Görüntülerin dünyayı kuşattığı bir çağda, insan acısını ve savaşın yıkımını Don McCullin kadar çarpıcı bir şekilde yakalayan çok az kişi vardır. McCullin'in hikayesi, 1935'te Londra'nın Kuzeyindeki Finsbury Park'ın zorlu sokaklarında başlar. 1950'lerin sonunda McCullin, yerel bir çetenin fotoğrafını çekti—sert genç adamlar, adeta bir filmden fırlamış gibiydiler. Ancak McCullin'in kaderi sadece sokak fotoğrafçılığı değildi. Gerçek yolculuğu, fotoğraf makinesini alıp çatışmaların kalbine doğru yola çıktığında başladı. 1960'larda, dünya çapında savaşlar sürerken McCullin, dünyanın şiddetinin bir kronikçisi haline geldi. Vietnam, Kamboçya, Biafra, Lübnan, nerede savaş varsa, McCullin oradaydı. McCullin, bu tek karede sadece savaşın bedelini değil, ruhu kemiren kalıcı etkilerini de yakaladı. Nijerya İç Savaşı sırasında Biafra'da McCullin, kamerasını sivil nüfusu kasıp kavuran kıtlığa çevirdi. McCullin'in görüntüleri sadece çatışmaların kaosunu aktarmakla kalmadı; kurbanların hikayelerini anlattı. McCullin'in kariyeri geliştikçe, felsefesi de değişti. Fotoğrafçılık ve gazeteciliğe olağanüstü katkılarından dolayı McCullin, 2017'de şövalyelik dahil sayısız onur kazandı.
Kaynak: Anayurt
17 Ekim 2024 09:37
Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız
Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Sisli Bir Güne Uyanmak
Loki yatağından kalıp giriş kapısına doğru yöneldi. Kapıya doğru ilerlerken havanın hala yeterince aydınlanmadığını, koridorda yürürken salonun penceresinden karşı sitenin apartmanlarını göremeyecek kadar yoğun bir sis vardı. Bugün günlerden Emine abla günüydü. Zamanında kapıyı açamadığım için Emine abla daire zilini tekrar çaldırmak için diyafonda tuşlara basıyordu. Emine abla her zaman olduğu gibi ütü yaparak güne başladı. Tasmasını taktım, annesine dışarı çıkacağını haber vermek için onun yanına gitti ve hızlıca geri geldi. Ben ayakkabılarımı giyerken Loki açtığım kapıdan koşarak apartman girişine gitti. Apartmanın dış demir kapısında Loki'nin kayışını da taktım. Parkı karşı yakasından duyduğu bazı diğer köpek seslerine zaman zaman başını kaldırarak dikkat kesiliyor. Her zaman bisikleti ile alışverişe giden apartman görevlisi ceviz ağacının altından geçen beton yürüyüş yolunu kullanarak bakkala doğru gitti. Loki oyun alanından sıkılmış olacak ki dışarı çıkmak için çitin diğer tarafından benim durduğum yere kadar geldi. Etrafa baka baka yan yana kimi zaman o bir şeyleri koklamak için kimi zaman ben sis manzarasını izlemek için durarak sabah yürüyüşümüzü bitirdik.
07 Aralık 2024 09:37
Habercilikte Drone Dönemi
Büyüdükçe Türk Hava Kurumu'nun (THK) model uçakları ile tanıştım. Atlas dergisinde eğer hafızam beni yanıltmıyorsa 1990'larda para motorlarla uçarak Türkiye'nin kuzeyinden güneyine yapılan seyahatte çekilen fotoğraflardan oluşan bir dosya yayımlanmıştı. Ben ilk hava fotoğraflarımı Marmara depreminde askeri helikopter ile deprem bölgesi üzerinde dolaşırken çekmiştim. 2011 ya da 2012 yılında internetin gelişmesi ve YouTube sayesinde drone adı verilen çok pervaneli uçan hava araçları ve elektrikli model helikopterler ile tanıştım. Veri gazeteciliği, grafik gazeteciliği, çizim gazeteciliği, sosyal medya servisleri gibi servisler kuruldu ve bu alanda gazeteciler yetiştirilmeye başlandı. Drone gazeteciliği de bu yeni alanlardan birisi. Kısa zamanda herkes için de ulaşılabilir hale gelmesiyle yaygınlaşmış ve haber kuruluşları ve gazeteciler için mesleklerinin önemli, vazgeçilemez bir parçası haline gelmiştir. Dronelar, 2022 Rusya-Ukrayna savaşında 2023 yılında yaşadığımız büyük depremde, yıkılan şehirlerin ayrıca ülkemizde ve ABD Meksika sınırındaki mülteci hareketlerinin havadan görüntülerini sağlayarak yaşanan dramlar hakkında farkındalık oluşmasına katkı vermişlerdir. Gazetecilerin güvenliği açısından da önemli bir gelişmedir droneların kullanımı. Daha uzun uçuş süreleri, daha iyi görüntü sabitleme ve yapay zeka destekli analiz gibi drone teknolojisindeki gelişmeler, geleceğe baktığımızda olayları anlamamıda daha da önemli bir rol alacağa benziyor. Bu tür teknolojileri kullanmaya devam etmek ve geliştirmek önemli çünkü bu teknolojiler dünyayı bizlere daha yakın hale getiriyorlar.
