Son yılların bilimsel çalışmaları, geriye dönük analizler, öngörü araştırmaları göstermektedir ki "Antroposen" olarak tanımlanan 150-200 yıllık sürecin son çeyrek yüzyılında KİD, AHO, ekolojik bozulmalar artarak sürmektedir. Kontrolsüzce süregelen Antroposenik tehditler insan, hayvan, bitki, çevre, ekosistem (İHBÇE) arayüzündeki dinamikleri derinden etkilemiş, 21. yüzyılda meydana gelen pek çok karmaşık sağlık sorunu (KSS) günümüzün en başat problemi, sağlık tehdidi olmuştur. Antroposenik tehditlerle mücadelede geleneksellik ile güncel yaklaşım arasındaki en temel fark şudur: Geleneksel eğitimde bilim disiplinlerinde edilgen düşünce ve tekillik sürdürülmekte; güncel yaklaşımda ise çağdaşlığın gereği, eleştirel düşünce öncelemektedir. Antroposenik tehditleri doğru anlamanın vazgeçilmez seçeneği, sağlık eğitiminde paradigma değişimi yaparak düşünce evrimini gerçekleştirmek; tek sağlık eğitimini (TSE) uygulamaya koymaktır.
Kaynak: Cumhuriyet
02 Ekim 2024 04:34
Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız
Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Mudanya Mütarekesi Ve Ulusal Tarihimiz - Av. M. Metin Sezgin
Dün, Batı emperyalizmine karşı dünyanın ilk Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nı veren Türk ulusunun bu savaşı zaferle sonuçlandırdığını bütün dünyaya ilan eden Mudanya Mütarekesi'nin 102. yıldönümüydü. Türk İstiklal Savaşı, bir zafer destanıdır. Bu çarpık eğitim modeliyle Türk İstiklal Savaşı ve bu savaşın eşsiz lideri Mustafa Kemal Atatürk gölgelenmek istenmekte, başta devlet televizyonu olan TRT ilgili yasa hükümlerine aykırı olarak her vesileyle Osmanlı'ya öykünen art arda diziler üretmekte, II. Abdülhamit ve bir İngiliz savaş gemisine binerek vatanını terk eden Vahdettin neredeyse ulusal kahraman olarak ilan edilmek istenmekte, Cumhuriyet Devrimleri tersine çevrilerek din kurallarına dayalı teokratik bir yönetim biçimi amaçlanmaktadır. Ne var ki eşsiz önder Mustafa Kemal komutasındaki Türk ordusu işgal kuvvetlerini 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar'da toprağa gömmüş, Türk ordusu Mustafa Kemal'in deyimiyle gözleri kamaştıran büyük bir zafere ulaşmıştır. 11 Ekim 1922 günü emperyalistlere "Mudanya'da boyun eğdirildiği" tarihi bir gündür. Mustafa Kemal'in daha sonraki yıllardaki deyimiyle, "uluslarası ilişkilerde" Türk milletinin haklarına karşı saygı göstermeye başlayan İtilaf Devletleri'nin bu yeni anlayışlarının ilk örneği Mudanya Mütarekesi ile kazanılan siyasal zaferle görülmüştür.
12 Ekim 2024 04:53
Yap-işlet-devret Modeli - Selçuk Kosa
Ülkemizde son yıllarda çok popüler olan yap-işlet-devret (YİD) modelinin anlamı, bir kamu projesi finansmanının özel bir şirket tarafından karşılanıp, kamu ve özel şirket tarafından kararlaştırılan şartlar ve süre ile işletmesinin bu özel şirkete verilip sonrasında kamuya teslim edilmesidir. Burada elbette gereksiz yere kamu ile proje arasına sokulan özel şirketin işletme süresi ve kâr payı olacak. Sağlık, ulaşım, eğitim, tarım vs. her alanda YİD sistemi bir başka deyişle "ye-iç-devret" sistemi uygulayabilirsiniz ama kazanan hem kamu hem de özel sektör değil, özel sektör oluyor. İşletme süresi ve araç geçiş ücreti haliyle özel sektör yararına belirleniyor. Çünkü dövizi özel sektör çekiyor ve devlet olarak özel sektör ile mücadele şansı da yitiriliyor. Asıl konuşmamız gereken düzeltici faaliyet olarak ne yapmamız gerektiğidir.
