DEM Parti'li Kayapınar Belediyesi Eş Başkanı Cengiz Dündar, DEM Parti Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ, İHD kurucularından Nimet Tanrıkulu, MKG Başkanı Roza Metina'nın yanı sıra Kürt basınından gazeteciler, kitle ve meslek örgütü yöneticileri ve aydınlar da var bu listede. İlan edilmeden, fiilen uygulanan bir tür olağanüstü hal kapsamında toplum bir yandan yakın bir zamanda enflasyonun kontrol altına alınacağı, ekonomik göstergelerin iyi gittiği demeçleriyle oyalanırken diğer yandan da nereye varacağı belli olmayan bir 'çözüm' süreci beklentisine sokulmuş durumda. Erdoğan söylüyor: "Bölgemiz, kuzeyi ve güneyiyle adeta cayır cayır yanıyor. Cumhur İttifakı olarak tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Türkiye'nin hem siyasi ve ekonomik istikrarını korumanın hem sosyal barışını tahkim etmenin hem de hedeflerimize doğru yürüyüşümüzü sürdürmenin mücadelesini veriyoruz." Milli birlik ve beraberliğin koşullarının herhangi bir seferberliğin yetersiz saikleri yüzünden elde toplumsal kesimler arasındaki ittifakların bozulması ve zorunlu biat kaldı. Erdoğan ise bu tür hizmet kurumlarına el atan, kendisinden ve tarikatlardan olmayan belediyeleri "Hırsları boyunlarını aşmak"la suçluyor. Erdoğan'ın son çağrısı şöyle: "Kendini bu ülkeye, bu millete karşı mesul hisseden herkesin bu mücadeleye destek vermesi, katkı sunması, en azından yıkıcı muhalefetten kaçınması gerekir." Yıkıcı muhalefet her şey olabilir. Çünkü dünya karışık! YAZARIN DİĞER YAZILARI Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin! 04 Ekim 2024 04:55 Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05 İsrail'in kirli savaşı 20 Eylül 2024 06:00 Narin'in gerçek sırrı 13 Eylül 2024 05:23 Halaydan büyük meseleler 06 Eylül 2024 05:41 SETA'dan gelen imdat 30 Ağustos 2024 04:55
Kaynak: Evrensel, Nuray SANCAR
29 Kasım 2024 05:56
Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız
Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Serenay'a Kayyım Atansın Olsun Bitsin!
Popüler oyuncuların aslında ne kadar yeteneksiz, beceriksiz oldukları fakat arkaları güçlü olduğu için bütün dizi projelerinde onların yer aldığı konuşuldu. Menajerlik ajansı işleten ve yapımcıları, kanalları ve dijital platformları yönlendirebildiği gibi, gözdesi olan oyunculara milyonlar kazandıran onunla iyi geçinmeyenleri sektörden silebilen Ayşe Barım popüler sanat sektöründeki kartelleşmenin-tekelleşmenin günah keçisi olarak hedefe alındı. Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Hazal Kaya ve daha kimler kimler Barım'ın hiç yoktan yarattığı isimlerdi. Bu kadar "-mış" "-muş" arasında boşalan öfke güya antitekel, antiemperyalist bir birikimden fışkırıyor. Neredeyse adı geçen sanatçıların yerine kayyım atayalım denecek. Çünkü iktisadi kriz istimli tekelleşmeyi de etkiledi. Hayattan kopuk, sabun köpüğü kıvamındaki çerezlerle oyalanan 'total.' Sonuç olarak kimsenin tekeli diğerinden hallice değil. 27 Aralık 2024 06:40 Çakma halk devrimi, imitasyon Che Guevera 20 Aralık 2024 05:33 Suriye'de bitmedi, sürüyor, sürecek o kaos... 13 Aralık 2024 05:00 Aile hekimliği yönetmeliğinin yakın sonucu güvencesizlik, şiddet ve çeteleşmedir 06 Aralık 2024 06:10 28 Şubat yaşıyor, yaşatılıyor! 01 Aralık 2024 04:58 Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25 Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin! 01 Kasım 2024 05:02
