlerin belirlenmesinin ardından yolculuk başlıyor. Avrupa'daki çoğu devletten büyük bir nüfusa ve ihtiyaçlar doğrultusunda azımsanamayacak sayıda restoran ve lezzet noktasına sahip. Baskıya verildikten sonra ise o dört haftalık sürede sonuçların açıklanacağı, ödül gecesi için hazırlıklar başlıyor. Daha öncekiler gibi altıncı İncili Gastronomi Rehberi de kolektif bir çabanın ürünü. REHBERE DAİR Sekiz kenti kapsayan 2024-2025 altıncı 'İncili Gastronomi Rehberi'nde 5 İncili 21; 4 İncili 79, 3 İncili 204, 2 İncili 251; 1 İncili 122 olmak üzere 677 restoran ve 537 Lezzet Noktası yer alıyor. Ama 577 restoran ve 537'Lezzet Noktası'nın plaketleri de en kısa sürede yollanıyor. 2023 Ocak ayında İncili Gastronomi Rehberi'nin ilk İngilizce versiyonunu gerçekleştirmiş ve lansmanını Londra'da d.ream grubuna ait Rüya London'da yapmıştık. Ocak ayında ziyaretlerimiz başlıyor.
23 Kasım 2024 07:55
Yağcılar'da Organik Bağcılık
1999 yılında organik bağcılık yöntemleriyle ilk üzümlerini dikerler. 2021 yılında şarap üretim tesislerini ve restoran binasını açarlar. Üretim tesislerinin danışmanlığını ülkemizin önde gelen önologlarından Semril Zorlu üstlenir. 1924 yılında mübadeleyle Selanik'ten gelenlerin yerleştiği, Sığacık Körfezi ile Demirci kıyısının en yüksek noktasında kuş uçuşu mesafenin tam ortasında yani iki deniz arasında vadide yer alan, iç göçler nedeniyle nüfusu azalan ama şimdi köyün yerleşiklerinin de bağcılık yaptığı Yağcılar kendine özgü teruarıyla hiç kuşkum yok yakın gelecekte Urla Bağ Yolu'nun önde gelen duraklarından biri olacak. BAĞIN RESTORANI İki hafta önce İzmir Gastro Fest öncesi festivalin yerli yabancı konuşmacılarıyla birlikte gittiğimiz tesisin restoranında şarküteri ve yerel peynir tabağı, zeytinyağlı enginar kalbi, labne soslu pancarlı semizotu gibi başlangıçların her birinde malzemenin kalitesi ve lezzeti hissediliyordu. Ardından gelen çalkama, pide üzerinde kuzu eti, Urla muhallebisi gibi geleneksel yemeklerini de köyün yerleşikleri kadınlar yapmıştı. Bugün yaklaşık 170 çalışanın 160'ı kadınlardan oluşuyormuş ve büyük bir bölümünün ilk işi burasıymış. Sait Bey "Bizim gibi işletmelerin en önemli hammaddesi 'yağ'. Ne yazık ki piyasa çok büyük oranda margarin esaslı hidrojenize edilmiş yağlar kullanıyor. Biz sadece zeytinyağı ve tereyağı ile üretim yapıyoruz. Erken hasat ve soğuk sıkım, çok kaliteli olan zeytinyağını Küçükkuyu'dan, tereyağını da, İzmir de 4-5 nesildir İzmir tulumu üreten bir aile işletmesinden alıyoruz. Tüm ürünler üretime başladığımız 2016 yılından beri aynı tedarikçilerden temin ediliyor" diyor. 500 bin okuyucunun oylarıyla belirlenen Avrupa'nın En İyi Otelleri sıralamasında Türkiye'den de 10 otel yer alıyor. İlk beşte ise Raffles İstanbul, Soho House İstanbul, Four Seasons Hotel Sultanahmet, Yazz Collective Fethiye ve 98.19 puanla ilk sırada The Ritz-Carlton İstanbul var. Farklı bir yolculuğa çıkmak isterseniz 21 Aralık'a dek açık olan sergiye vakit ayırın derim...