11 Ekim 2024 04:57
Kişisel Verilerin Güvenliği Ve Siber Suçlarla Mücadele - Dr. Ramazan Başak
Teknolojik alandaki gelişmeler ile kişisel verilerin korunması konusunda yeterli dikkat ve özenin gösterilmemesi sonucu siber suçlar ve dolandırıcılık eylemleri hızla artmaya başlamıştır. Kişisel verilerin güvenliğini sağlamaya yönelik olarak 2016 yılında çıkarılan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu bu alanda önemli katkılar sağlamış olsa da yaşanan veri sızıntıları ve verilerin kamu eliyle ticari amaçla satışa konu edilmesi gibi gelişmeler dikkate alındığında bu konuda yeterli özenin gösterilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim Sayıştay raporuna da yansıyan SGK tarafından kişisel verilerin Datamed firmasına 65 milyon TL'ye satılması, önemli bir GSM şirketinin kurumsal şifresi ele geçirilerek milyonlarca kullanıcı bilgisinin çalınması ve son olarak 108 milyon kişinin verilerinin çalındığına yönelik iddialar bu konuda önemli bir sorunun olduğunu göstermektedir. Etkileme ve ikna etme kabiliyetlerini kullanarak kişiden bilgi almak ya da kişinin istenilen işlemleri yapmasını sağlamak olarak tanımlanan, "sosyal mühendislik" yöntemi ile elde edilen kişisel veriler ile yoğun bir biçimde siber suçlar ve dolandırıcılık eylemleri gerçekleştirilmektedir. Bu zafiyetler kullanılarak kişisel veriler ele geçirilmekte ve karşı taraf zarara uğratılmaktadır. Kişisel verilerin korunması konusunda yaşanan güçsüzlükler ve küresel ölçekte artan internet kullanımı, siber suçların da ciddi bir biçimde artmasına neden olmaktadır. Çok sıkı düzenleme ve denetime tabi tutulmasına rağmen banka ve banka dışı finans sektöründe veri güvenliğinden kaynaklı sorunlar nedeniyle yoğun bir biçimde dolandırıcılık eylemleri gerçekleştirilmektedir.
11 Ekim 2024 04:54
Kadınları Öldüren Sistem - Neval Oğan Balkız
Ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin, derinleşen krizlerin, yoksulluk ve yoksulluğun her sınıf için yaşamsal kategorileri yok ettiği, zorunlu gereksinim biçimlerini ve bunları karşılanması için gerekli (iş, gelir, eğitim vb.) koşulları geniş halk kesimleri için olanaksız hale getirildi. Şiddete dayalı güç odaklarının toplumsal ve ekonomik alanda "meşru, dokunulamaz" olduğu algısının yerleşmesi sağlandı! Şiddetin her türünün özellikle cinsiyetçi şiddetin toplumsal yönetimin bir unsuru olarak iktidarın kavramlaştırdığı toplumsal cinsiyet kurgusunda, "günahı çağrıştıran imgeye indirgenmiş" kadın bedenini baskı altına alan, özel ve kamusal yaşamı cinsiyetçi temelde yeniden düzenleyen, bedensel ve mekânsal hâkimiyeti sağlayan bir dinsel, ideolojik araç olarak kullanılmasını meşru gören anlayışa teslim olundu! Kadınları şiddete karşı koruyan yasalar (6284 sayılı yasa hükümleri, Medeni Kanun'da düzenlenen kişi hakları, velayet, miras, temsil, soyadı, nafaka vb. haklar,) hedef haline getirildi. Salıverilen suçluların çoğu (2024 yılının ilk dokuz ayında öldürülen 295 kadın cinayetinde, 31'inin failinin önceden de suç kaydı bulunuyor) yeniden aynı türde suçlar işledi.