17 Ocak 2025 04:35
Okulun Ebedi Paydos Zili
Özellikle emekçi sınıfların çocukları için. Eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un 2020 yılında "Herkes üniversite eğitimi almak zorunda değil. Çünkü sen ağa, ben ağa, bu inekleri kim sağa?" vecizesi bir vesileyle yeniden güncellendi. Eğitim Sen son gelişmeye tepki gösterdi ve şöyle bir açıklama yaptı: "Ülkü Ocakları, bugün devlet tarafından kamu yararı yürüten kuruluş olarak isimlendirilse de biz ne anlama geldiğini aslında çok iyi biliyoruz. Bu ülkede, karanlık bir geçmişi olan, dönem dönem mafyatik ilişkiler, dönem dönem cinayetlerle anılan bu yapının, bugün yaygın eğitim faaliyeti yürütebilecek hale getirilmiş olması gerçekten kaygı verici. Hem okullardaki eğitimin niteliği hem çocukların ırkçı yapılarla bu denli yüz yüze kalma hali gerçekten kaygı verici." Daha önce demokratik ve sosyalist ülkelerde uygulanan, eğitim ile üretim sürecini birleştirerek çok yönlü yetişmiş bireyler ve emek gücü ortaya çıkaran politeknik eğitimin günümüzün sermaye sistemi tarafından vurkaç, rant ve kâr odaklı bir bakış açısıyla içinin boşaltılarak tatbik edilmesinin örneği bu adımlar kafa ve kol emeği arasındaki ayrımı da derinleştiriyor. Bu nesil vurdulu kırdılı işlerin de ara eleman ihtiyacını karşılayabilir. 27 Aralık 2024 06:40 Çakma halk devrimi, imitasyon Che Guevera 20 Aralık 2024 05:33 Suriye'de bitmedi, sürüyor, sürecek o kaos... 13 Aralık 2024 05:00 Aile hekimliği yönetmeliğinin yakın sonucu güvencesizlik, şiddet ve çeteleşmedir 06 Aralık 2024 06:10 28 Şubat yaşıyor, yaşatılıyor! 01 Aralık 2024 04:58 Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25 Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin! 01 Kasım 2024 05:02'Çözüm'süz süreç 25 Ekim 2024 15:05
10 Ocak 2025 04:54
Metinler Daima Yaşar
'90'lar Beyaz Toroslara bindirilip götürülen insanlardan bir daha haber alınamadığı, yargısız infazların yapıldığı, gözaltında kayıplar, ölüm çukurları, işkence ile anılan, "Yeşil" kod adlı milisin terör estirdiği gayrinizami harp zamanlarıydı. Metin Göktepe gazeteciliğe böyle bir kaos ortamında başladı. Uğur Mumcu'nun otomobiline bomba koyularak öldürülmesinin üzerinden 31, Metin'in öldürülmesinin üzerinden ise 29 yıl geçti. Uğur Mumcu'nun 'araştırmacı gazeteciliği'nden ve Metin Göktepe'nin 'emek ve hak gazeteciliği'nden kalan miras tam da bu eylemlilik ortamında buluyor can suyunu. Metin Göktepe böyle yaşatılıyor. 27 Aralık 2024 06:40 Çakma halk devrimi, imitasyon Che Guevera 20 Aralık 2024 05:33 Suriye'de bitmedi, sürüyor, sürecek o kaos... 13 Aralık 2024 05:00 Aile hekimliği yönetmeliğinin yakın sonucu güvencesizlik, şiddet ve çeteleşmedir 06 Aralık 2024 06:10 28 Şubat yaşıyor, yaşatılıyor! 01 Aralık 2024 04:58 Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25 Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin! 01 Kasım 2024 05:02'Çözüm'süz süreç 25 Ekim 2024 15:05 Hiçbir şey olmamışsa da bir şeyler oluyormuş gibi çözüm süreci 18 Ekim 2024 05:07
08 Ocak 2025 04:12
Dünyayı Uyandırmak Değil, Uyutmak İçin Miting