16 Kasım 2024 07:57
Toprak Ne İstiyor...
Geçen hafta düzenlediğimiz İzmir Gastro Fest'te Gıdanın Egemenliğinin ne anlama geldiğini tartışırken Doğa Derneği kurucu üyelerinden, 25 yılı aşkın süredir çalışmalarını ekoloji ve tarım alanında sürdüren, bugün kendini sadece çiftçi olarak tanıtan Güven Eken'in 'Bir Anadolu Matematiği: Egemenlik Yerine Bereket' başlıklı konuşması bu konuyu bir kez daha gündeme getirmeme vesile oldu. Çiftçi sayısı da her geçen yıl azalıyor, bizlerin gıdaya ulaşması zorlaşıyor. 2002'den bu yana 2.6 milyon hektar tarım arazisini kaybetmişiz. 2011'de tarım sektörü, toplam istihdamın yüzde 24.8'ini oluştururken, bu oran 2024 Haziran'da yüzde 14.7'ye düşmüş. Düzensiz ve aşırı yağışların da tarımsal üretime zararı büyük. Kuraklığa, hastalıklara, değişen iklim koşullarına daha dirençli tarımsal üretim için onarıcı, organik tarım, doğal tarım, iyi tarım gibi uygulamaları kapsayan agroekolojik yöntemlere geçiş yapılması gerekiyor. Günümüzde agroekoloji gıda egemenliğinin sağlanabilmesi, toplumda sağlıklı gıdaya erişim ve adil üretim için en iyi alternatifler arasında görülüyor. Bir zamanların Büyük Efes Otel'inin yerini tutacak, aynı zamanda çağın gereksinimlerine de yanıt verecek yerlerin sayısı yetersiz. Bunda yatırımcıların vizyonu kadar yurt içinde ve dışında turizm işletmeciliği eğitimi aldıktan sonra dünyaca ünlü otellerinde çalışan Genel Müdür Zafer Canbaz'ın katkısı büyük.
09 Kasım 2024 07:39
Sağlıklı Yaşam Ve Uzun Ömür, Ama Nasıl?
Hindistan'daki Vedik kültüre bağlı en eski doğal iyileştirme sistemlerinden biri kabul edilen, sağlıklı yaşam bilimi anlamına gelen 'Avurveda' 'Ayur/ Yaşam' 'Veda/ Bilim sözcüklerinin birlikteliğinden doğmuş. Hafta başında bu yolculuğu Hindistan'a giderek kendi için başlatan, hayatında yarattığı olumlu değişimleri içinde taşımanın ötesine geçerek paylaşmak isteyen Ekin İlyasoğlu, Hindistan Başkonsolosu Shiri Mijito Vinito ve uzun yıllardır çalışmalarını Türkiye'de sürdüren Ayuvedik tıp uzmanı Hint kökenli Dr. Koshlendra Pratap'la bir araya geldik. İlyasoğlu, aslında 2022 yılında Bodrum'da çok tesadüfi oluşan bir Ayurveda Festivali düzenlemişti. İkinci Uluslararası Ayurveda Festivali-AYURFES ise daha kapsamlı bir programla Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu'nun desteğiyle 16-17 Kasım'da yine Bodrum'da yapılıyor. Bu yüzden de yılların bilgeliğinden, deneyiminden süzülüp gelen bu bilgilerin, öğretilerin sürdürülebilir olması, bizler sayesinde geleceğe aktarılması çok önemli. Doğal ve yan etkisiz tedavi: Ayurveda, bitkiler, yağlar, baharatlar ve doğal maddeler kullanarak sağlığı destekliyor. Beden, zihin ve ruh dengesi: Sadece fiziksel sağlığı değil, zihinsel ve ruhsal sağlığı da önemli. 12 yıl önce yeme-içme sektörüne adım atan Doğuş Grubu d.ream /Doğuş Restaurant Entertainment and Management/ çatısı altında sektörün önde gelen restoranlarını bir araya getirdi ve yeni markalar yarattı.
