Dün internet yayıncılığını "düzenleyen" 5651 sayılı kanunun "kişilik hakları ihlalleriyle ilgili" 9. maddesi resmen yürürlükten kalktı. Madde Anayasa Mahkemesi tarafından 11 Ekim 2023'te iptal edildi ancak yasada değişiklik yapması gereken Meclis geçen yasal süre içinde kılını kıpırdatmadı. "Bugün itibarıyla 5651 sayılı yasanın 'kişilik hakları' i le ilgili, sizin de çok sayıda yazınızın engellenmesine ve hatta yayından çıkartılmasına sebep olan 9. madde artık yok. "Türk hukukunda kişilik hakları birden fazla şekilde korunuyor ve bunlardan sadece bir tanesi yok oldu. Bununla birlikte, Şubat 2014'ten bu yana verilen sulh ceza hâkimlikleri kararlarını incelediğimizde; ifade ve basın özgürlüğü ile kişilik haklarının korunması arasındaki dengenin, ağırlıklı olarak kişilik haklarını koruma yönünde olduğunu EngelliWeb raporlarımızdan görüyoruz. Sizin de onlarca belki de yüzlerce haberiniz tüm kariyeriniz boyunca bu madde yaptırımına maruz kaldı. Dolayısıyla'kişilik hakları' bahanesiyle bazı kişi ve kurumlara mutlaka koruma verilirken, ifade ve basın özgürlüğü istisna hale geldi. 2015'ten beri bunun mücadelesini verdik, yüzlerce başvuru ile Anayasa Mahkemesi'nin görmek istemediğini sonunda gösterdik."
Kaynak: Cumhuriyet
11 Ekim 2024 04:46
Alıntıdır : Haber Kaynağı İçin Tıklayınız
Bu habere çok benzer konularda diğer kaynaklardaki haberlere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
50 Kurban
Eski Vali Yaman, hem 2016'da hem de 2019'da Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum olarak atandı. - 2020 yılında görevinden alınarak mülkiye müfettişi yapılan eski Mardin valisi ve kayyum Mustafa Yaman'ın da aralarında bulunduğu 72 kişi hakkında, 540 milyon liralık iki ayrı yolsuzluk soruşturması daha açıldığı ortaya çıktı. - Kayyum yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne dönük yolsuzluk operasyonunda tutuklanan DEDAŞ İl Müdürü Mehmet Bulut, "kamu zararı" olarak belirlenen 1 milyon 700 bin TL'yi ödeyip Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanarak tahliye edildi. - Mardin Büyükşehir Belediyesi'nin kayyum yönetiminden kalan borçlarının 3 milyar 502 milyon TL olduğu açıklandı. - Kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi'nde açılan yolsuzluk soruşturması kapsamında ifade veren iş insanı Şerif Acar, kayyumun kullandığı Audi A6 aracın verdiği rüşvetle alındığını ve toplamda 3.5 milyon TL civarında paranın kendisinden zorla alındığını kaydetti. - Mardin Büyükşehir Belediyesi eski kayyumu Mustafa Yaman döneminde "temsil ve ağırlama giderleri" adı altında gerçekleştirilen 11 milyon 481 bin TL'lik usulsüz harcamaya dair davalar, yeni kayyumun "feragat" kararı gerekçesiyle düşürüldü.