1 Ocak'ta Galata Köprüsü'nde "Dünyayı uyandırıyoruz", "dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa; Bir güneş doğuyor" temasıyla düzenlenen Gazze'yle dayanışma mitinginin söylem havuzu olguların, kavramların ve anlamların nasıl altüst edildiğini gösterdi. Ortadoğu'da Türkiye'nin önderlik ettiği bir coğrafya devrimi yaşandığını, iktidarın Suriye'deki Heyet Tahrir el Şam yönetiminin velisi olduğunu iktidar ve bağlı kuruluşları her dakika tekrarlıyor. Yeni Şafak İnternet Yayın Yönetmeni Ersin Çelik, aynı gün TVNET canlı yayınında "Halep ve Şam fetholunmadan, İslam komutanlarının karargahı olmadan Kudüs fethedilmemiştir. Hz. Ömer'den beri böyledir. Coğrafya devriminin merkezinde Türkiye vardır. Nöbeti de Galata Köprüsü'nde tutulmaktadır" diye konuşurken kürsüden, 'Millet Mescidi Aksa'yı da özgürleştirecektir' diye sesleniliyordu. Yayılmacı ve fetihçi siyaseti Ortadoğu'nun mazlum halklarının kurtarıcı tek yolu olarak gösteren resmi-sivil ajitasyon, iktidarın aynadaki yansıması olarak Suriye'nin çiçeği burnundaki şeriatçı yönetimine işaret ediyordu. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi! Başta ABD vatandaşları olmak üzere Suriye'deki kesimlere eşit ve müsamahalı davranması dikte ediliyor, böyle olmazsa koltuktaki konforunun çok uzun sürmeyeceği de ima ediliyordu. Emekçi sınıfları savunan program olmadan hiçbir el koyma devrim olmaz. 27 Aralık 2024 06:40 Çakma halk devrimi, imitasyon Che Guevera 20 Aralık 2024 05:33 Suriye'de bitmedi, sürüyor, sürecek o kaos... 13 Aralık 2024 05:00 Aile hekimliği yönetmeliğinin yakın sonucu güvencesizlik, şiddet ve çeteleşmedir 06 Aralık 2024 06:10 28 Şubat yaşıyor, yaşatılıyor! 01 Aralık 2024 04:58 Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25 Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin! 01 Kasım 2024 05:02'Çözüm'süz süreç 25 Ekim 2024 15:05 Hiçbir şey olmamışsa da bir şeyler oluyormuş gibi çözüm süreci 18 Ekim 2024 05:07 Yenikapı ruhu 2.0 11 Ekim 2024 04:50
03 Ocak 2025 04:58
Türk-iş Toplu Sözleşme Masasını Devirirken Kime Sordu?
2021 yılında Asgari Ücret Tespit Komisyonunun toplanacağı saatte Halk TV muhabiri boş salonu görüntülemişti. Bu son tur toplantıya gerek duymadan, masada işçi temsilcileri olmadan, Tayyip Erdoğan asgari ücretin miktarını açıkladı. 2024 asgari ücreti açıklandıktan sonra Türk-İş Başkanı Ergün Atalay yılda bir kez yapmak zorunda kaldığı olağan mağduriyet konuşmasını yaptı. 2021'de ve aslında hiçbir zaman, göstermediği inisiyatifinin sorumluluğunu işveren ve hükümet temsilcilerinin üzerine atarak "Bundan sonra bizi çağırmasınlar biz yokuz" diye konuştu. Daha önce o masaya konfederasyona bağlı sendika temsilcileriyle oturan Atalay, bu kez bir kuaför, bir taşeron, bir engelli ve bir "kadınımız" ile oturmuştu. Mağduriyet konuşmasında "Biz tankların önüne yatanlardık" hamasetinin ardından "Sözümüzü dinlemiyorlar, o yüzden bir daha komisyona katılmayacağız" diyen Atalay'ın 29 bin küsurluk asgari ücret talebi ile iktidar ve işveren tarafının anlaştığı 22 bin lira arasındaki aralık öyle görünüyor ki Türk-İş'in şimdiye kadarki sorumsuzluğunun üstünü örten bir mazeret imkanı sağlamış görünüyor. Çünkü bu mevzuatın yaşaması işçilerle patronlar sınıfı arasındaki güç ilişkisine bağlıdır. YAZARIN DİĞER YAZILARI Çakma halk devrimi, imitasyon Che Guevera 20 Aralık 2024 05:33 Suriye'de bitmedi, sürüyor, sürecek o kaos... 13 Aralık 2024 05:00 Aile hekimliği yönetmeliğinin yakın sonucu güvencesizlik, şiddet ve çeteleşmedir 06 Aralık 2024 06:10 28 Şubat yaşıyor, yaşatılıyor! 01 Aralık 2024 04:58 Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25 Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin!