02 Kasım 2024 07:57
Dünden Bugüne Bir Festivalin Anatomisi
Yıl 2017, Hürriyet Gazetesi ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) iş birliğiyle hayata geçirilen 'Hürriyetle Keşfet'lerin Edirne ayağında gazeteciler, ülkenin dört bir yanından turizmciler bir aradayız. Hande Arslanalp yılların verdiği deneyimle organizasyon ayağını üstlenirken biz içeriğe yoğunlaştık. İlk İzmir GastroFest'Göç' temasıyla 2018'de düzenlendi. Beşinci yılda ise her geçen yıl erişimin zorlaştığı suyun da yaşamın olmazsa olmazı olduğu düşüncesiyle konuya 'Geleceğe Miras: Tatlı ve Tuzlu Su Kaynaklarımız' olarak devam etmeye karar verdik. Bu nedenle de 3 Kasım'da yedincisi gerçekleşecek İzmir GastroFest'te her geçen yıl ulaşmakta zorlaştığımız gıdaya odaklanmaya karar verdik. Bu kez gıdayı üretenleri, dağıtanları ve tüketenleri gıda sistemleri ve politikalarının merkezine koyan, sürdürülebilir yöntemlerle, sağlıklı gıda üretme ve kendi gıda, tarım sistemlerini tanımlama olarak özetleyebileceğimiz 'Gıdanın Egemenliğini' konuşmak üzere bir araya geliyoruz.
29 Ekim 2024 07:37
Bugün Yapmazsak Ne Zaman Biz Yapmasak Kim Yapacak
Kısa bir süre önce Türkiye turizminin öncü isimlerinden, kurucusu olduğu Magic Life Otelleri'yle 1990 yılında 'her şey dahil' sistemi başlatan Cem Kınay ve ailesinin kökleri Konyalı olan eşi, ünlü yapımcı ve iletişimci Elif Dağdeviren'den "Dünyanın ilk otellerinden birinde, 800 yıllık Selçuklu Kervansarayı'nda tarihle iç içe bir deneyim" daveti alınca doğrusu bu denli büyüleyici ve etkileyici bir projeyle karşılaşacağımı düşünmemiştim. Obruk Kervansaray Müze Otel Rumi Tat ve Koku Müzesi'nin hikâyesini Kervansaray'ın sınırları içinde olduğu Karatay ilçesi Belediye Başkanı Hasan Kılca ve bu tarihi yapının otel olma fikrini oluşturan Cem Kınay'dan dinledim. İki dönemdir de 400 bin nüfuslu Karatay'ın 'Belediye Başkanlığı' görevini sürdürüyor. 13'üncü yüzyılda, Anadolu'nun en büyük obruklarından 'Kızören Obruğu'nun hemen yanında inşa edilen İpek Yolu güzergahı üzerindeki Kervansaray 1900'lü yılların başına dek han olarak kullanılmış. Ticaretin yoğun olduğu dönemlerde günlük yürüyüş mesafesi her 30-40 kilometrede bir olan hanlarda tüccarlara üç gün boyunca hiçbir ücret talep edilmeksizin konaklama, yeme içme hizmeti verilir, bir sonraki hana dek yetecek iaşesiyle yolcu edilirmiş. 2019'da yapıyı koruma altına almak üzere Vakıflar restorasyona başlamış, Hasan Kılca belediye başkanı olunca da restorasyonu devralmış. Kervansaraylar otel olursa sürdürülebilir olur düşüncesinde olan Kınay, başkana müze otel yapmayı önermiş. Tüm çevresinin lavanta bahçesine dönüştürüldüğü Müze Otel, 11 oda ve iki de süit daireden oluşuyor. Selçuklu Mimarisi yapılarını, tarihi camilerini çok sevdiğim Konya, ilk kez gittiğim Karatay ve Obruk Kervansaray Müze Otel Rumi Tat ve Koku Müzesi sonbahar ve kış seyahat programınızda olsun derim... SAVATRA ANTİK KENTİ Selçuk Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı Doçent İlker Işık ile birlikte kazıların başında olduğu Savara Antik Kenti'ni de dolaştık. Yine kazılarda bulunan anıtsal üst yapı elemanı süslemesinin üzerindeki Turkin yazısı da 1071 öncesi Anadolu'da Türklerin varlığına işaret eden önemli bir kanıt...