06 Kasım 2024 04:57
İşte Öcalan'ın Bahçeli Hakkında Söyledikleri
Madem MHP Lideri Bahçeli, Öcalan 'ı Meclis'e çağırdı... Madem Öcalan "hazırım" dedi... Daha önce de atıf yaptığım kitap, 2013-2015 yılları arasında İmralı'da yapılan görüşmelerin kayıtlarını ve Öcalan'ın mesajlarını içeriyor. HDP heyetine ve devlet yöneticilerine PKK lideri Öcalan'ın söylediklerini aktarıyor. "(...) Şimdi bizim burada yaptığımız işin bir hukuka ihtiyacı var. Siz vekil olmasaydınız sizi de alacaklardı belki. Ama yaptığımız işin hukuki bir güvencesi olmalıdır. Bu çok önemlidir. Öcalan bile bunu düşünememiş, başka bir yöntem önermişti: Garip değil; Öcalan, MHP'ye ve lideri Bahçeli'ye o sıralarda ağır eleştirilerde bulunuyor: MHP, ırkçılık falan, bunlar hep engeldir. Devlet Bahçeli de Deniz Baykal da bundan komisyon alıyorlar, Şimdi bunlar Öcalan bilmem nedir, teröristtir diyorlar. (...) MHP'de ilkeli bir Kürt karşıtlığı vardır. Siz MHP'yi böyle bıraktıkça biz de silahı bırakmayız. İmralı tutanaklarına göre; Öcalan kendisinin Bahçeli'nin karşısına "Türk düşmanı olarak" konulmak istendiğini de söylüyor: MHP'de 'Kürtleri nasıl öldürürüm', CHP'de 'Kürtleri nasıl tasfiye ederim' aklı var. (...) MHP açık bir CIA projesidir. (...) MHP'nin devletçiliğini çözümlüyoruz. 'İdam edersek ortaya çıkacak durumla baş edemeyiz' diyor. Şimdi de Büyük Birlik Partisi idam üzerinden bu durumu tekrar gündemleştirmeye çalışıyor. BBP'Tecavüzcüler ve teröristler için idamı getirelim' diyor. MHP ve BBP bağlamında bir idam ısrarı var.
25 Ekim 2024 05:14
Polis Akademisi'nin Uyarısı
Fethullah Gülen için "paralel devlet" deniyor ya... Halbuki, asıl denmesi gereken devlet paralel, Fethullahçılar ise maalesef devletin kendisiydi. Şu an AKP Genel Başkan Vekili, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Âlâ 'nın ağzından duyduk: "81 il Emniyet müdüründen 74'ü bunlardandı. Daire başkanlarının ise tamamı bunlardandı." Bunu diyen de "bunlar" şeklinde kodladıklarına sırf "Alnı secdeye değiyor" diye devleti teslim eden de onlardı. 15 Temmuz'un ardından Emniyet Teşkilatı da "Nerede hata yaptık" ın peşine düştü. Çalıştayın sonunda da "Yeni Nesil Terör: FETÖ'nün Analizi" adlı bir rapor hazırlandı ve basıldı. - FETÖ'nün kırk yıllık geçmişine bakıldığında örgütlenmesini gerçekleştirmede ve kendini meşrulaştırmada en çok dini değerleri kullandığı ve kendisine dini bir cemaat görüntüsü vermeye çalıştığı anlaşılmaktadır. - FETÖ üzerine özellikle 15 Temmuz sonrası yapılan açıklamalara, itirafçıların vermiş oldukları bilgilere bakıldığında hiçbir kritik bilginin ifade edilmediği ve konunun magazinel bir boyuta çekildiği görülmektedir. Polis Akademisi'nin 2017 raporunda, bugün yine başka cemaatlerin de tıpkı FETÖ gibi örgütlendiği yazıyordu: Bürokrasi FETÖ'den boşalan yerlere göz diken ve devlet içerisinde örgütlenme gayretinde olan başka gruplara da kesinlikle göz yumulmamalıdır. FETÖ ile mücadelenin dinsel değil siyasi bir mücadele olduğu, FETÖ gibi terör örgütlerinin siyasi alanda yayıldıkları hususu vurgulanarak, kamuoyu aydınlatılmalıdır.
23 Ekim 2024 05:27
O Suçlar O Yaşa Nasıl Sığdı
Türkiye'deki cezaevlerinde şu an, 12-18 yaş aralığında olan 3 bin 532 tutuklu ve hükümlü çocuk var. 2023 yılında suça karışan çocuk sayısı 178 bin 834. Bu çocukların yüzde 39.8'ine yaralama, yüzde 20.8'ine hırsızlık, yüzde 7.7'sine pasaport kanununa muhalefet, yüzde 4.9'una uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, yüzde 4'üne ise tehdit suçları isnat edildi. 2010-2022 arasındaki 12 senede suça sürüklenen çocuk sayısı yüzde 148 arttı. 2020 verilerine göre; soruşturmaya uğrayan çocukların yüzde 52'sinin daha önce de bir suç öyküsü var. Polisimizi şehit eden 19 yaşındaki birinin 26 suç kaydıyla hapiste olması gerektiğini tartışıyoruz da o yaşa o kadar suçu nasıl biriktirdiğini konuşamıyoruz. Lakin suça sürüklenen çocukların sayısı, böylesi çalışmaların pek de dikkate alınmadığını gösteriyor. Çocuk ile ilgili olan devlet kurum ve kuruluşlarında uzmanlaşmış çocuk birimlerinin oluşturulması ve bu birimlerin işlerliklerinin çocuk politikasının ilkelerine uygun olması önem teşkil etmektedir. Söz konusu önlemenin öncelikle çocuk dostu bir adalet anlayışının ön planda olduğu ve çocuk-yetişkin ayrımının her koşulda gözetildiği bir sistem ile gerçekleşmesi mümkündür.