27 Aralık 2024 04:04
Çakma Halk Devrimi, İmitasyon Che Guevera
Bundan böyle, doğum adı olan Ahmed el-Şara'yı kullanacağını açıklayan Ebu Muhammed el-Colani'den, İngiltere ve ABD'de geçirdiği iki aydan sonra sarığını ve kamuflaj giysisini çıkartıp dağınık uzun sakallarını düzeltip, İsrail markalı üniforma giydirerek Che Guevera imitasyonu olarak siyasal piyasaya süren hegemonik güçler Suriye'de bir halk devrimi gerçekleştiğine inanılsın istiyor. 22 buçuk yıl önce AKP'nin sandıktan çıkarak iktidara gelişini "muhafazakar", "Ak" veya "sessiz" devrim diye tanımlamaktan imtina etmeyenler ve hatta Erdoğan bu kavramı kullanıyor. Colani füze fırlatma rampası olmak istemediklerini söylese de Suriye çoktan bir fırlatma ve fırlama tahtası oldu zaten. Bu iktidar, halkını Suriye'deki yapılanmanın halk devrimi olduğu konusunda kandırıyor. Bir saç sakal tıraşı, bir 'Made in İsrail' üniforması ile Che de olunmaz. 13 Aralık 2024 05:00 Aile hekimliği yönetmeliğinin yakın sonucu güvencesizlik, şiddet ve çeteleşmedir 06 Aralık 2024 06:10 28 Şubat yaşıyor, yaşatılıyor! 01 Aralık 2024 04:58 Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25 Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin! 04 Ekim 2024 04:55 Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05
20 Aralık 2024 04:38
Suriye'de Bitmedi, Sürüyor, Sürecek O Kaos...
Şam'da Heyet Tahrir el Şam'ın kurduğu geçici hükümetin kontrol ettiği alanın, Türkiye destekli Suriye'Milli' Ordusu'nun geçici başbakan atayarak el koyduğu arazinin, bir de merkezi Rojava'da olan SGD'nin harekat alanının istikrarsız sınırlarında kaos devam ediyor. HTŞ'nin el Kaide'den gelen lideri "Bizden korkmayın, Suriye'yi herkesle birlikte yöneteceğiz" diye ılımlı mesajlar veriyor. Ne var ki, Suriye'de Esad'ın ve bir kısım Alevi ordu mensuplarının ülkeyi terk edip geride kalan bürokrasinin de zaten çökmüş devletin devir teslimini 'barışçıl' bir biçimde yapmasından sonra bile Suriye'nin siyasi akıbeti belirsiz. Rusya'nın ve İran'ın birbirini, niye direnmedi diye Esad'ı ve üstü örtük olarak arada Türkiye yönetimini suçlayarak el çektikleri ve ABD-İsrail planına teslim ettikleri Suriye, İsrail tarafından dövülmeye devam ediliyor. Suriye'deki kaynakların ve arazinin paylaşım savaşı da gerçekte yeni başlıyor. Türkiye'nin anlı şanlı müteahhitleri, devlet kasasından beslenerek, muhtemel geriye dönüşün Suriye'ye akıttığı ucuz emek kitlesinden yararlanarak binalar dikmeye, Suriye'de sermaye biriktirmeye oldukça hevesli. Suriye'de sanki iyi bir şeyler olmuş gibi iktidarın sözcüleri Suriye savaşından galip çıkanın Türkiye ve Erdoğan rejimi olduğunu iddia ediyor. Suriye'de bir tek kazanan var oysa ki. YAZARIN DİĞER YAZILARI Aile hekimliği yönetmeliğinin yakın sonucu güvencesizlik, şiddet ve çeteleşmedir 06 Aralık 2024 06:10 28 Şubat yaşıyor, yaşatılıyor! 01 Aralık 2024 04:58 Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25 Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin! 04 Ekim 2024 04:55 Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05 İsrail'in kirli savaşı 20 Eylül 2024 06:00