19 Ekim 2024 08:06
Yurtdışına Talep Artarken...
TUİK verilerine göre 2023 yılında yurt dışına çıkan Türklerin sayısı 11 milyon 167 bin 433'e ulaşmış. Harcanan toplam para 7 milyar 68 milyon 901 dolar, kişi başı ortalaması de 639 dolar olmuş. Neden bu konu derseniz sebebi basit: Bu yıl kiminle karşılaşıp konuştuysam herkesin yurt dışında tatili daha ucuz bulduğunu ve tatilinin hiç olmazsa bir kısmını yurt dışında geçirdiğini söylemesi. Biz de geçen hafta sonu Milano'ya gittik. Zaten çok da kısa olan yaz sezonu boyunca otellerin ve restoranların -birkaç istisna dışında- doluluk oranları yüzde 50'lerin üstüne pek fazla çıkamadı. Restoran 2001 yılında üç arkadaş tarafından ulaşılabilir fiyatlar ve küçük yaratıcı dokunuşlarla deniz ürünleri ve balık restoranı olarak kurulmuş. Bir seferde en fazla 40 kişi ağırlayıp, sadece İtalyan şarapları sunuyorlar. Geçen hafta içinde İstanbul'da ilk iki mağazasını açan Flying Tiger Copenhagen'ın Küresel CEO'su Martin Jermiin ve markayı ülkemize getiren Karaca Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Genel Müdürü Sami Hotak'la Galata Port'ta Roka Restoran'da bir araya geldik. Kuruluş hikâyesi de ilginç. Danimarkalı Lennart Lajboschitz'in eşi Suz ile 1980'lerin başında Kopenhag'taki bit pazarlarından birinde kullanılmış şemsiyeler satmaya başlar. 1995 yılında ise ürün çeşitlerini zenginleştirdikleri içindeki her şeyin 10 Kron olduğu, telaffuzu Danimarka dilinde 'onlukla' çok benzer olan Tiger adlı ilk mağazaları gelir. Global bir marka olmaya karar verdiklerinde de adlarını 'Flying Tiger/ Uçan Kaplan" yaparlar. Bugün ise 37 ülkede toplam 1000 kadar mağazayla faaliyet gösteriyorlar. Martin Jermiin, "Flying Tiger Copenhagen'da ürünlerin güzel görünmesi için değil, insanların kendilerini iyi hissetmeleri için tasarım yapıyoruz.
12 Ekim 2024 07:44
Bodrum'da Büyük Buluşma
Geçen hafta sonu Maça Kızı sıra dışı bir etkinliğe imza attı. Projenin ardında Türkiye'nin turizm elçisi, Maça Kızı ile Bodrum'u dünya sahnesine taşıyan Sahir Erozan ve ülkemizin gurur kaynağı, en önemlisi de bugüne dek tanıdığım en mütevazı şef olan Aret Sahakyan vardı. Sanıyorum, her biri birer yıldız ve yıldızı olan 7 şefi bu çok özel, düşüne taşına planlanmış "Gastronomy Weekend" etkinliği dışında kimse kolay kolay bir araya getiremezdi. Cuma akşamı Aret Sahakyan'ın bu yaz başında açtığı tam anlamıyla olgunluk dönemi imza restoranı olan, Maça Kızı'nın kurucusunun adını taşıyan Ayla'da sadece etkinliğe katılan şefler ve yeme- içme sektörünün önde gelen isimleriyle bir araya geldik. Cumartesi akşamı ise Aret Sahakyan'ın ev sahipliği yaptığı Maça Kızı Restoran'ın mutfağını Maksut Aşkar, Cenk Debensason, Ozan Kumbasar, Osman Serdaroğlu, Osman Sezener ve Pınar Taşdemir paylaştılar. Pazar günü de Maça Kızı'nın imzalarından bir olan Pazar Brunch'ına da şefler yine birer yemekle katılmışlardı. Yaklaşık 300 yıllık Tarihi Cağaloğlu Hamamı'nın içinde yer alan Lokanta 1741 İstanbul'un en kişilikli restoranlarından biridir. Durukan aileden restorancı, dedesi Otağ restoranı 1954 yılında açmış. Lokanta 1741 açıldığından bu yana da mutfağın başında. İnsan yüzüne baktığında Ulaş Durmaz'ın zaten çok genç olduğunu anlıyordu ama olgun kişiliği, duruşu ve en önemlisi yemekleriyle insanı etkileyen şefin 25 yaşında olduğuna inanmak güçtü. Geçen hafta başında tekrar bir araya geldik. Ortunç'un bulaşıkhanesinde 14 yaşında çalışmaya başlaması, babası Vedat Durmaz'ın Ayvalık'ın en iyi aşçısı olması hem lisede hem üniversitede aşçılık okuması, ardından üç yıla yakın ünlü şef Şemsa Denizsel'le çalışması da onun en büyük artıları arasında.