18 Ekim 2024 04:19
Peki, Öcalan Ne Diyor?
"Aslında anayasa konusunda kurucu bir meclis olmak durumundaydı. Mevcut çalışma sonuç alıcı olmadı. Daha sonra Numan Kurtulmuş ve Osman Can cephesinden Anayasa Kurucu Konvansiyonu şeklinde ele alınabilir. Son kırk yıllık şiddeti Türk ve Kürt halkına aştıracak bir anayasa olmalı." Anayasanın üçüncü maddesine dair açıklamasıyla tepki toplayan Numan Kurtulmuş'un adını anan kişi Abdullah Öcalan. 2013-2015 yılları arasında İmralı'da yapılan görüşmelerin kayıtlarını ve Öcalan'ın mesajlarını içeriyor. "(...) Kürt halkının varlığı henüz devlet tarafından kabul edilmemiş. Varlığının kabul edilmesi gerekir. CHP komisyona katılınca bunu değerlendireceğiz. Sadece dilinin değil beyninin, gövdesinin, yani varlığının kabul edilmesi gerekir. Kürt realitesi parlamento tarafından kabul edilmeden nasıl anayasa yapacaksınız? Bu konuda 1921 Anayasası'nı ve yirmi maddelik Kürt Reform Tasarısını esas alabilirsiniz. Orada Kürtlerin varlığının kabulü var. (...)" Öcalan'ın çözüm süreci için oluşturduğunu iddia ettiği eylem planı da İmralı notlarında yer alıyor. "(...) Biz Kürtleri demokratik bir ünite haline getirmek istiyoruz. Kürt reform tasarısı güncelleştirilmeli. 3- Normalleşme süreci. Kürt gider, İslam giderse Anadolu'da Türk de kalmaz. İmralı notlarında onlarca yerde "anayasa" kelimesi geçiyor. Öcalan'dan son bir alıntıyla bitireyim:
16 Ekim 2024 05:37
Suçun Üstünü Örttükleri Bayrak
Tanımadığınız bir kişi sizi "dövmekle" ya da "tecavüzle" tehdit etti. O kişinin suçu Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) 106'ncı maddede yazıyor. Buna göre; yargılama sonucunda sanık altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bir kişi size saldırırsa saldırmakla tehdit etmesinden daha az ceza alıyor. TCK 151'e göre; üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabiliyor. O halde suça yönelimi önlemek ve suç işleyeni ıslah etmek kalıyor elimizde. Uyuşturucu transferi yaptıkları arabayı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk bayrağı ile donatmışlardı. Kıssadan hisse, suçun üstünü örtenlere inat, size gösterilene değil daha derine bakın.
09 Ekim 2024 04:34
Apple'sinan Ateş' İçin Ne Diyecek?