13 Aralık 2024 05:00
Aile Hekimliği Yönetmeliğinin Yakın Sonucu Güvencesizlik, Şiddet Ve Çeteleşmedir
Broşürde "Aile hekimliği henüz kapitalist düzenle bütünleşip sağlıktan kâr elde etmeye dayalı bir yapı haline gelemediği dönemlerde elinde çantasıyla müşterilerini dolaşan çağ dışı bir doktor modeliydi" deniyordu. Gerçekten de aile hekimleri sağlığa devlet bütçesinden ayrılan payın azaltıldığı, sağlık hizmetindeki özelleştirmelerin hız kazandığı bir süreç içinde bina kirasını, personel maaşını temizlik giderlerini kendileri ödeyen ve devlet disiplini ve özelleştirme baskısı altında ayakta kalmaya çalışan geçiş dönemi aktörleri oldular. Antalya Tabip Odasının açıklaması yönetmelikteki dayatmaları şöyle formüle etti: "Muayene hedefi 75+ olacak, düşük olursa para keserim, sağlık kuruluşları dahil kişinin muayene sayısı 7'den çok olursa yine para keserim; antibiyotik, mide koruyucusu, anti enflamatuar yazmayacaksın yine para keserim, hastayı memnun edemezsen yine para keserim, memnun edecek şeyler yaparsan yine keserim, nüfusunu düşüremiyorum ama hedefini büyük koydum, başaramayacağın için her halükarda kesiyorum. Her türlü hastaneye gitmek serbest, hastanelere de çok hasta baktıkları için çok döner ödüyorum, 10 güne bir randevu verecekler ama ben senden kesiyorum." Aile hekimlerine performans kriterleri dayatan ve bölgedeki diğer aile hekimleriyle rekabete zorlayan, doktorun hastasına ne yazacağına, hangi yoğunlukta yazacağına karar veren iktidar hekimler için mesleği yapılamaz hale getiriyor. Sağlıkta dönüşüm "Artık doktor dövebiliyoruz" diye böbürlenen şiddete eğilimli yurttaş imal etmişti. Bu yüzden aile hekimleri arasında eziyet ve zulüm yönetmeliği olarak adlandırılıyor. Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Derya Mengücük şunu söylüyor: "Yönetmelik diyor ki her sözleşme yenileneceği zaman bakanlıkça belirlenen kriter, hedefler ve aile hekimlerinin, ebe ve hemşirenin bu hedeflere ulaşıp ulaşmama durumuna göre sözleşme yenilenecek. Bu bölgesel olarak da değişebilecek diyor. Burada biz bu hedef ve kriterleri başından bilmiyoruz, sözleşme dönemi geldiğinde öğreneceğiz. Dolayısıyla çalışırken hangi hedefleri tutturmamız gerektiğini hangi başarıyı sağlamamız gerektiğini bilmeden bir sözleşme imzalamamız bekleniyor." Halk sağlığını değil; ay sonunda ne kadar ücret veya maaş alacağını, sözleşmesinin bir sonraki yıl yenilenip yenilenmeyeceğini bilemeyen güvencesiz sağlık emekçisi profiline siyasi yatırım yapan bir yönetmeliğin kaçınılmaz sonucu şiddettir, çeteleşmedir, kâr odaklı piyasalaşma bağlamında ücret sisteminin feshi ve yolsuzluktur… 01 Aralık 2024 04:58 Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25 Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27 Arka taraf! 04 Ekim 2024 04:55 Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05 İsrail'in kirli savaşı 20 Eylül 2024 06:00 Narin'in gerçek sırrı 13 Eylül 2024 05:23