05 Ekim 2024 08:04
Uluslararası Lüks Otellerde Değişim
1990'lara, hatta 2000'li yıllara dek Türkiye'deki lüks segmentteki uluslararası zincir otellerin hiçbirinde Türk'Genel Müdür' 'Executive Chef' bulunmazdı. Daha dün gibi ama 2014 yılındaki açılışta neredeyse tüm üst düzey ekip yurt dışından gelmişti. Tunç Batum meslek serüvenine Hilton Otellerinde başlamış, 35 yıl içinde İstanbul'dan Antalya'ya birçok tesiste üst düzey yöneticilik yapmış. Aslında Batum lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümünde yapmış. Bu yıl Bodrum'a daha çok üst gelir düzeyindeki müşteriye hitap eden oteller çok iyi yapmış. 2001 yılında, Paris ve Atina'daki Nobu'da suşi ustası olarak başlayan, üç Michelin yıldızlı Lasarte'de ustalığını pekiştiren, Hong Kong'daki Gaia Restoran'da baş şef, Mykonos Solymar'da Executive Chef olan, Coya'nın kuruluşunda görev alan Tsouris şimdi 'aşığım' dediği İstanbul'da ve Sunset'in mutfağının başında. Barış Tansever'in henüz 27 yaşındayken açtığı Sunset Grill Bar o günlerden bu yana İstanbul'un popülerliğini yitirmeyen, mutfak, servis, sunum kalitesini ise hep ileriye taşıyan sosyal ve gastronomik buluşma noktalarından biri oldu. 30 yıldır her özel kutlamada, buluşmada ilk akla gelen yer olmak kolay değil. 24 yıl önce Halkla İlişkiler Müdürü olarak ekibe dahil olan, halen Genel Müdür olarak çalışan Kimya Çulha Sunset'in temel taşlarından. Üniversite'de iktisat okumuş, kısa bir süre farklı işlerde çalışmış ama yiyecek içecek sektörüne duyduğu ilgi nedeniyle Londra'da 'Hotel Management eğitimi almış ve ablası Alize'nin eşi Barış Tansever'in kurduğu Sunset'te çalışmaya başlamış. İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü, Barış Tansever'in kuzeni Ebru Tansever de Rehberlik ve Psikoloji eğitimi almış, bir süre farklı sektörlerde çalışmış, sonra Londra'ya taşınmış ve otel işletmeciliği ve pazarlama alanında çalışmış. Tansever, "Daha fazla kadınla çalışmak isterim. Mutfakta, yönetimde, ofis kadrolarında kadınlarımız var, ancak maalesef salonda yeterince yok. Bu konuda çalışıyorum ve servis ekibinin yüzde 50'sinin kadın olmasını hedefliyorum" diyor.