Şifrelerini söylemedikleri telefonlarının incelenebilmesi için de Apple'a başvuruldu. "Apple ve ABD yasaları kişisel verilerin korunması konusunda oldukça katı. 2015 yılında San Bernardino'da yaşanan 16 kişinin öldürüldüğü davada dahi Apple, FBI ve mahkeme emrine rağmen katilin telefon şifrelerini kırmayı reddetmişti. FBI hackerlara 1.3 milyon dolar harcamasına rağmen telefonu kırmayı başaramamış, sonunda İsrail menşeli Cellebrite firmasının ürünlerini kullanarak telefondaki veriye ulaşmayı başarabilmişti. Şu an bilinen herhangi bir yöntemle iPhone şifreleri kırılamıyor, 10 yanlış şifre denemesinden sonra ise telefon içindeki verileri silerek fabrika ayarlarına geri dönüyor. Apple'ın, yalnızca terörizm ve çocuk pornografisi gibi konularda ABD mahkemeleri ile kısıtlı bilgi paylaştığı biliniyor. Sinan Ateş davasında da Apple muhtemelen daha öncekilere benzer 'Kullanıcı şifreleri bilinemedikçe veriye ulaşılamaz' minvalinde bir yanıt verecektir. Geçmişte örneği olmadığı için, ben Apple'ın Türkiye'ye bu konuda herhangi bir bilgi vereceğini düşünmüyorum." Zerya Kuyumculuk'un firari ortaklarından Zülküf Ortaç, Irak'a kaçmak isterken 26 Eylül günü Habur Sınır Kapısı'nda yakalandı. Yazayım; Zerya Kuyumculuk'ta parasını işleten yargı mensuplarıydı.
04 Ekim 2024 04:12
Dördün Biri
Aptala yatmayacağım; kastedilen dört muhabirden biri olarak yazıyorum. Sinan Ateş ile eşine fiziki takip yaptıran; Ülkü Ocakları genel başkan yardımcısından, polisten, istihbaratçıdan, onların konum ve uçuş bilgilerini sorgulatan; katili arabasıyla kaçıran ve MHP milletvekilinin evinde yakalanan, Ülkü Ocakları'nda yöneticilik yapmış Tolgahan Demirbaş konuşuyor: "Halk TV'de dört tane, tek amaçları Türkiye düşmanlığı olanlar operasyon gazeteciliği yapıyor. Üzerine gidince de 'bizi hedef gösterdiler' diyorlar. Ülkü Ocakları'nı terörize göstermek için yapıyorlar. Ben varsayım tutuklusuyum." Üzerinden saatler geçiyor... MHP'nin lideri çıkıp "ilgilerinin olmadığını" ileri sürdüğü cinayetin planlayıcılarından birinin aynı cümleleriyle aynı gazetecileri hedef gösteriyor. Halen 2 MHP milletvekili ve 5 Ülkü Ocakları yöneticisi hakkında "tasarlayarak öldürme" suçlamasıyla soruşturma yürütüldüğünü hatırlatmayacağım. Resmi belgelerdeki MHP ve Ülkü Ocakları izlerini anımsatmayacağım. Keşke Türkgün gazetesi ile Bengü Türk TV bu cinayeti aydınlatsaydı da bizim gazeteciliğimiz beyhude kalsaydı, diye hoş ama boş hayallere kapılmayacağım. Bilerek yazdım, yazıyorum, yazacağım.
02 Ekim 2024 04:21
O Müdürün Sırtını Sıvazlayan Karar
Hani, Bursa'daki Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu'nun müdürü. Hani, yardımcısının odasına kapıyı kırarak giren kişi. Takip edenler bilir, Eğitim-İş Sendikası eğitim hakkını engelleyen bu okul müdürünün hakkında suç duyurusunda bulundu. "Şikâyetçi vekilinin 28/08/2024 tarihli dilekçesinde özetle; Bursa Mahmut Celalettin Ökten Ortaokulu müdürünün 450-500 kişilik düzenlenen veli bilgilendirme toplantısında 'başı açık öğrenciye karışırım' beyanlarında bulunduğunu iddia ederek şikâyette bulunmuştur." "Şikâyete konu olayın ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirildiği, somut olayda adli soruşturma yapılmasını gerektirir suç ya da suç unsuru bulunmadığı, araştırma yapılmasını gerektirir bir durumun olmadığının açıkça anlaşıldığı, bu nedenle ihbarla ilgili CMK'nin 158/6. maddesi gereğince soruşturma yapılamayacağı kanaatine varılmıştır." Özetle bir okul müdürünün, "Okulda başı açık kız öğrenci olamaz, herkesin başını kapatması gerek" diye velileri uyarması "ifade özgürlüğüymüş!" Özetle şunları söyledi: Bir okul müdürünün, başı açık kız çocuklarının eğitim hakkını yok saymasını, anayasaya ve insan haklarına aykırı bir şekilde ayrımcılık yapmasını, 'ifade özgürlüğü' kapsamında değerlendiren bu karar, laik eğitimin karşı karşıya kaldığı tehdidin devlet mekanizmaları tarafından nasıl teşvik edildiğini açıkça göstermektedir.