06 Aralık 2024 04:35
Ya Bendensin Ya Da Her Şey Kötü Olacak
Oysa bütçe sağlığa, eğitime, sosyal politikalara bir yıl boyunca ne kadar pay ayrılacağının kaydı olacak. Bahçeli Kürt siyasetine hitaben "Benim uzattığım elin kıymetini bilmezseniz her şey daha kötü olacak" demişti ve bu kötülük baş gösterdi. Bu eski kasette "vatan, millet, Sakarya" yorumunda birleşemeyen milleti en küçük unsurlarına kadar bölmek, iktidarın kendi korkularını topluma mal ederek telafi etmek var. Mezuniyet töreninde genç bir kadın teğmen öncülüğünde "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atan Harbiyeliler, her zaman tetikte olan darbe ve FETÖ paranoyasını aktifleştirince bu kendiliğinden gelen pasın ana muhalefet partisine bir bumerang gibi gönderilmesi de bundandır. Tam da bu sırada Bakan Tekin'in yine eski bir hamaseti tekrarladığı "Camileri ahır yaptınız, kendi laikliğinizi bana dayatamazsınız" sözlerini sarf etmesi bir olgudan diğerine koşmaya mecbur edilen CHP eksenli muhalefeti iyice yormaya yaradı. Ancak süreç devam ediyor. 15 Kasım 2024 04:48 Kürtler Türkler birbirini sevsin! 04 Ekim 2024 04:55 Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05 İsrail'in kirli savaşı 20 Eylül 2024 06:00 Narin'in gerçek sırrı 13 Eylül 2024 05:23 Halaydan büyük meseleler 06 Eylül 2024 05:41 SETA'dan gelen imdat 30 Ağustos 2024 04:55 İzmir yangınının anatomisi 22 Ağustos 2024 05:00
22 Kasım 2024 06:27
Arka Taraf!
Ve daima 'arka tarafta' bizim bilmediğimiz bir şeyler olduğunu ima ediyorlar. Özlem Zengin hamfendi de öyle yaptı. Hamfendi sayıları yuvarlamıyor. Çünkü asgari ücrete 17 bin artı 2 TL diye değer biçen iktidarın mensubu o. İkna kabiliyetini küsurata yüklüyor. Arka tarafta konuşalım' diyor. Gerçeğin küsuru da 'arka tarafta', ailenin içinde. Peki arka tarafa geçelim. Oysa verseydi anneliğinin başka türlü kusurları olacaktı. Neden arka arkaya beş çocuk doğurduğu, bakamayacağı çocuklara neden sahip olduğu, neden çocukları evde bıraktığı o arka tarafın mevzuları. Biz ona para diyoruz, başka bir adı yok. 04 Ekim 2024 04:55 Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05 İsrail'in kirli savaşı 20 Eylül 2024 06:00 Narin'in gerçek sırrı 13 Eylül 2024 05:23 Halaydan büyük meseleler 06 Eylül 2024 05:41 SETA'dan gelen imdat 30 Ağustos 2024 04:55 İzmir yangınının anatomisi 22 Ağustos 2024 05:00 Yalvar yakar kredi, yalvar yakar yatırım 16 Ağustos 2024 04:23
15 Kasım 2024 04:48
Kürtler Türkler Birbirini Sevsin!