05 Aralık 2024 09:16
Foto Muhabiri İçin Fotoğraf Yarışmaları Ne İfade Eder?
2024 yılının da sonu geldiğimiz bu günlerde foto muhabirleri için heyecanlı bir süreç başlar. Haber, spor, çevre, portre, genel haber gibi başlıklarda ödüller dağıtılır. Pulitzer Prize for Photography Pulitzer Ödülleri'nin bir parçasıdır. Hem profesyonel hem de amatör fotoğrafçılar için geniş bir platform sunan SWPA (Sony World Photography Awards), dünya genelinde en büyük fotoğraf yarışmalarından biridir. 1944 yılında kurulan POYi (Pictures of the Year International), dünyanın en eski ve prestijli foto muhabirliği yarışmalarından biridir. Foto muhabirleri dünyasında saygın bir yere sahiptir. Magnum Photos ve LensCulture tarafından düzenlenen bu yarışmalar, özellikle belgesel ve foto muhabirliği odaklıdır. Kazananlara kariyer desteği ve uluslararası sergi fırsatları sunar. IPA (International Photography Awards), amatör ve profesyonel fotoğrafçılara yönelik geniş bir platform sunar.
30 Kasım 2024 09:02
Beyaz Çerçeve
Şiddetli yağmurun ardından kar yağmaya başlamıştı. Odamın penceresinden dışarı bakarken, "Acaba iyi bir fotoğraf çekebilir miyim?" diye düşünerek fotoğraf makinemi hazırladım. Geçen hafta sonbahar manzarası nasıl güzelse, bu sabah da kar manzarası aynı güzellikteydi. Loki'yi hazırladım, topunu ve ödül mamasını cebime koydum. Evin kapısını açmamla birlikte Loki hızla koşarak karın içine daldı. Yaklaşık otuz santimetre kar yağmıştı. Tasmasını takmadığım Loki'yi beni takip etmesi için ikna etmek, ödül mamasıyla bile mümkün olmuyordu. Sabah erken kalkan çocuklar, sırtlarında çantaları ve ellerinde kar toplarıyla okula gidiyorlardı. Ağır kömür torbasını küçük bir kürekle soba kovasına dolduruyordu. Kar, ağaçlardaki kalan yaprakları da dökmüş, dalların üzerinde ince bir şerit gibi süzülüyordu. Kar yağışı, görüş mesafesini de kısaltıyordu. Amcam, kömürlükten elindeki soba kovasıyla evine dönerken tekrar gözüme ilişti. Loki, ön ayaklarıyla turuncu topunu tutmuş, dişleriyle küçük küçük kemirerek karın üzerine uzanmıştı.
28 Kasım 2024 09:32
Doğru Soruları Sormanın Gücü
Ancak bunu başarmak için kendime doğru soruları sormam gerekir; sorular, objektifimi yönlendiren, hikâyemi şekillendiren ve dürüstlüğümü pekiştiren unsurlardır. Modern fotoğrafçılığın babalarından Henri Cartier-Bresson bir keresinde, "Fotoğraf çekmek, kafa, göz ve kalbi hizaya getirmektir," demişti. Deklanşöre basmadan önce kendime şu soruları sormalıyım: Örneğin, çatışma anlarını çekerken, "Tüm tarafların insanlığını gösterebiliyor muyum?" sorusu beni yönlendirir. Fotoğrafçılığın efsane isimlerinden Sebastião Salgado bir keresinde, "Tüm ideolojinle fotoğraf çekersin," demişti. Dorothea Lange'in sözlerini hatırlatmak isterim: "Kamera, insanlara bir kamera olmadan nasıl göreceklerini öğreten bir araçtır." Lange, efsanevi Göçmen Anne fotoğrafını çekmeden önce Florence Owens Thompson'un hikâyesini dinlemişti. Savaş ve insan acılarını belgeleyen en beğendiğim isimlerden biri olan James Nachtwey'in sözlerini düşünün: "Tanık oldum ve bu fotoğraflar benim tanıklığımdır." Ancak tanıklık titizlik gerektirir. W. Eugene Smith "Fotoğrafçılık en fazla küçük bir sestir, ancak bazen bir fotoğraf ya da bir fotoğraf grubu, duyularımızı farkındalığa çekebilir." demiştir. Bu "küçük sesi" etkili bir şekilde kullanmak için önce kendime ve çevremdeki dünyaya sorular sormalıyım. Bu sorular, hikâyenin özünü ortaya çıkarmalarına, önemli anları belirlemelerine ve karmaşık gerçekleri görsel olarak iletmelerine rehberlik eder. Bu sorular, anlattığımız hikâyeleri, aydınlattığımız yaşamları ve savunduğumuz gerçekleri yönlendirir.