27 Eylül 2024 05:25
Size Bunları Anlatmıyorlar
İlk suç kaydı 2021. Yani, yasalara göre o tarihte "suça sürüklenen çocuk" kategorisindeymiş. Yani ya tutuksuz yargılandı ya da bir süre tutuklu kalıp tahliye edildi. Bir bilgiye göre ise birçok suç dosyası nedense kapatıldı. Suç "çocuk yaşta" işlendiği için verilen ceza da infaz sistemi de çocuğun lehinde çalışıyor. Cezaevi içindeki o kurul, suçlunun "denetimli serbestlik" tedbiri ile dışarıda olup olmamasına karar veriyor. Adalet Bakanlığı'nın en güncel verilerine göre Türkiye'de şu an 404 ayrı cezaevi var. Bu cezaevlerinin en fazla alabileceği insan sayısı, yani kapasitesi ise 295 bin 268 kişi. Yine en yeni verilere göre 304 bin 799'u hükümlü, 52 bin 66'sı tutuklu olmak üzere toplam 356 bin 865 kişi hapiste. Bakın, sosyal medyada mesaj attı diye hapse sokan yargının suç makinelerini nasıl tahliye ettiğine... Tüm bu suç sisteminin ekonomiyle ve eğitimle de ilgisine girmiyorum bile.
25 Eylül 2024 04:28
Bürokratın Oğlundan İstenen Para
"11.09.2024 tarihi itibarıyla toplam 600.08 TL genel sağlık sigortası prim borcunuz bulunmaktadır. Genel sağlık sigortasına ilişkin prim borcunuzu ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödememeniz halinde, bu tutarlara gecikme cezası ve gecikme zammı işleyecektir." HSK 2. Dairesi İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi başkanını, iki üyesini ve tahliye mütalaası veren cumhuriyet savcısını açığa aldı. Cinayet sanıklarını tahliye ettiği için açığa alınan bir kişi dikkatimi çekiyor: İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Mithat Özçakmaktaşı. 30 Mayıs 2019 akşam saatlerinde bir suikast gerçekleşti. İzmir'de Ahmet Kurtuluş öldürüldü. 25 Ekim 2018'de etkin pişmanlıktan yararlanmış ve FETÖ Borsası'na dair bildiklerinin çok az bir kısmını anlatmıştı. Ve evinde "polis" kıyafetli bir tetikçi tarafından çocuğunun gözü önünde öldürüldü. Cinayet sonrası Ahmet Kurtuluş'un avukatı Özgür Senger, mahkeme hakkında bir suç duyurusunda bulundu. Mahkemece, hukuka aykırı bir şekilde, ev hapsinin devamına karar verilerek, Ahmet Kurtuluş'a yönelik eylemin faillerine bilerek yahut bilmeden hazır ortam sağlanmıştır. Ahmet Kurtuluş, orantısız bir şekilde ev hapsine mahkûm edilerek eli kolu bağlanmış, kendini koruyabilmesi engellenmiş, kendisine bir polis koruması da sağlanmamıştır.
20 Eylül 2024 05:16
S.ö.
Bunu diyen Ebuseleme Gülen. Yani Fethullah Gülen'in öz yeğeni. S.Ö. isimli 15 yaşındaki kız çocuğu, 29 Ekim 2007'de Erzurum Dadaşkent Polis Merkezi'nden içeri girdi. Ne zamanki Fethullah Gülen'in yakınlarının ismi bu utanç dosyasına girdi, olayın seyri değişti. "Hoca" dediği Fethullah Gülen'di. Mağdur S.Ö. apar topar Erzurum'dan uzaklaştırıldı. Oğulları Ammar Gülen ve Selahaddin Gülen'in de aralarında bulunduğu sanıklar hakkında yargılama yapıldı. Eski Erzurum İstihbarat Şube Müdürü Abdullah Güler ifadesinde, telefonları dönemin Erzurum Valisi Celalettin Güvenç'in talimatları ile dinlemeye aldıklarını söyledi. 198 sayfalık iddianamede 42 ayrı yerde dönemin Erzurum Valisi Celalettin Güvenç'in ismi vardı.
18 Eylül 2024 05:16