Kürtler yine terörle aynı cümlede kullanılarak içerde milli birlik dışarıda paylaşım meselesinin kilit aktörü haline getirildiler. İkincisi; Ortadoğu'nun sınırlarının ve statükosunun İsrail taşeronluğu eliyle alt üst olduğu çatışmalı ortamın Türkiye yönetenlerine ve iktidardan nemalanan finans ve tekel çevrelerine sağladığı olanaklar büyüdü. NATO'su ve ABD'si var, direktiflere yalıtkan olmayan bağımlılık ilişkileri var. Üçüncüsü; Şimdilik oy oranı AKP'den yüksek çıkan ana muhalefet partisinin ve seçmenlerinin iktidarın açtığı ortak bir kulvara çekilmesi gerekli görülüyor. Süreç demokratik olmadığı gibi terör de terör gibi değil. Kürt nüfusu da oldukça fazladır. Üstelik terör parantezi genişletilmiştir. Ama Türkler Kürtler birbirini sevsin. Tabii iktidarın çizdiği sınırlar içinde. 04 Ekim 2024 04:55 Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05 İsrail'in kirli savaşı 20 Eylül 2024 06:00 Narin'in gerçek sırrı 13 Eylül 2024 05:23 Halaydan büyük meseleler 06 Eylül 2024 05:41 SETA'dan gelen imdat 30 Ağustos 2024 04:55 İzmir yangınının anatomisi 22 Ağustos 2024 05:00 Yalvar yakar kredi, yalvar yakar yatırım 16 Ağustos 2024 04:23 Dolar karpuzdan ucuz! 09 Ağustos 2024 04:15
31 Ekim 2024 11:43
'Çözüm'süz Süreç
Yeni bir çözüm süreci ihtimali, kaynayan bir coğrafya içindeki, tedirgin edici ama geliştirilebilecek, zihin rahatlatıcı bir gelişme gibi görünmekteydi. Çünkü derini ve yüzeyiyle devlet, Devlet Bahçeli anlamına da gelir. Kürt sorununun yakın muhataplarının Öcalan'dan Demirtaş'a Kandil'den DEM'e, kendisi de bir koalisyon olan DEM'in parçalarına, Kürt nüfus içindeki farklı politizasyon biçimlerine kadar çeşitlenmiş olduğunun hiç anlaşılmadığını gösteriyor; ya da niyetin bu çözüm olmadığını. İktidarın dışladığı kesimler de kendi renklerine göre süreci şekillendirmeye çalıştılar, çalışacaklardır da. Zaten birçok kesim de Öcalan'ın tecridinin kaldırılmasına indirgenmiş 'süreç'in boşluklarını aynı yaklaşımla doldurmaktaydı. Önemli kurumların güvenlik düzeneklerinin İsrail firmalarına yaptırıldığı haberlerinin yapıldığı şu sıralarda, savunmanın kalbi olarak da nitelenen Türk Havacılık ve Uzay Sanayii binasına yapılan saldırı düşündürücüdür. Çatışmaların, operasyonların Ortadoğu'daki dizayndaki rolün bir parçası olup olmadığı da. Öcalan'ın tecridinin kaldırılması sorunun çözümünde sadece bir ilk adım, asgari taleptir. 04 Ekim 2024 04:55 Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05 İsrail'in kirli savaşı 20 Eylül 2024 06:00 Narin'in gerçek sırrı 13 Eylül 2024 05:23 Halaydan büyük meseleler 06 Eylül 2024 05:41 SETA'dan gelen imdat 30 Ağustos 2024 04:55 İzmir yangınının anatomisi 22 Ağustos 2024 05:00 Yalvar yakar kredi, yalvar yakar yatırım 16 Ağustos 2024 04:23 Dolar karpuzdan ucuz! 09 Ağustos 2024 04:15 Hesaplaşma listesi ve yeni vergi kanunu 26 Temmuz 2024 05:41
25 Ekim 2024 04:52