23 Kasım 2024 09:03
Altın Çerçeve
Nefes almakta zorlanıp, zaman zaman yüzünü gökyüzüne çevirerek etrafında olup bitenden uzaklaşmak ve yeniden nefes alabilmek ister. Birazdan gözlerinizi açtığınızda, "Yok artık, burası gerçek olamaz," diyeceğiniz; karşınızdaki manzara karşısında şaşkına döneceğiniz, hatta inanmakta zorlanacağınız bir sonbahar manzarası hayal edin. Yeşilin tonlarından kızılın, sarının ve kahverenginin farklı tonlarının eşsiz uyumuyla süslenmiş yapraklarla dolu bir ormanın önünde bekliyorsunuz. Çantamdan fotoğraf makinemi çıkardım. Hava kapalı; ince ince yağan yağmur damlaları havada uçuşuyor. Fotoğraf makinemde gerçeğe en yakın sonucu alacak ayarları yaptıktan sonra birkaç farklı açıdan çekimler yaptım. Ardından aracıma dönerek, "Burası böyleyse daha yukarılarda nasıldır?" diye kendi kendime sorarak yola devam ettim. Fotoğraf makinemi kaldırdım, ama tereddüt ederek tekrar indirdim. "Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı" filmindeki sahne aklıma geldi. Fotoğrafçı Sean O'Connell şöyle diyordu: *"Anın içinde kalmak için bazen fotoğraf çekmiyorum."* O an için ona hak verdim. Hava serindi; dökülen yaprakların toprak kokusunu taşıyordu. Sonbaharın özünü yakalamak, benim için derinlemesine kişiseldi.
21 Kasım 2024 09:06
Hayat Pratiği
Ankara'nın belki de en sevdiğim bölgesinde, Tunalı Hilmi Caddesi'nde, geniş bir alanı gözlemleyebileceğim kafenin cam kenarındaki masasında etrafı ve insanları izlemeye başladım. Bu sırada, Ferhan Şensoy'un Haldun Taner'den öğrendiği bir şey aklıma geldi: "Ben her gün 20 sayfa yazarım oğlum" demiş. Şensoy, "Nasıl Hocam, 20 sayfa çok ciddi," deyince, Taner, "Sabah 6'da kalkarım. Daktiloyu balkona atarım, 20 sayfa yazarım," demiş. "Aklıma bir şey gelmeyebilir. Gördüğümü yazarım: 6 buçuk vapuru 5 dakika geç geçti, martılar uçtu, manzarayı yazarım, çocukları alacak okul minibüsü geldi… Bu 20 sayfanın hepsini kullanmak zorunda değilsin. Belki bir gün bir işe yarar, içinden bir paragraf alırsın ya da atabilirsin. Ama nasıl bir marangoz dükkanını açıp sabahleyin çalışmaya başlıyorsa sen de yazar olarak dükkanını açıp çalışacaksın. Her gün yazacaksın." Bu, ondan öğrendiğim bir disiplindir. Hatta o an bilgisayarımı açıp hemen not bile almadan, göz çerçeveme giren yaşananları izlemeye başladım. Genç erkek, çikolatayı sevgilisinin elinden ısırarak yedi. Suratında acı bir ifade olan, elinde bastonu, kısa montu, sakalı ve beresi ile bir adam önümden yürüyerek geçti. Bu bana çok iyi geldi.