10 Ekim 2024 20:17
Belgrad Ormanı'na Milli Park Maskesi - Prof. Dr. Alper H. Çolak
18. yüzyıl başlarında Sultan I. Mahmut'un önderliğinde geliştirilen "Taksim Su Yolu", bu mirası daha da güçlendirerek Belgrad Ormanı'nın su kaynaklarını korumuştur. Sultan III. Selim, 1806'da yayımladığı emirle, ormanın korunmasına özen göstermeyen "su nâzırı"nın sürgün edilmesini emretmiş, benzer hataların tekrarı halinde görevdeki kişinin "katledileceğini" bildirmiştir. Hem I. Mahmut hem de babası II. Mustafa döneminde, Belgrad Ormanı'ndan ağaç kesmek kesinlikle yasaklanmıştır. Avusturyalı tarihçi Joseph von Hammer, 1822 yılında bu durumu "balta girmesi yasaklanmış kutsal bir orman ve su perileri tarafından kutsanmış bir yer" olarak tanımlamıştır. Atatürk'ün 1924 yılındaki kararnamesiyle Belgrad Ormanı, Orman Mekteb-i Âlisi Rektörlüğü'ne devredilmiş; bu süreçte "ormanın korunması" ve "kimsenin girmemesi" talimatları verilmiş, ayrıca zarar gören ormanın eski ihtişamına kavuşturulması için özel emirler de çıkarılmıştır. 1950'de Belgrad Ormanı, en sıkı koruma statüsü olan "Muhafaza Ormanı" ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Ancak, 1818'de II. Mahmut tarafından tamamlanan ve İbrahim Ethem b. Said'in "mevcut bentlerin en zarif ve latif olanı" diye övdüğü Kirazlı Bend'in çevresinde, bugün doğal ve kültürel mirasa meydan okuyan beton yapılar yükselmektedir. Atatürk'ün 1924'te koruma altına aldığı bu ormanın 2024'teki durumu, yüzyılların korunma geleneğinin tamamen yok olduğu bir manzara sunuyor.
10 Ekim 2024 05:12
Ne Adalet Ne De Kalkınma! - Kadir Serkan Selçuk
Adalet ve Kalkınma Partisi, 2001 yılının şubat ayında yaşanan ekonomik krizden altı ay sonra, krizin etkileri bütün şiddetiyle devam ederken kuruldu. Yüzde 34 oyla Meclis'in üçte ikisi ele geçirilmiş, neredeyse anayasayı değiştirebilecek çoğunluk sağlanmıştı. İktidara gelmeden önce yüksek işsizlik oranlarından ve gelir dengesizliğinden yakınan AKP yöneticileri, iktidara gelmelerine rağmen bu konularda hiçbir ciddi adım atmadılar. İşsizlik bilinçli veya bilinçsiz hep belli bir oranda tutuldu ve 2001 krizindeki oranın bile genelde üstünde oldu. Çünkü 22 yıllık iktidar sürecinin sonunda kalkınmadan payını alabilen şanslı azınlık sadece onlardı. Görüldüğü üzere, Erdoğan iktidarı döneminde ne ekonomide dengeli bir kalkınma ne de adalet sağlanabilmiştir.
10 Ekim 2024 05:00
Çevre Kirliliği Ve Plastik Kullanımı - İsmail Özcan
Bütün çevre kirletici maddelerin içinde en baskın kirletici ise plastik madde atıklarıdır. Açık seçik bir gerçektir ki plastik kullanımı, yaşadığımız dünyanın en büyük sorunlarındandır. Bunun dışında denizlere doğrudan plastik madde atıkları boşaltılıyor. Denizler/okyanuslar bugün geri dönülemez şekilde plastik atıklarıyla kirlenmiş ve oksijensiz kalmış haldedir. Dolayısıyla mikroplastiklerle zehirlenen balıkları yiyen insanlar da zehirleniyor. Türkiye plastik maddelerle ve onların atıklarıyla mücadelede çok geç kalmış bir ülkedir. Ülkemizde yıllarca sınırsızca kullanılan plastik madde olan naylon poşetler birkaç yıl önce 25 kuruş karşılığında paralı hale getirilince plastik poşet kullanımı kısa süre içinde yüzde 75 azalmıştı.
09 Ekim 2024 04:20
Bitmeyen Ortaçağ Düzeni - A. Celal Binzet
Tarihsel bir süreç olmasının ötesinde içerdiği uygulamalar bakımından kendinden sonraki birçok dönemi derinden etkileyen bir ortaçağ dönemi var. Ortaçağ, Hıristiyanlığın yayıldığı, antik uygarlığının yok olduğu 5. yüzyıl ile Rönesans'ın başlangıcı sayılan 15. yüzyıla değin olan 1000 yıllık zamanın adı sayılmıştır. Kimileri için uzun, karanlık bir dönem sayılır. Toplum hiyerarşisi içindeki taht kavgaları, karşılıklı oyunlar ve o karmaşadan yararlanarak aradan sivrilen din kurumunun yaptıkları inanılmaz boyutlardadır. Bir yanda yoksul halktan paralar toplanıp dinsel yapılar yükselirken öte yanda iktidar kavgaları inanılmaz boyutlara ulaşır. O ancak din ticareti yapanlara özgü bir ayrıcalık sayılmalı. Çünkü din insanları kutsal kitabın yalnızca kendi tekellerinde bulunmasını isterler. Avrupa'nın büyük boyutlu katedrallerine özenerek yapılan camiler her yanda artık. Uygulanan ekonomik programlarla halk yoksulluk içine itilirken bir kesim aşırı zenginleşiyor. Ve yine Ortadoğu bataklığında sonu belirsiz savaşlar içine çekiliyor bu toplum.