28 Eylül 2024 08:01
Gaziantep'in İlkleri Bitmez
Ama içlerinde hiç aklımdan çıkmayanı son Gaziantep seyahatim oldu. Gaziantep'e sayısını unuttuğum kadar çok gittim, son 20 yıl içinde. Ancak bu son gidişimde en çok etkisinde kaldığım, daha önce de Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile birlikte ziyaret ettiğim, 2001 yılında Burç Ormanı içinde 1000 dönüm arazi içinde kurulan dünya sıralamasında dördüncü, Türkiye'nin en büyüğü olan Hayvanat Bahçesi'ndeki gelişmelerdi. Ardından da 15 yıl önce yaptıkları başıboş dolaşan 800 köpek ve 100 kediyle koruma altına aldıkları 'barınağı' dolaştık. Belediye'nin 153 GiKOM ihbar hattına 9 ilçeden gelen hasta, yaralı, başıboş ya da saldırgan tüm ihbarlar değerlendirilip çözüm üretiliyor. İMAM ÇAĞDAŞ: 137 yıl önce açılan İmam Çağdaş kentle özdeşleşen mekanların başında geliyor. HIŞVAHAN: Yaklaşık 500 yıllık Hışvahan'ın restore edilip otele dönüşmesinin ardından Mine Özmen tarafından açılan Develik Restoran kentin geleneksel mutfağını modern dokunuşlar ve sunumlarla harmanlıyor. MUTFAK SANATLARI MERKEZİ: Gaziantep Büyükşehir Belediye tarafından 2016 yılında Gaziantep Mutfak Kültürünü geleceğe taşımak amacıyla kurulan MSM hem restoran hem de araştırma merkezi olarak hizmet veriyor. HAVARA RESTORAN: Panorama 25 Aralık Kahramanlık Müzesi kompleksinin içinde yer alıyor. MUTFAĞIN SOKAK MODU / MSM: Kamil Ocak Millet Bahçesi'nde yer alan MSM'de Antep'in sokak yemeklerini farklı bir sunumla servis ediyorlar.
27 Eylül 2024 08:11
Tayland Mutfağını Sevdiren Lokanta
Daha dün gibi ama 18 yıl geçmiş, Uzakdoğu'nun en sevdiğim mutfaklarından biri olan Tayland Mutfağını temsil eden Çok Çok Thai'nin İstanbul'da açılmasının üstünden. Tayland Ticaret Bakanlığı ve Tayland Kraliyet Hükümeti tarafından standardını koruması ve servisteki yetkinliğiyle Tayland mutfağının otantik lezzetini garanti etmek için verilen 'Thai Select' ödülünü de aldı. Bu ödül aynı zamanda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un konuşmalarında sık sık dillendirdiği gibi, İstanbul gibi bir dünya başkentinde Türk Mutfağının çeşitliliğini, zenginliğini gösteren restoranlar kadar farklı ülkelerin mutfaklarının en iyi temsilcilerinin olmasını gösterdiği için de önemli. Lifli bir meyve olan mangonun ana vatanı Hindistan olarak biliniyor, zaten üretimde de ilk sıradalar. Ağacı 35-40 metre yüksekliğe ulaşabiliyor, 300 yıl meyve veren türleri de var. 2015 yılında Mısır'dan 27 fidan getirip Alanya Gazipaşa'da denemelere başlıyor. 2019 yılında ektiği mango ağaçları meyve vermeye başlayınca 17 konteynırla 54 bin fidan getiriyor. Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu'nun, asistan küratörlüğünü ise İrem Büşra Coşkun'un üstlendiği 'Solo Botter: Komet' başlıklı sergide sanatçının 1960'lı yılların sonundan başlayarak erken dönem örneklerinden "alto modern" adını verdiği beyaz fonlu kavramsal minimalist resimlerine uzanan özel bir seçki yer alıyor. Bu kimselere benzemez, döneminin öncülerinden olan sanatçıyı daha yakından tanımak ve anlamak için büyük bir fırsat olan İBB Kültür ve İBB Miras ev sahipliğinde düzenlenen, Ocak 2025'e dek açık kalacak sergiye vakit ayırın derim...
21 Eylül 2024 08:04