16 Kasım 2024 09:05
Depremle Yüzleşmem
12 Kasım Salı günü, yani iki gün önce Kaynaşlı depreminin yıldönümüydü. Depremlerde kaybettiğimiz tüm canlarımızı saygıyla anıyorum. 17 Ağustos depreminde genç ve yeterli tecrübeye sahip bir foto muhabiri olmamam ve ayrıca depremi yaşayan bölgenin İstanbul'a daha yakın olması nedeniyle o depremde görevlendirilmedim. Arada sırada bir bakanlığın yaptıklarımı anlatma çabası için gazetecileri bölgeye götürmesiyle birkaç kez deprem bölgesine birkaç saatliğine gitmiştim. Taksi, Kızılay göbeğinden sola döndü. İçeride ağır bir sigara kokusu, sararmış tavanı, taksi şoförünün yüzündeki çizgiler ve sigarayla sararmış pos bıyığı ile koltuklara serdiği örtüler arasında araç içinde tam bir uyum olduğunu söyleyebilirim. Filmimi yıkatamadan gazeteye döndüm. 2,5 ay önce çok isteyip gidemediğim deprem bölgesine gidiyordum. Fotoğraf çekebilmek için hemen yaya olarak sokak aralarına daldım. Hızlı olmak ve çok fazla bölgeye, yıkıntıya ulaşarak fotoğraf çekmeye çalışırken ekipten kopmuşum. Sabah hava aydınlanmaya başlamadan iç dünyamla verdiğim savaşa geri dönerek tekrar sokak aralarına fotoğraf çekmeye kendimi ikna ettim ve yıkıntılarda yaşananları fotoğraflamak üzere geri döndüm. Kaybettiğimiz canlarımızı saygıyla anıyor ve deprem gerçeğinin unutulmaması için elimizden geleni yapmamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
14 Kasım 2024 09:09
Vahşi Yaşam Fotoğrafçılığı Üzerine
Vahşi yaşam fotoğrafçılığının en ödüllendirici yanlarından biri hayvanlara bir ses verebilmek. Vahşi yaşam fotoğrafçılığı sadece güzel bir görüntü yakalamakla ilgili değil; insanların karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi görmelerini sağlamaya çalışmaktır. Her fotoğraf, insanları bu hayvanlar ve gezegen üzerindeki etkilerimizi düşünmeye sevk eden bir eylem çağrısı haline geliyor çekildiği ve anlam kazandırılarak paylaşıldığı zaman. Bir çocuğun vahşi yaşam fotoğrafını ilk kez görmesini izlemek büyüleyici bir şey. Vahşi yaşam fotoğrafçılığı, gelecek nesle doğal dünya ile derin bir bağ kurmaya ve umarım onu korumak için harekete geçmeye ilham verebilir. Bir vahşi yaşam fotoğrafçısının adı konmamış rollerinden biri de belgeselci olmaktır. Hayvanların yaşam alanları her gün gitgide daralıyor. Objektif aracılığıyla en küçük böceklerden en büyük yırtıcılara kadar her canlıya derin bir saygı duyuyorum her geçen gün. Vahşi yaşam fotoğrafçılığı yalnızca fotoğraflardan ibaret değil; bağlantılar kurmak, doğayı korumaya ilham vermek ve gezegenimizi paylaştığımız canlıları onurlandırmakla ilgilidir. Sonuçta vahşi yaşam fotoğrafçılığı, hepimizin bu gezegenin koruyucusu olduğumuzu ve onun harikalarını korumada hepimize bir rol düştüğünü hatırlatan güçlü bir araçtır.
07 Kasım 2024 09:25
Hayatta Kalanların Hikayeleri
Kaosun ortasında, silah seslerinin yankılandığı ve dumanın gökyüzüne yükseldiği bir yerde, bir foto muhabiri kamerasını kaldırır. Sadece askerlerin, yıkımın ya da umutsuzluğun hikayeleri değil, aynı zamanda savaşın en karanlık anlarına tanıklık eden foto muhabirlerinin hayatlarıdır. Bir savaş alanında olduğunuzu hayal edin. Yine de tüm bu kaosun içinde bir foto muhabiri saklanmaz. Her güçlü savaş görüntüsünün ardında, hayatını riske atan bir insan vardır. Bir savaş fotoğrafına yakından bakarsanız, manzaranın kendisi başka bir hikaye anlatır. Bunlar savaşın sergilendiği sahnelerdir ve bir foto muhabiri için aynı zamanda hayatta kalmaları gereken ortamlardır. Fiziksel tehlikelerin ve sert koşulların ötesinde, savaş foto muhabirliğinin belki de en derin zorluğu, insan acısına bu kadar yakından tanıklık etmektir. Savaş fotoğrafları, yüzlerle doludur. Bunlar sadece konu değil, savaşın parçaladığı insanların hayatlarıdır. Ancak savaş bölgesi sadece kurşunlar ve bombalarla dolu değildir. Başka bir savaş daha vardır—gerçek üzerine verilen bir savaş. Yine de foto muhabiri, anlatılmamış hikayeleri anlatmak için mücadele eder. Her fotoğraf, savaşın bedelinin bir hatırlatıcısıdır yalnızca o anı yaşayanlar için değil, aynı zamanda onu belgeleyenler için de. Sonuç olarak, savaş fotoğraflarının bize gerçekten anlattığı şey, savaşın gerçeği susturmak isteyebileceğidir, ama dünyaya gerçekte ne olduğunu göstermek için her zaman bir kamera taşıyan birileri olacağıdır.