09 Ekim 2024 04:18
Atatürk Ve Devrimcilik - Mahmut Aslan
Atatürk'ün devrimcilik anlayışı Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmak ve köklü toplumsal, siyasi ve ekonomik dönüşümleri gerçekleştirmektir. Atatürk devrimlerini şu başlıklar altında inceleyebiliriz: 4. Toplumsal devrimler: Medeni Kanunun Kabulü, kadın hakları 5. Ekonomik devrimler: Ekonomik kalkınmayı sağlayan devletçilik uygulamaları, planlı ekonomi. Bülent Ecevit 11 Kasım 1969'da Ankara'da Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu'nca düzenlenen Atatürk'ü anma toplantısındaki konuşmasına dayanarak yazdığı "Atatürk ve Devrimcilik" kitabında bu konuyu incelemiştir. Atatürk Devrimleri konusunda kitaplar yazan Suna Kili, Atatürk Devrimlerinin sadece Türkiye'ye özgü değil, aynı zamanda evrensel değerler taşıyan bir reform süreci olduğunu savunur. Atatürk Devrimleri kesintiye uğramış, 27 Mayıs ihtilali sonrasında hazırlanan anayasa ile Atatürk zamanında yapılamayıp eksik kalan "sosyal devlet"i inşa etme çalışması ile devam ettirilmiştir. 12 Mart, 12 Eylül darbeleri ve sonrasında gelen ANAP ve AKP iktidarları ile Türkiye modern bir toplum olmaktan hızla uzaklaşmıştır.
09 Ekim 2024 04:16
Yoksulluk Şişmanlığı - Prof. Dr. Çağatay Güler
"Yoksulluk şişmanlığı" yoksulluk ile daha yüksek şişmanlık oranları arasındaki paradoksal ilişkiyi yansıtır. Bu kavram, yoksulluk içinde yaşayan bireylerin, ekonomik zorlukların genellikle besin kıtlığı veya yetersiz beslenmeyle ilişkilendirilmesine rağmen, şişmanlama olasılıklarının genellikle daha yüksek olduğunu vurgular. - Sağlıklı besinlere erişim kısıtlılığı: Düşük gelirli topluluklardaki insanlar genellikle taze, besleyici ve uygun fiyatlı gıdalara kısıtlı erişebilmektedir. - Besin çöllerinin oluşması: Yoksul bölgelerde sağlıklı besin seçenekleri sunan market veya pazarlar bulunmadığından, sakinlerin daha iyi beslenme seçimleri yapması zorlaşır. Özellikle sağlıklı besin fiyatlarındaki artışlar, besin maliyetlerini artırarak daha ucuz seçeneklere yöneltir. Nitelikli besinlere erişim zorlaşır.
08 Ekim 2024 04:37
Toplumsal Muhalefet - Deniz Öztürk
Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk defa Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası ismi ile muhalefet partisi kurulmuştur. Fakat Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası, 1924 yılında kurulmuş ve 1925 yılında başta Şeyh Sait isyanı olmak üzere çeşitli nedenler ile kapatılmıştır. Almanya'da Weimar Cumhuriyeti döneminde muhalefet partisi varken Nazi Partisi'nin iktidarında muhalefet baskı altına alınmış ve yasaklanmıştır. 2023 seçimleri öncesinde birçok muhalefet partisi, iktidara karşı birleşerek çeşitli iddialı tezler ileri sürdü. Birleşik Karalık'ta, Boris Johnson hükümetine karşı İşçi Partisi kararlı bir duruş sergilemiş ve ciddi bir muhalefet oluşturmuştur. Muhalefet varsa demokrasi vardır.
08 Ekim 2024 04:34
Kimlik Kartı - Günay Güner
Diğer koşullar bir yana, Türk bayrağımız al zemin üzerine beyaz ay ve yıldızdan oluşması gerekirken TC kimlik kartında al zemin bulunmamakta, ay ile yıldız ise kabartma duygusu verilir biçimde ve kırmızı, al renkte yapılmıştır. Pasaportta yapılabilecek bu uygulamanın kimlik kartında yeri olamaz. Dünyada ne yazık ki özellikle son dönemde "rüşvet" konusu ile anılan bir hükümeti yönetiminin yaptığı kimlik kartı bu kadar olur ve suçtur!
08 Ekim 2024 04:31