02 Kasım 2024 09:13
Editörün Haber Fotoğrafı Seçimi Bize Ne Anlatır?
İnternette haber sitelerinde ya da gazetelerin birinci sayfalarında gezinirken, bazen tek bir fotoğrafın beni anında içine çekme gücüne sahip olduğunu fark ediyorum, özellikle de o fotoğraf haberin veya makalenin ana görseli olarak seçildiğinde. Ana fotoğraf olarak polis ve protestocular arasında çıkan bir çatışmayı seçerlerse, bu fotoğraf olay hakkındaki yorumumu hemen şekillendirebilir; belki de olayı kaotik veya şiddet dolu olarak görmem için bir zemin hazırlar. Burada fotoğraf seçimi, editörün olayı görmemizi istediği merceği yansıtır ve biz okuyucular olarak bu seçimin gücünün farkında olmayabiliriz. Fotoğraf ham ve samimiydi; objektifliği aşıp bana, krizin mağdurları için anında empati hissettiriyordu. Burada editörün seçimi sadece bir olayı aktarmakla kalmadı, aynı zamanda okuyucuları harekete geçmeye çağırdı. Her olayın yüzlerce, hatta binlerce farklı açı ve yüzü vardır; ancak editörler sadece birini ana görüntü olarak seçer. Zamanla, editörün fotoğraf seçimlerinin incelikli bir zanaat olduğunu fark ettim. Fotoğraf, mutlaka bir önyargıyı değil, bir çerçeveyi ifade eder; bana nereden bakmam gerektiğini, nasıl hissetmem gerektiğini ve hatta hangi soruları sormam gerektiğini gösterir. Her editörün fotoğraf seçimi, olayın geniş anlatısını tamamlayan küçük bir hikaye anlatır.
31 Ekim 2024 09:35
İkonik Savaş Fotoğrafları Neden Eskisi Gibi İnsanların Fikirlerini Değiştirmiyor?
Vietnam Savaşı'ndaki napalm saldırısına uğramış çocuk ya da Iwo Jima'da Amerikan bayrağını diken askerler bebek gibi ikonik savaş fotoğrafları, kamu bilincinde derin bir etki yaratıyordu. Ancak, son yıllarda savaş fotoğraflarının insanların çatışmalar hakkındaki tutumlarını etkileme gücü azalmış görünüyor. Savaş fotoğraflarının günümüzdeki azalan etkisinin en önemli nedenlerinden biri, insanların günlük olarak maruz kaldığı görüntülerin aşırı miktarda olmasıdır. Sosyal medya, 24 saatlik haber döngüsü ve küresel bağlantılılık, çatışmalardan gelen fotoğrafların kolayca erişilebilir olmasını sağlamıştır. Bir şeye sürekli maruz kalmanın duyarsızlaşmaya yol açtığı da çok büyük bir gerçek. 20. yüzyılın ortalarında, ulusal gazeteler ve televizyon kanalları gibi büyük medya kuruluşları, haberlerin yayılmasında baskın bir rol oynuyordu. Bu kuruluşlar genellikle haberleri izleyicileri için derlerdi ve ikonik fotoğraflar bu haberlerin merkezinde yer alırdı. Instagram'da bir günde 500 milyondan fazla hikaye paylaşılıyor ve genellikle üzerine derinlemesine düşünülmeden geçiliyor. Bugün ise haber döngüsü o kadar hızlı ki, çarpıcı savaş görüntüleri bile kısa sürede unutulabiliyor. İnsanlar gerçek bir değişim yaratma gücüne sahip olmadıklarını düşündüklerinde, savaş görüntülerinden tamamen uzaklaşabilirler. Bir zamanlar savaş fotoğrafları savaş karşıtı hareketlerin başlıca mobilizasyon aracıydı, ancak modern aktivizm büyük ölçüde dijital platformlara kaydı. Görseller hala bu hareketlerin önemli bir parçası, ancak medya değişti.
26 Ekim 2024 09:09